M. Ali Köseoğlu
Her Çarşamba çalışmak zor!
Bugün 1 Mayıs...
Takvim yapraklarına baktım; ne olup bitmiş diye...
Epey bir şey olmuş, dünya kurulalı beri...
***
1707’de, İngiltere, Galler ve İskoçya, Büyük Britanya olarak birleşmiş...
1925’te Kıbrıs, İngiltere kolonisi olmuş...
18 Şubat 1930’da keşfedilen Plüton gezegeni 1 Mayıs’ta resmen isimlendirilmiş.
***
Bunlar daha da dikkatinizi çekecek:
1948’de Hürriyet gazetesi, Sedat Simavi tarafından İstanbul’da kurulmuş.
1967’de Elvis Presley, Priscilla Beaulieu ile Las Vegas'ta evlenmiş...
***
Ama bunların hiç biri 1 Mayıs’ı öncelikli kılmıyor...
***
Hikâye şu:
1 Mayıs 1886’da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bırakmışlar...
Gösteriler 1 Mayıs’ı izleyen günlerde de tüm harareti ile devam etmiş ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı’na neden olmuş.
Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edilmiş. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliği kazanmış...
Ve... 14 Temmuz-21 Temmuz 1889’da toplanan İkinci Enternasyonal’de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs günü tüm dünyada ‘Birlik, mücadele ve dayanışma günü’ olarak kutlanmaya başlamış.
***
Ama ne kutlama...
Mesela 1977’de İstanbul-Taksim’de 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamaları sırasında 34 kişi ölmüş. Böylece olay tarihe Kanlı 1 Mayıs olarak geçmiş...
1996’da Kadıköy’deki kutlamalarda da 4 kişi daha hayatını kaybetmiş.
***
2010 yılı taksim için milat... Çünkü 32 yıl sonra Taksim’de ilk kez izinli olarak 1 Mayıs kutlamaları yapılabildi...
***
Yani 1 Mayıs bizde de dünyanın bazı ülkelerinde de ‘kutlamadan’ çok siyasal eylem biçimine dönüşmüş durumda...
Bizdeki bazı sendikalar da bayram yapmayı değil de ‘Kanlı 1 Mayıs’ın hesabını görmek niyetinde... Yıllardır da şu 1 Mayıs’a bir çeki düzen veren, işçinin kafasını dinleyeceği “oh be bayram yaptık” diyebileceği bir organizasyona imza atamadı sendikalar.
30-35 yıl önce kendilerini buldukları kalabalık arasında hala beyinleri...
Maalesef.
***
Madem keyfe keder vermemek lazım...
İşçilerin 1 Mayıs’ını kutlayalım...
Ve sözün sonunu bir fıkra ile bağlayalım:
***
Toplu sözleşme pazarlığından yeni çıkmış sendika başkanı, salonda toplanmış işçilere ateşli bir söylev çekmektedir:
—Yoldaşlar! Yönetimle yeni bir sözleşme yaptık. Bundan böyle haftanın dört günü daha çalışmayacağız! Kalabalık,
—Yaşasın! diye bağırır.
—Çalışma saatimiz beşte değil, dörtte bitecektir!
—Ya!
—Çalışmaya dokuzda değil, on birde başlayacağız!
—Helal!
—Maaşlarımız yüzde 150 artacaktır!
—Vaaaaaauuuuuvvvv!
—Yalnızca Çarşambaları çalışacağız!
Bu sözün ardından derin bir sessizlik olur. Derken arkalardan bir ses duyulur:
—Her çarşamba mı?