Hayaller

Geçen perşembe akşamı Meram Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu'nun misafiri idik. Mekân misafirhane idi. Mesai saatleri dışında gerçekleşen bu  buluşma her türlü resmiyetten uzaktı. Başkan, üzerine kravat takılamayacak bir kazak giymişti. Resmiyet uğruna düşülen yapmacıklarla sivillik veya serbestlik namına sapılan başıboşluklarımızı düşündüm. Hayatta hemen her şeyin denge işi olduğunu, denge yitirilince hemen ileri ya da geri doğru aşırılıklara ve dolayısıyla felaketlere vardığımızı düşündüm. Eskilerin ifrat ve tefrit adını verdikleri aşırılık hallerine düşmeden itidal denen adl, adalet, denge durumunu bulmanın ve korumanın ehemmiyetini düşündüm.

Memleket yazarlarından bazıları, o geceye ilişkin gözlem ve izlenimlerini yazdılar. Elbette kendi açılarından... Beni en çok ilgilendiren ve etkileyen şey, başkanın Meram'la ilgili hayalleri oldu.

Hayal kurmak, bizde genellikle gereksiz, boş, dolayısıyla zararlı bir iş sayılır. Hayal kuran insanlar  hayalperest sayılıp dünya gerçeklerinden kopuk olmakla suçlanır. Oysa gerçeklik dediğimiz şeylerin çoğu, geçmişte kurulan hayallerin eseridir. Verili gerçekleri, hayallerimize yer bırakmayacak şekilde mutlaklaştıracak olursak, onların esiri ve giderek oyuncağı olmaktan kurtulamayız. Bu bizi aklımızı ve irademizi gerektiği gibi kullanmaktan alıkoyan, kısıtlayıcı ve kısırlaştırıcı bir mahkûmiyet halidir. Kuşkusuz, gerçekleri hiç hesaba katmayan hayaller de olabilir ve bunların tahakkukuna kalkışan kişi, kendisini birden zavallı bir Don Kişot konumunda bulabilir. Sayın Refik Tuzcuoğlu'nun hayalleri, bana gerçekleştirilmesi pekâlâ mümkün, makul, güzel heyecan verici göründü.

Mevcut duruma, kurulu düzene alışmış, değişimden korkan, her yeniliğin kötülük getireceğini sanan, tutucu, oturgan, korkak, hımbıl kişiler ve kurumlar, başkanın hayalleri karşısında korkuya ve telâşa kapılıp feveran ve feryat edebilirler. Onun girişimlerini engellemeye, kösteklemeye çalışabilirler. Fakat anladığım kadarıyla her türlü şahsi menfaat ve ikbal endişesinden azâde ve müstağni görünen başkan, zihinlerdeki donmaları yumuşatabilecek bir ateşle, yanlış yerlerde duran taşları asıl yerlerine yerleştirebilecek bir güç ve enerjiyle donanmıştır. Onun ateşini, gücünü, enerjisini ne kadar çok paylaşan olursa, o güzel hayaller o kadar çabuk ve kolay gerçekleşir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.