yazar-75
Hayat bir yarış
Hayatın neresinden bakarsanız bakın bir yarış içerisindeyiz. Bu yarışta hepimiz iyi yerlere gelmeye çalışıyoruz.İlköğretim çağından son nefesimize kadar bu yarışı sürdürğümüz bir gerçektir.
Bir koşuda kıyasıya birincilik yarışı,ÖSS de iyi bir yere gelme yarışı,futbol karşılaşmasında şampiyon olma yarışı, okul birinciliği yarışı…
Bu yarışlarda kimi hak ediyor kimisi ise saygı göstermeksizin her yolu deneyebiliyor.
Hayatı, herkesi geçmek zorunda hissedildiği bir yarış pisti olarak algıladığımız bir gerçek.Elde dilen edilen başarılardan dolayı karşımızdakini takdir etmesini bilmiyoruz. Yorgunda olsak yarışmaktan vazgeçmiyoruz.
Başkalarına gösterteceğimiz saygı, kendimize olan saygının da bir göstergesi.
Karşımızdakine saygısız davranıyorsak bilelim ki kendimize de farklı davranmıyoruz demektir.
İnsanlarla yarışmak ve onları geçmek üzerine kurulmuş bir bu yarışta yenilgi duygusunu tadacağımızı kabullenmeliyiz. Kazanmanın mutluluğunu yaşamak istiyorsak takdir etme duygumuzu üst noktalara taşımalıyız.
1977’NİN İNTİKAMI!
1 Mayıs’ı ve öncesini hep birlikte izledik.
Gazetelerde ve televizyonlarda DİSK ‘in tahrik edici,ülkeyi kaos götüme planlarına şahit olduk.
1 Mayıs sabahı DİSK Genel Başkanın komik açıklamasını izledik ” Olası faciayı Taksime girmeyerek önledik”
Günlerdir Taksim’e girme inadınız neydi peki?
Herkes Polisi veya devleti suçlamaya çalıştı.
Bana göre polis insanca davrandı.Sen devletin polisine taş atacaksın,1977’de meydana gelen olayların intikamını alma yemini edeceksin… Sonrada hoşgörü bekleyeceksin.
İşçinin, emekçinin, eliyle, bedeniyle, yüreğiyle çalışan herkesin bayramı bu…Sen bunu kötüye kullanacaksın sonrada suçsuzum edebiyatı yapacaksın.
Keşke Karanfiller dağıtılsaydı, pankartlar rengarenk olsaydı, türkülerle, halaylarla kutlansaydı Buna DİSK barikat koydu.
Yaşanmak istenen güzelliklere provokatörler engel oldu.Ülkede huzursuzluk yaratmaya çalıştılar.Dünyaya bizleri rezil ettiler.
Sanki savaş vardı.Biber gazı,taş,sopa….
Peki düşman kimdi?