Mustafa Yiğit
Herkes modernizme..
Herkes modernizme iman etmişse…
Sahi hangimiz modern dünyanın bize dayattığı şeyler karşısında direnç gösterebiliyor.
Farklı ideolojik görüşlere sahip olduğunu söyleyen insanları birbirlerinden ayıran kıstaslar ne olacak?
Bir muhafazakâr, bir sosyal demokrattan, bir modernist bir gelenekçiden, bir liberal bir sosyalistten hangi yaşam biçimiyle ayrılabiliyor günümüzde?
Sahi bir muhafazakarı modern kapital dünyanın gurularından ne yönleriyle ayırabiliriz?
Söylemleriyle mi, davranışlarıyla mı, hangi yönleriyle “aha şu adam muhafazakar”, şu da “kapitalist/modernist/sosyaldemakrat” diyebilirsiniz?
Dünyaya bakış açıları farklı diye bir yargıda bulunabilir misiniz mesela?
İkisi de ne ezilen sömürülen vatandaştan bahsediyor, ne de olmazsa olmaz ahlak değerlerinden.
Her ikisi de aynı markaların farklı versiyonlarını giyiyorlar, yiyorlar.
Markaların dayattığı yaşam biçimine meftun olmuş durumdalar.
Eğlence anlayışları arasındaki fark onları çılgınca ve sorumsuzca eğlenmekten alıkoymuyor mesela.
Çılgın tatil planları her ikisi için de geçerli.
Birisi yedi yıldızlı barlı diskolu otelleri tercih ederken, diğeri yedi yıldızlı “tesettür” e uygun oteli tercih ediyor.
Konfor aynı, hizmet aynı, amaç aynı….
Dışarıda yüz kişiden 99’unun yaşayamayacağı bir hayatın tüm nimetlerinden faydalanmak.
Bunu da eldeki kapitalin gücüyle yapmak.
Çünkü ikisi için de vahşi kapitalizm tüm gücüyle dişlilerini çeviriyor çeviriyor.
O yedi yıldızlı otellerde ne kul hakkı kalıyor ne de komşusu aç iken kendisi tok yatan bizden değildir düsturu…
Siz son yıllarda ezen ve ezilenlerden bahseden muhafazakâra rastladınız mı?
Hatta böyle birkaç cümle sarfetmeye kalksanız hemen sizi dışlıyorlar adeta dinden çıkmışın gibi bir tavır içine giriyorlar.
Söylediklerimiz belki de bundan onbeş yirmi yıl önce onların söylediklerinin yanında olsa olsa küçük bir uyarı niteliğinde, ancak onlar doğrudan kendilerinin gelirlerine, konumlarına saldırıymış gibi algılıyorlar.
Biz de diyoruz ki gerçek mülk sahibini unutarak ortaçağın feodal beylerine dönüşmeyelim beyler!
Bir zamanlar sizin de dilinizden düşürmediğiniz gibi “işçinin alın teri kurumadan” emeğin karşılığını vermeli insan.
Asgari ücretin hukuki olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak bu ülkede asgari ücretin yaşamak için yeterli olduğunu meşru olduğun söylememelisiniz, her vicdanlı adam bunun böyle olmadığını bilir, en azından bunun adaletsiz olduğunu söyleyebilmelidir diyoruz.
Sahi bundan onlarca yıl sonra şöyle geriye dönüp bakanlar, Türk siyasi tarihini yazacak olanların karşısında nasıl bir manzara olacak dersiniz?
Aynı şeyleri savunan, modernizme iman etmiş ama farklı ideolojilerden olduğunu iddia eden adamlar…
Emeğe, ahlaka, vicdana duyarsız bir güruh…