yazar-75
Hasip Yazgan CHP’den aday
Yerel seçimler öncesi siyaset kazanı fokur fokur kaynamaya devam ediyor. AK Parti, MHP ve CHP arasında geçecek olan yarışta partilerde aday adayları da ortaya çıkmaya başladı.
CHP ve MHP de aday bolluğunun olacağını daha önce de belirtmiştim.
CHP’den Hasip Yazgan ağabeyimiz de aday adaylığını açıklayanlardan birisi oldu. Gazetemizi ziyaret ederek görüşlerini ortaya koyan Hasip Yazgan kişiliği, insan sevgisi ve parti içerisindeki ağırlığı ile biliniyor.
Geçmiş dönemlerde Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu başkanlığı ve Karyem AŞ yönetim kurulu başkanlığı yapan Hasip Yazgan, taraflı tarafsız birçok kesimle olan sıcak ve samimi ilişkileri olan birisi.
Hasip Yazgan faktörü dengeleri değiştirecek düşüncesindeyim. Son kararı kendi teşkilatları verecek.
Parti içerisinde çok farklı seslerin olduğunu biliyoruz.
Aday adayları arasında kiminse ileceği kadar kaybeden adayın başka bir partiden de aday olacağı kulislerde konuşulduğu bir gerçek.
GERÇEK BUYDU
Geçtiğimiz hafta içerisinde eski bir siyasetçinin, ilçemiz de görev yapan gazeteciler hakkında söylediği sözleri kalem almış ve köşeme taşımıştım.
İşte o yazı ilçe gündemine bomba gibi düştü.
Telefonlarım ve maillerim tebrik mesajları ile doldu.
İşin ilginç tarafı eski siyasetçinin kendi partisinden çok sayıda insanın “az bile yazmışsın” sözü ile karşılaşmam ne garip değil mi?
Eğer insan kendisini mensubu olduğu partide zor kabul ettirebiliyorsa orada bir yara var demektir.
KİM HAKLI!
Birkaç gün önce Yüksek okul öğrencisi olan Gaziantepli Mehmet, kardeşimiz ev sıkıntısı yaşadığını söylemişti.
Öğrenci arkadaşımız kendilerine ev verilmemesinden şikâyet ediyordu. Kendi bildiklerimi anlatmaya çalıştım.
Öğrencilerin mağdur olduğunu, ev bulanların ise yüksek kiralardan evde oturduğunu söylüyor ve kendilerini haklı çıkarmaya çalışıyordu.
Kendisine vatandaşında haklı olduğu tarafları anlatmaya çalışıyordum ki çok sevdiğim Aziz abim “Mithat gel çay söyleyeyim “ deyip bizi yanına çağırdı.
Daha yeni oturmuş, çaylar bile gelmişti.
Aziz ağabey,
—Bu benim öğrencilerden çektiğim ne yahu dedi.
—Hayırdır abı dedim ve başladı anlatmaya.
—2 yıldır evimi yüksekokul öğrencilerine verdim. Kız çocukları acıdım. Ama yanıldım. Evden çıkarken ne elektrik parası ne su parası nede başka borçlarını ödediler.
Evi talan etmişler. Boyalar, duvarlar, kapılar zarar görmüş. Evden 2 çuval içki şişesi toplattım.
Evin anahtarını başka birine vermişler. Artık öğrenciye ev vermeyeceğim dedi.
—Ailesine arasaydın dedim
—Aradım. Öyle babanın öğle evlatları olur. Telefonda beni döveceklerdi. Adamlar haklı çıktılar. Evinin yıkılmadığına dua et dediler. Telefonu kapadım. Artık üniversite öğrencisine ev yok dedi.
Yanımdaki öğrenci anlatılanlar karşısında hiçbir şey diyemedi. Adeta çay zehir oldu. Yolda yürürken, “ağabey öyle pisliklerin cezasını buradaki öğrenciler çekiyor. Sen haklıymışsın” dedi ve konuyu kapattı.