yazar-3
Güzel ve düzgün insan
Bana göre Konya’da iki tip insan yaşıyor: Sistemden yararlanarak köşeyi dönmek isteyenler ve gidişattan acı duyarak toplumu değiştirmeye çalışanlar…
Birinciler hiçbir şeyden rahatsız değil!
Niye olsunlar ki?
Onlar her dönemde yaşamanın formülümü bulurlar.
Ne televizyon ekranlarındaki çirkinlikler, ne de ayakların baş, başların ayak yapılması etkilemez onları. Hayatlarından memnunlar! Çökmekte olan sistemin bir basamağına tutunmuşlar, vur patlasın çal oynasın, günlerini gün ediyorlar. Onların sözlüklerinde toplumun ufkunu geliştirme, niteliğini yükseltme, kibarlık, nezaket, insanca yaşam, onur, merhamet, olgunluk ve ahlak gibi sözcükler yoktur. Amaçları, daha çok yeme, daha çok içme, daha zengin giyinme, daha çok seks yapma, daha çok hava ve göbek atma, 42 plakaya, Cumhuriyetimizin değerlerine daha çok küfretmektir. Bunlar yerel mizah ustamız Tayyip Ağa’nın deyişi ile “Tam b…k makinesı” olarak da isimlendirilebilir…
***
Bir de köşelerine çekilmiş veya çekilmek zorunda bırakılmış insanlarımız var.
Bu insanlarımız yaşananlardan müthiş acı duyuyor…
Yerel televizyon kanallarından her haber seyredişte, yerel gazeteleri her okuyuşta “Bu şehre ne oldu böyle?” diye düşünüyor, yarınlardan kaygılanıyorlar ve içinde büyüdükleri coğrafyayı tanımakta güçlük çekiyorlar.
Aslında azımsanmayacak sayıdalar ama sesleri çıkmıyor.
Bu çevrenin, Konya’daki insanlardan bir tek talebi var: Herkes düzgün insan olsun… Kardeşler, ne olursanız olun, yeter ki düzgün insan olma vasfını kaybetmeyin…
Sağcı, solcu, muhafazakar, demokrat, milliyetçi, enternasyonalist, tarikatçı, Konyasporlu, Beşiktaşlı, Fenerbahçeli, Galatasaraylı; genç, yaşlı, kadın, erkek, köylü, şehirli, zengin, yoksul olmanız fark etmez. Yeter ki güzel ve düzgün insan olun.
Maçlarda birbirinizi küfretmeyin! Kadınları, çocukları dövmeyin! Belinize taktığınız silahla, barbarlık örneği gibi dolaşmayın! Teke gibi kokmayın! Hırsızlıktan sabıkalı kalem sahiplerine yazı yazdırmayın! Cebinde sarı basın kartı olmasına rağmen aracıyla çarptığı bir yayayı hastaneye götürmeyip kaza yerinden kaçanları ve hasarlı aracını bir kamu kurumunda günlerce saklayanları beyaz cama çıkartıp yorum yaptırtmayın! Kırmızı ışıkta geçmeyin! Televizyon ekranlarında “şehrin saman çöplerine” yağcılık yapmayın! Yoksul ailelerin kızlarını ahlâksızlığa özendirmeyin! Bir zamanlar kız öğrencileri taciz ettiği iddiasıyla “patates diyarı” bir ile sürülenlere müşavirlik yaptırmayın! Oturduğunuz yeri kokutmayın! “Fahri trafik müfettişliği” belgenizi ranta döndürmeyin! Altınızdaki otomobili, öldürücü bir silah gibi kullanmayın! Küfür etmeyi bir alışkanlık haline getirmeyin! Küfür ettiğiniz için övünmeyin! Yalan söylemeyin! Rüşvet almayın ve vermeyin! Yaya geçitlerinde sağdan yürüyün! 42 plakadan utanarak araçlarınıza 35, 34 veya 06 plakaları taktırmayın. Konya’nın değerlerine, insanlarına küfredenlere, şehre Türkiye Cumhuriyeti’nin verdiği trafik simgesini köşe ismi olarak kullandırmayın! Sokaklara tükürmeyin ve çöp atmayın! Camilere pis kokan çoraplarla namaz kılmaya gitmeyin!