Memleketi Kurtaran Adam
Ha(ydiba)stır
Nasreddin Hocanın canı bir gün sarma çeker. Ama elinde yoğurt bakraçları anası da ağlamış ne yapıyım ne yapıyım derken aklına göl gelmiş. Gelmiş gölün kenarına, atmış bakraçları kenara çıkarmış sarmış sigarasını hafif hafif demleniyor. Sonra birden bekçinin düdüğünü duymuş. Eyvah şimdi yandık derken aniden atmış sarmayı bakracın içine sonra da bakracı tutmuş göle dökmeye başlamış. O esnada bekçi yanında bitivermiş. Bakmış bakmış anlamamış sonra hocaya sormuş ne yapıyorsun diye. Hoca da ‘görmüyor musun yoğurt mayalıyorum’ demiş. Bekçi kahkahalar içinde ‘ilahi hoca koca göl hiç maya tutar mı?’ demiş. Hoca da ‘ya tutarsa’ diye cevap vermiş. Sonra bekçi ilahi hoca diyip güle güle yoluna devam etmiş. Hoca hem keyfine hem yoğurda yanarken bekçinin arkasından bakıp ‘şimdi bu salak herkese anlatır’ demiş.
...
Sıkarken
Nasrettin Hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyormuş. Yoldan geçen arkadaşı hocaya: Hocam kediyi yıkama ölür demiş. Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış. Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş. Kedi ölmüştü. Adam: Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedim mi? demiş. Hoca: Ben kediyi yıkarken ölmedi ki sıkarken öldü demiş....
...
Allah biliyor
Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış: Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş. Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor, demiş.
...
Aklın varsa göle koş
Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken, acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı, diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur. Aralarında kuruları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır. Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar. Anıra anıra, çifte ata ata dörtnala koşmağa başlar. Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır, aklın varsa göle koş!
...
Şimdi kalkıp bi sürü yazı yazıp adamın birine ‘haydibastır’ deyip sinirlerinizi gereceğime, fıkra anlatıp güldürmeyi tercih ettim. Umarım iyi etmişimdir. Ayrıca, Temel kusuruma bakmasın, bu yıl Nasreddin Hoca yılı olduğu için bi süre kendisiyle ilgilenemeyeceğiz.
…
Unutmadan belirteyim bir de Abdurrahman ne güzel bir isim değil mi?
Abdulkadir ne güzel isim, Abdullah, Abdulvahhab, Abdülaziz hep güzel isimler… Bazen bu kadar güzel isimleri ne diye üzerinde hiç de iyi durmayan birine verirler ki?
Babalar çocuklarının isimleri gibi güzel huylu olmasını isterler… Çocuklar babalarının kendilerine verdiği isimleri taşımaya layık olmasalar da…