Hal ve gidiş sıfır

Bu gün yeni seçilen vekillerimiz toplanacak ve hiçbir zaman tutmayacakları yemini edecekler. Yemin onlar için her zaman bir gösteriden ibaret oldu. Sonra olacaklar zaten belli. Hiçbir zaman yeminini tutmamış Cumhurbaşkanı Taşkentli Davutoğlu’na görev verecek, ardından bir kör dövüşüdür başlayacak. 

Sözün kısası filler tepişecek, altta kalanın canı çıkacak. Zaten çıkıyor, geçtiğimiz Cuma günü Afyon’un Çay ilçesindeydim. Bölgeyi iki kere dolu vurmuş, meyve namına bir şey bırakmamış. Bütün umudunu meyve hasadına bağlayan üreticinin hali perişan, dallarda kalan tek tük ürün de dolunun izlerini taşıyor. Hal böyleyken üretici meyve kurduna karşı ilaçlama hazırlığında. Belanın getirdiği şaşkınlıktan üretici, olmayan ürünü ilaçlama peşinde.  

Asıl feryat alacaklılar kapıya dayandığında kopacak, öyle ya o ürün için alınan ilaçların, gübrelerin, sulama sularının parası istenecek yakında. Üreticinin ayakkabı kutularında parası yok ki çıkarıp ödesin. Değil parayı sıfırlamak, yıllardır onun geliri zaten sıfır düzeyinde.

Tepedekiler hep kapışır ve altta kalanları hiçbir zaman görmezler, seslerini duymazlar. Birer torba kömür, küçük bir erzak filesiyle çözüm ürettiklerini sanırlar. Bizim vatandaş da has metel sanır bunu, boynunu biraz daha köser. Zaten o boynun daha çok kösüleceğini bildikleri içindir verilen o erzak fileleri, kömür torbaları.

Haydi, Çay bölgesindeki meyve bahçelerini dolu vurdu, doğal afet ne varsa aldı götürdü, diyelim, koca bir tarım ülkesinin saman ithal eder hale getirilmesine ne diyeceğiz ki.

Bir zamanların akılsız hükümetleri, özellikle Orman Bakanlığı köylünün ahırındaki keçiye düşman kesilmişti. Sonuçta olan üretici köylüye oldu. Tepedekiler et, canlı hayvan ithal ederek çözüm üreteceğiz sandılar, fena halde çuvalladılar. Bundan sonra gelecek aklı başında birileri çözüm bulabilir mi? Hiç kolay değil, yaylalar boşaldı bir kere.

Gezdiğim yaylalar yüreğimi burkuyor artık. Bir zamanlar 20 bin 30 bin koyun/keçi sürüsünün yayıldığı yaylalar viran durumda, tol dediğimiz birer göz yayla evleri harabe olmuş. Geçmişte onlarca ailenin çıktığı yaylalara şimdi ya bir aile çıkıyor ya iki, belki çok yakında onlar da çıkmaz olacaklar.

Halen göçer yaşamı sürdüren göçer yörükler, her şeyden önce üretici insanlar. Onların keçi sürüleri toplumsal zenginliğimiz aslında. Ama yakın zamana kadar bu zenginliğimizin üzerine dozerle gidilmiş. Çoğu üreticilikten alıkonup nerdeyse hapsolunmuş. Karaman Sarıevlerde oturan insanlara bi sorun bakalım ne hissediyorlar.

Şimdi oruç günleri, iftarlarda zengin zengini çağıracak, içini rahatlatmak isteyenlerde toplu iftar verecek, kuru/pilav,  yanına da biraz hoşaf ekledin mi fukaranın gazını almaktan kolay ne var?

 Hele dağ köylerine bir düşürün yolunuzu. Hala eşekle çift süren üreticiler çıkar karşınıza. Tepemizdekiler dalaşmaktan zaman bulup bu utancı görürler mi dersiniz?

img_1170-002.jpg

img_4760-002.jpgimg_7016-002.jpg

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum