Prof. Dr. Ali Akpınar
Hayvanlardaki ilahî ayetleri ..
Hayvanlardaki ilahî ayetleri okumak
Eskiden beri hayvanlarla ilgili pek çok eser, ansiklopedi yazılmıştır. Belki de eskilerde bu kitapları yazanlar, hakkında kalem oynattıkları hayvanları bizatihi görmemişlerdir. Bugün ise çok büyük hayvanat bahçeleri vardır. Hem de ansiklopedi gibi. Saatlerce gezmekle bitmez. Çoğu insan da onları turistik amaçla gezmekte, görüp geçmektedir. Belgeselleri bile izlerken malumat sahibi olmak için izlemekteyiz. Oysa her bir hayvan türünde sayısız ayet vardır, Yüce Yaratıcının varlığını ve erişilmez kudretini haykıran. Her hayvanı bu gözle görmeli, izlemeli ve incelemeliyiz.
Bu insanlar, devenin nasıl yaratıldığına bir bakmazlar mı? (88/17)
İşte büyük bir hayvanat bahçesindeyiz. Enva i çeşit hayvan. Binlerce tür ve çeşit. Her biri ayrı bir renk, fizik, özellik ve güzellik içerisinde. Yaşadıkları ortamlar ve şartlar farklı. Kimi sürüngen, kimi karada dört ayaklı, kimi suda, kimi hem karada hem karada yaşamakta, kimileri de havada uçmakta. Her biri farklı özellikleriyle Yüre Yaratıcının erişilmez kudretini haykıran bu hayvanlar, bir ayetler ansiklopedisi olarak bir araya getirilmişler ve insanların ibret nazarlarına sunulmuşlar.
Üreme zaman ve şekilleri farklı. Kimi yumurtlayarak, kimi yavrulayarak çoğalmakta.
Besin kaynakları farklı. Kimi otçul, kimi etçil, kimi hem otçul hem etçil, kimileri taze yer, kimileri bayat ve kokmuş olanları yiyerek çevreyi temizler, ekolojik dengeye katkı sağlar.
Farklı özellik ve yaşam tarzlarıyla hemen hepsi insanlar için model olmuşlardır. Uçakların uçuş şekli ve yapılarının oluşumunda uçan hayvanlardan yararlanılmıştır. Gemilerin, denizaltıların yapımında deniz hayvanlarından istifade edilmiştir. Yer altı taşımacılığında yer altında yaşayan hayvanlar model olmuştur. Diğer huy ve özellikleriyle de hayvanlar insanlar için teşbih malzemesi olmuşlardır. Karıncanın hırs ve çalışkanlığı, arının çalışkanlık ve üretkenliği, örümceğin eşsiz sanatkarlığı, devenin kini, keçinin inadı, kedinin nankörlüğü, köpeğin sadakati, tilkinin kurnazlığı, aslanın onuru, kaplanın gururu, kaplumbağanın teenni ile hareket edişi, tavşanın ataklığı vb… İnsanlar bunların güzel olanlarını örnek olarak almışlar, çirkin olanlarını da kendi aralarındaki bu çirkin özelliğe sahip olanlara darb-ı mesel yapmışlardır.
Hayvanların hepsi insanlar için yaratılmışlar ve onların doğrudan yahut dolaylı hizmetlerine sunulmuşlardır.
Onların farklı renk, özellik ve güzellikte oluşu, Yüce Yaratıcının nelere kadir olduğunun göstergesidir.
Kur’ân’da da pek çok hayvandan bahsedilmektedir. Genel olarak Kur’ân hayvanları, insanların hizmet ve ibretlerine sunulmuş ayetler, model örnekler olarak sunar.
Hayvanları da O yarattı. Onlarda sizin için ısıtıcı (şeyler) ve birçok faydalar vardır. Onlardan bir kısmını da yersiniz. Sizin için onlardan ayrıca akşamleyin getirirken, sabahleyin salıverirken bir güzellik (bir zevk) vardır. Bu hayvanlar sizin ağırlıklarınızı, ancak güçlüklere katlanarak varabileceğiniz bir memlekete taşırlar. Şüphesiz Rabbiniz çok şefkatli, pek merhametlidir. Atları, katırları ve eşekleri binmeniz ve (gözlere) zinet olsun diye (yarattı). Allah şu anda bilemeyeceğiniz daha nice (nakil vasıtaları) yaratır. (16/5-8)
Yürüyüşünde tabiî ol, sesini alçalt. Unutma ki, seslerin en çirkini merkeplerin sesidir. (31/19)
Pek çok sureye hayvanların ismi verilmiştir. Bakara (inek) suresi, Enâm (deve, sığır, davar cinsi evcil hayvanlar), Nahl (arı), Neml (karınca), Ankebût (örümcek), Adiyât (koşturan atlar), Fil bunlardandır.
Yunus, Zün’n-Nûn (balık sahibi) bir peygambere isim olmuştur.
Yüce Allah, sivrisineği, karasineği, örümceği bile üstün körü görüp geçmemiz için onlardan bize çarpıcı örnekler sunmuştur.
Şüphesiz Allah (hakkı açıklamak için) sivrisinek ve onun da ötesinde bir varlığı misal getirmekten çekinmez. (2/26)
Ey insanlar! (Size) bir misal verildi; şimdi onu dinleyin: Allah'ı bırakıp da yalvardıklarınız (taptıklarınız) bunun için bir araya gelseler bile bir sineği dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan geri de alamazlar. İsteyen de âciz, kendinden istenen de! (22/73)
Böyle iken onlara ne oluyor ki, âdeta arslandan ürküp kaçan yaban eşekleri gibi (hâla) öğütten yüz çeviriyorlar? (74/49-51)
Allah'tan başka dostlar edinenlerin durumu, örümceğin durumu gibidir. Örümcek bir yuva edinir; halbuki yuvaların en çürüğü şüphesiz örümcek yuvasıdır. Keşke bilselerdi! (29/41)
Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır. (16/68-69)
Eşeğine de bak. Seni insanlara bir ibret kılalım diye (yüz sene ölü tuttuk, sonra tekrar dirilttik). Şimdi sen kemiklere bak, onları nasıl düzenliyor, sonra ona nasıl et giydiriyoruz, dedi. (2/259)
İlmi ile amel etmeyenler eşek ve köpeklere benzetilmiştir.
Fakat o, dünyaya saplandı ve hevesinin peşine düştü. Onun durumu tıpkı köpeğin durumuna benzer: Üstüne varsan da dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini sarkıtıp solur. İşte âyetlerimizi yalanlayan kavmin durumu böyledir. Kıssayı anlat; belki düşünürler. (7/176)
Tevrat'la yükümlü tutulup da onunla amel etmeyenlerin durumu, ciltlerce kitap taşıyan merkebin durumu gibidir. (62/5)
Evet, hayvanları bu gözle görmeli, hayvanat bahçelerini bu gözle gezmeli, hayvanlardan ders almalı, onlardaki güzellikleri örnek almalı, onlarda bulunan kimi olumsuz huylarından uzak durmaya çalışmalıyız. Bize, hayvan denilmesine kızarız, ama çoğu zaman hayvanlardan daha aşağılık işler yaparız. Ey basiret sahipleri, ibret alınız!