Av. Yasemin Bezirci
Gereksiz merhamet, merhamet değildir!
Yürümeye yeni başlayan bir çocuk… Daha ilk adımını atarken düşüyor. Aman ha; kollarından tutayım, o adım atmasın, gideceği yere de ben taşıyayım. Bastığı zemini sileyim, kaymasın diye de halı sereyim, bu sırada da ne olur ne olmaz kucağımdan hiç indirmeyeyim… Çocuk gelmiş 6 yaşına daha ayakta duramıyor, insan gelmiş olgun yaşına her şeye mızmızlanıyor! İyi de sen; adım atarken kalçasının üstüne düşüp, incinmesin diye merhamet etmiştin! Senin ettiğin sözde merhamet sebebiyle çocuk 6 yaşına gelmiş ama yürüyemiyor, eee bir yanda da sürekli kucağında; taşımak ağır geliyor. Merhamet bunun neresinde? Ama adım atamıyordu, kalçasının üzerine düşüyordu, canı acıyordu, ağlıyordu; kıyamadınız… Oysa ki merhamet işi kolaylaştırmaktır; işi halletmek değildir! Yani, yol gösteren olun, yolcuyu sırtında götüren olmayın. Sırtında götürüyorsanız da; bunun adını merhamet koymayın…
Karşınıza oturmuş anlatıyor; tavırları dünya başına yıkılmış da o da altında kalmış misali. Gözleri ferini yitirmiş, yüzünde olduğundan daha yaşlı mimikler ve aralarda iç çekişler… Şansı yokmuş, bahtı karaymış, kaderi güzel değilmiş! Halbuki ah bir elinden tutan olsaymış var ya…
Karşınızda yine oturmuş anlatıyor; eşi öyle, ailesi böyle, işler şöyle, falan olmuş, filan bitmiş… Üzülüyorsunuz, elinden tutmak, onu o sıkıntıdan çekip çıkartmak istiyorsunuz. Arası bozulanları çekip konuşuyor, küsleri barıştırmak için araya giriyor, işlerin yolunda gitsin diye gerektiğinde çıkarıp para veriyor, işi yoksa iş dahi verip; hak etmediği mevkiiye kadar getiriyorsunuz. Sonrası mı? İhanet edilecekler listesinde ilk sırada ‘siz’ geliyorsunuz. Neden mi? Gereksiz merhamet, merhamet değildir de ondan! Peki o zaman merhamet nedir?
Merhamet; başkasının sorumluluğunu yüklenmek değil ise; destek vermek demektir. Merhamet herkese her istediğini vermek demek değil; ihtiyacı kadarını vermek demektir. Merhamet merdiven olmak değil ise; basamak olmak demektir. Bunun aksi ise; gereksiz merhamet’tir. Gereksiz merhamet göstermek; katilini seçme hakkını da beraberinde verir. O emek harcamadan, sizin ona verdiğiniz her şey; gelecekte alacağınız darbenin şiddetidir.
En büyük merhamet; çözüme destek verebilecek kadar net olabilmektir. Karşınızda oturmuş, yaşlı mimiklerle her şeyden şikâyet ederse, dikkatlice bakın. Sonra ona şikâyet ettiği şeyi halletmeyi isteyip/istemediğini sorun. Herkes hallolmasını isteyecektir fakat; pek az kimse o problemin hallolması için gereken sorumluluğu üstlenecektir. Peki şikâyet ediyor lakin halletmek için de bir şeyler yapmıyorsa?
Kendi problemlerini halletmek isteyecek kadar kendine merhamet etmeyene; sizin ettiğiniz merhamet, merhamet değildir! Siz onun problemini şimdilik hallederek onun gözünde ‘kahraman’ olabilirsiniz. Aman dikkat edin, böyle yaparak her problemde eteğinizin altına koşarak gelecek ve daima çözüm üretmeyi sizden bekleyecek bir merhamet eseri ortaya koyabilirsiniz. Unutmayın; beklentisi sizden olanın beklentilerini hiçbir zaman bitiremezsiniz.
Gereksiz merhametten kurtularak, gelecek hafta aynı köşede buluşmak ümidiyle…
Haftaya görüşürüz değerli okuyucularım…