Mustafa Yiğit
Her türlü içkiyi elinizin tersiyle itin...
Her türlü içkiyi elinizin tersiyle itin, ayaklarınızın altına alın
Sarhoşluk veren her türlü içki zararlıdır. Zararın neresinden dönerseniz kar edersiniz. O nedenle içkinin millisi, gayri millisi diyerek içkiyi şirin göstermek çok da matah bir şey değil.
Her türlü içkiyi elinizin tersiyle itin, ayaklarınızın altına alın.
Çünkü, kitaplar nasıl ki, kimi zaman bomba haline gelebilirse, ayran da aklımızı başımızdan alan içki olabilir her an. Ayran da zamanla meyhoşluk vereceği için her an içkiye dönüşebilir. En iyisi ayranı da eve sokmayın(!)
Şaka bir yana, son zamanlarda yaşadıklarımız gerçekten kafa karıştırıcı, iç yaralayıcı.
Öyle ki, artık baldıran zehri mi daha tehlikeli, sarhoş eden içkiler mi daha tehlikeli bilemez hale geldik?
Kırk katır mı kırk satır mı gibi bir durum söz konusu yani.
Ayran baldıran zehrine iyi geliyorsa hep birlikte daha çok ayran içelim, kendimizden geçelim. Ayrışmamızın önüne geçelim. Belki de unuturuz son otuz yılda yaşanan pek çok şeyi. Ancak unutabilecek miyiz?
Bu ülkenin insanı sarhoşlar mı daha tehlikeli, teröristler mi daha tehlikeli onu mu tartışacak?
Gündemimiz bu mu olacak?
Bir tarafa alkolikleri, öbür tarafa teröristleri koymuşlar, tercih sizin diyorlar!
Sanki bu ülkede sadece alkol tüketenlerle teröristler yaşıyor.
Memleketin gündem sadece bu mu yani?
Memleketin haline bakar mısınız?
Memleketin içki haritası; sarhoşların elinde alkollü içecek, terör örgütü sempatizanı gibi davranan akillerin elinde baldıran zehri! Kısaca memleketimden insan manzaraları…
Sizce hangisi daha tehlikeli?
Bu tercih en az milli içki meselesi kadar önemli.
İçkiyle, zararlı alışkanlıklarla mücadele ederken, baldıran zehriyle ortada dolaşan akillerin milli bünyeye verdiği zararı görmemek mümkün değil… Birileri bunu görmeli.
Bir akil kadın diyor ki çıktığı bir televizyon programında “Kürtlere Nazi Almanya’sındaki Yahudilerden beter zulüm yapıldı bu ülkede…”
Zulmü yapan kim?
Yahudi konumunda olanlar kim?
Bu nasıl bir benzetmedir. Teşbihte hata olur, hem de bal gibi olur.
Bu cümle teşbihte ipin ucunu kaçırmanın zirvesi olsa gerek.
Bu akıldan ve vicdandan yoksun cümleleri sarf eden akil kadına, O an o sözleri sarf ederken o televizyonun sunucusu bayanın başını sallayarak, hiçbir tepki vermeden programı devam ettirmesi nasıl bir akıl tutulması içinde olduğumuzu da göstermektedir.
Bunu söyleyen birinden akıl almaya kalkmak ne derece sağlıklıdır sizce?
Akil adamlar sanki bu ülkede bir “Türklük” sorunu çıkarmak için memur edilmiş gibi davranıyorlar.
Yaptığı konuşmalarla, Türk ve Kürt diye iki millet var ve bu milletler yüzyıllardır birbirleriyle mücadele ediyorlarmış gibi bir izlenim veriyorlar.
Yazıktır günahtır. 30 yıldır PKK terör örgütünün yapamadığını, 30 yıldır çok şükür yaşanmayan hadiseleri bu akil adamlar vesilesiyle görmeye başladık. Böyle bir provokasyon, böyle bir nefret söylemi bu ülkenin kardeşliğine halel getirmekten başka bir anlama gelmez.
Bir milli içki tavsiye edilecekse ilk önce bu akil adamlara tavsiye edilmeli ki, karışık olan kafalara yerine gelsin. Milletin kafasını karıştırmasın, milletin bam teline basılmasının önüne geçilsin. Milleti ayrıştırmaya kalkmasınlar. Ayran tartışmalarına Dedem Korkut’un şu dörtlüğüyle son noktayı koymak ve ayranın, “ayıran” olmadığını ifade etmek istiyorum.
Dedemkorkut boy boylar soy soylar bilirsiniz ve ad verir. Bu adların bazılarını da yanlış koyduğunu söyler.
İğneye diken demedim ben dedekorkut
Dikene söken demedim ben dedekorkut
Geline ayran demedim ben dedekorkut
Ayrana doyran demedim ben dedekorkut