Hümeyra Uslu
Hapı Yutmayalım!
Herkes hasta.
Hastaneler adam kaynıyor. Her gün birilerine yeni bir teşhis konuyor. Her yeni gün iyileşip bir sonraki gün yeniden hasta oluyoruz…
Peki, nedir bu hallerimiz, gidişat nereyedir?
“Ya hu yazar sen de kendine dert mi bulamadın?” diyebilirsiniz. Bu hafta da derdimiz bu olsun.
Soru şu:
Yanlışta ısrar ediyor olabilir miyiz?
Mesela; Tıp bu kadar gelişmişken iyileştiren şeyin ilaç olduğunu zannediyoruz hala…
Ve ısrar da ediyoruz.
Oysa iyileştirici şey, Allah’ın insan vücudunda yarattığı ve aktif olması durumunda bünyeyi iyi edecek enerji olabilir mi?
Olabilir ki konuşuluyor.
Uzmanlar, bu bahsi geçen enerjinin harekete geçmesinde bir molekülün de, bir gıdanın da, bir bitkinin de etkili olabileceğini söylüyorlar. Lakin biliyoruz ki şifa bir lütuftur ve ancak Allah’tan gelir.
Hiçbir şeyin mutlak şifa olmadığı dünyada tıbbın da galiba şunu anlaması gerekir: Şifa doğrudan Allah’a aittir.
Maddenin arkasındaki mana meselesine de dikkat çekiyor uzmanlar. Kötü beslenir, hijyene uymaz, soğukta kalır iseniz hastalanırsınız ama…
Hem fiziken hem ruhen kendinize dikkat eder ve yenilerseniz belki de hastalıklardan uzaklaşacaksınız…
Lokman Hekim’e verilen şey anatomi dersi değildi herhalde. Lokman Hekim’e verilen “hikmet”ti. Hikmet nedir derseniz; hikmet bir işi yaparken o işin tabiatına hâkim olmak.
Hikmetin başı Lokman Hekim ise İbn-i Sina da ilmin başıdır.
İbn-i Sina yani modern tıbbın babası ve geleneksel tıbbın en iyi uygulayıcısı şöyle demiş: “Benim tıptan öğrenecek bir şeyim kalmadı.”
Bu şu demek, İbn-i Sina öyle bütüncül bir yaklaşım yakaladı ki bütün parçaları bütünüyle görebildi.
Belki biz bugün bilimi uzmanlıklara çok böldüğümüz için, multidisipliner çalışmaları azalttığımız için belli sıkıntıları yaşıyoruzdur.
Eğer bir aksaklık olmasaydı tüm hastalıklara bir ilaç geliştirilir, hiç kimse de zahmete girmezdi.
Ortada bir hapı yutma durumu var diyorum yani. Umalım ki yutmayalım tabii…
Her yıl bir ilaç, bir bitki kahraman ilan ediliyor. Ama genelde sonuç beklediğimiz gibi olmuyor. O zaman şöyle düşünmeye ne dersiniz?
Hastalıklar kefaret için gelir,
Hastalıklar imtihan için gelir,
Hastalıklar rahmet olsun diye gelir.
Velhasıl, her cezada bir şifa olduğunu kabul edeceğiz.
Hem biyolojik, hem ruhsal olarak arındığımız günlerin uzakta olmamasını temenni ediyorum.
Son olarak, hacamat yaptırmak vücudumuz için çok faydalı imiş, hem uzmanlar tavsiye ediyor hem de Peygamber Efendimizin sünneti.
Sağlıklı, ağırlıklarınızdan arınmış bir ömür temennisiyle. Hoşça bakınız zatınıza…