Fahri Kubilay
Görünmeyen kahramanlar
Seydişehir’in yükselme devrinde Etibank’ın çeşitli spor dallarında faaliyet gösteren Spor kulübünün güreş ve futboldaki başarıları bir hayal olarak tarihin altın sayfalarındaki yerini almıştır.
Kısaca hafızamızı yoklayıp üç beş yıl geriye gidersek eti aş özelleştikten sonra mevcut spor kulübüne iyi niyetli insanların çabası sonuçsuz kaldı ve bir dönem kapanmış oldu.
Seydişehir de ikinci lığ takımlarının futbol oynadığı futbol sahaları sadece ulusal bayram günlerinde kullanılır hale geldi artık...
Gelinen nokta içler acısı…
70 bin nüfuslu bir ilçede her şeyin mevcut olduğu bir ortamda herhangi bir futbol takımının olmamasının izah edilir bir tarafı yoktu.
Tam bu noktada Seydişehirgücü Spor Kulübü Seydişehir Eti Alüminyum Spor Kulübünün bıraktığı yerden bayrağı teslim aldı. “Seydişehir de yetişmekte olan nesile spor bilinci ve alışkanlığını kazandırmak, en küçükten en büyüğüne kadar tüm vatandaşlarımızın mutlaka bir spor branşı ile ilgilenmelerini, her türlü kötü alışkanlıktan uzak kalmalarını bedenen zihnen ve ruhen gelişmelerini sağlamak, sporcu ahlakı ile önce kendilerine, ailelerine, çevresine, vatanına ve milletine faydalı, maddi ve manevi yönden gelişmiş sağlıklı bir toplum oluşturmak, Türk gençliğini gelişimine yardımcı olmak ayrıca spor vesilesi ile sosyal yönden gelişmiş, dinamik, sağlıklı kılmak amacı ile yola çıkan birkaç sporseverin gayretleri çalışmaları dikkat çekmeye başladı.
Birinci yılında Seydişehir Kamuoyuna hasret kaldığı hakem düdüğünü çaldırdılar ve daha ileriye giderek Konya Amatör takımlarının çoğunun yapamadığını gerçekleştirerek 4 Kategoride mücadele eden kulüp haline geldi.
Seydişehir’de çocuklarımızı başıboşluktan alıp, düzenli olarak spor yapma alışkanlığı kazandıran kulüp sportif alandaki başarı çıtasını sürekli yükselti ve geçtiğimiz hafta Seydişehir’in tek futbol takımı Seydişehirgücü 1.kümeye çıktı.
Sessiz sedasız bir başarı başka yerlerde yâda başka şekilde olsa büyük kutlamalar karşılamalar yapılır, bilbordlardlar süslenirdi.
Ne hikmetse bu başarı Seydişehir’de sessiz sedasız geçildi. Kimilerine göre bir başarı olarak görülmeyen bu çıkışı güzel kılan birkaç kişinin sıkıntılara hatta engellemelere rağmen karşı gösterdiği gayret ve azimdir.
Bu azmin ismi Yusuf yalcın bu mütevazı klubün başkanı takımdan hiçbir maddi beklentisi olmayan ve spor yapmak için takıma gelen gençlerin ayağına ayakkabı, sırtına forma bir öğlen yemeği için gösterdiği çabayı biliyorum.
Hatta bazı maçlarda iki çift ayakkabıyı bulamayıp ta iki ayağında farklı renklerde ayakkabılarla maça çıkan futbolcular vardı. Rakiplerine baktığın zaman beklide birçoğu kasaba takımı ama hepsinin malzemesi ihtiyaçları tam, ama 70 bin nüfuslu koca bir ilçe ama takımı sadece çocukların ve başkanının gayreti ile mücadele ediyor.
Tabii birde takımın hocaları şehre gelir gelmez takıma sahip çıkan ve bütün bilgi ve becerisini bu yönde kullanan Mevlüt Bican elindeki kısıtlı imkânlarla yardımcı olan hoca takımdan tek kuruş faydalanmayan vaktinin çoğunu takıma harcayan hoca.
Alt yapıdan u13;ü çalıştıran Lütfi Acır 12–13 yaşındaki çocukları Konya ya maça götüren kendi aracı ile çocukları antrenmana taşıyan çocuklara daha çok bir ağabey gibi davranan Lütfi acır gruplarında Konyaspor –Konya şeker gibi dev takımlarla mücadele eden insan.
Necati koçak 13 yaş altı takımı çalıştıran hoca. Aynı zamanda bu küçük çocukları futboldan çok disiplinli olmayı ahlaklı yaşamaya hazırlayan eğitimci.
Bence bu arkadaşlar Seydişehir gücünün görünmeyen kahramanları ve her türlü alkışı hak ediyor.