Bir dönemin efsanevi belediye başkanıydı Halil Ürün…

1989 yılında Ahmet Öksüz’ü devirerek Konya Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini, 1999 yılında Karatay Belediye Başkanlığı’nda stajını tamamlayan Mustafa Özkafa’ya kaptırıncaya kadar, layıkıyla yerine getirdi.

Konya onun döneminden itibaren ekmeğin, suyun ve ulaşımın en ucuz olduğu şehir olarak reklâm ediliyordu.

Öyle ki Ürün, başkanlık yaptığı 10 yıl boyunca kendi partisinin iktidarını neredeyse hiç görmedi.

Yani Konya’yı örnek şehir haline getirirken, sadece bu şehrin kaynaklarını doğru kullanmasını bildi, o kadar.

Ürün’ün ve hatta ondan önceki belediye başkanlarının yaptıkları hizmetlerin doğruluğuna şimdiki Başkan Tahir Akyürek’in şu sözleri de şahittir: Belediye başkanları açısından Konya gerçekten şanslıdır. Neredeyse 40 yıldır hangi partiden olursa olsun iyi hizmet üretilmiştir.

Konya Büyükşehir Belediye Başkanı olarak o dönemde kendisini bir marka haline getiren Ürün, ne olduysa 1999 seçimlerinde partisi tarafından aday gösterilmedi…

O zaman, partinin İl Başkanı olan Tahir Akyürek, geçen seçimde karşısına rakip olarak geçtiği Mustafa Özkafa’nın ismini, belediye başkan adayı olarak Yüksek Seçim Kurulu’na vermişti.

İşte Ürün bundan itibaren bir sıçrama yapabilirdi. Ama maalesef sıçrayamadı…

Partisine gönül koydu…

Sonra da Konya’da yapılan hizmetler örnek gösterilerek kazanılan İstanbul’un, o dönemde belediye başkanı olan Tayyip Erdoğan’ın altında işe başladı; İSKİ danışmanı olarak.

İşte burada bile Ürün’ün bayrağını indirdiğini, yükseklere tırmanması gerekirken Tayyip Erdoğan’ın altında kaldığını görüveriyoruz.

Abdullah Gül’ün Fazilet Partisi’ne genel başkan adayı olduğu 14 Mayıs 2000’de kendi deyimiyle Ürün, “Gül’ün solundaki adamdı”… Sağ tarafta ise Bülent Arınç vardı.

1195 delegenin 633’ünün oyunu Erbakan’ın desteklediği Recai Kutan alırken, Abdullah Gül, 122 oy daha az alarak yeni bir kadere yol alıyordu…

İşte bundan sonra, Gül’ün solundaki adam olarak Ürün, AK Parti’nin kurucuları arasında yer alıyor, ardından 2002’de yapılan seçimlerde Konya’dan 1. sıra adayı oluyor ve kazanılan zaferin ardından Genel Başkan Yardımcılığı görevine getiriliyor…

Tam burada kişisel kariyeri ile ilgili olarak önemli sayılabilecek bir sıçramaya imza atan Ürün’ün elinden, ailevi nedenlerle önce genel başkan yardımcılığı görevi alınıyor. 2007 seçimlerinde de aday gösterilmiyor…

Geçtiğimiz günlerde basınla bir araya geldiği toplantıda Ürün’ün ne yapmak istediğini anlamaya çalışırken, onu bir cenahta parlatan hadiseleri bir bir reddettiğini görünce şok oldum…

Mesela, Konya imajını zedeleyen hadiselerden olarak kız öğrencilere ayrı bir otobüs tahsis etmesini…

Ya da, genelevi kapatmasını…

Bu iki hadisenin de böyle olmadığını belirtti Ürün…

Genelevi kendisinden önceki belediye meclisinin aldığı kararı uygulaması gerektiği için yıktığını söyledi.

Kız öğrencilere sadece kendisinin değil, Anavatan Partili belediye başkanlarının da hizmet olarak otobüs verdiklerini kaydetti…

Her ne kadar Konya, yaygın basında tukaka ilan edilmiş olsa da, Ürün’ü efsaneleştiren hadiselerdendi bunlar…

Şimdi Ürün bunları da inkâr ederek yakıyor…

Ürün, AK Parti’den belediye başkanlığı mı istiyor, yoksa il başkanlığı mı bilemiyorum…

Fakat kişisel kariyeri açısından her ikisi de bence ona yeterli gelmemeli… İSKİ’de Erdoğan’ın altına girdiği gibi, bir başka oluşumun da gölgesine girerek ne kendisini ne de bizi yeni bir rüyanın peşinde koşturmamalı…

Bir liderin sağındaki ya da solundaki adam olma devrinin bittiğini göstermeli.

Ürün’ü bundan sonra -bir kenarda ağabeylik yapmayacaksa- ancak bir parti genel başkanlığı paklar…

Efsane böyle yaşar; yoksa ölür…