Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
İflas etmiş vicdanlar
İslam coğrafyası Doğu’dan Batıya acılar yurdu, adeta. Suriye ve Mısır’da çağın en acımasız katliamları, cürümleri, sapı kendinden menkul olanlar tarafından işleniyor. Mısır’ın darbeci yönetimi 1967 yılında 6 gün süren savaşta şehit düşen Müslümanlardan katbekat Müslüman katletti. Suriye rejimi hakeza. İnsan katletmede zalim Esed ve darbeci Sisi ve şürekası, İsrail’i bile solladı. Bu ne gözü dönmüşlük ve bu ne korkunç iktidar şehveti. Yönetim ve halklar bazında Türkiye’den başka ülkelerden onurlu ses yükselmiyor. İnsanlığın adeta nutku tutuldu, vicdanları kilitlendi, ağızları mühürlendi. Kör, sağır ve ebkem kesildi, insanlık.
Mısır’da darbe yönetimi yaptıklarının meşru olduğunu kanıtlamak için fetva baronlarının peşine düştü. Hatta darbecilerin hukuk dışı yaptıklarını dini açıdan onaylayan fetvacılar da bulundu. Mevcut yönetime karşı çıkanlar “hârici” olarak ilan edildi. Doğrudur, meşrû yönetime karşı çıkanlar hâricidir ama darbeciler gibi nâmeşrû olan yönetime karşı çıkanlar nasıl hârici olabiliyor? Hamdolsun ki, bu güdümlü siyasi fetvalara karşı doğrunun yanında yer alan ve doğruyu dillendiren Yusuf el-Karadâvî ve Muhammed Imara gibi yürekli âlimlerimiz var. Onlar çekinmeden meşrû Mursi yönetimine karşı çıkanların hârici olduğunu söyleyebiliyorlar. Umarım bu topraklardan yükselen mazlum ve mağdur konumunda bulunan “ihvân”ın yapılan bütün bu insanlık dışılığa karşı, hukuka bağlı ve muhteşem ahlaki duruşu, bu zalim kan içici darbecileri mağlup edecektir. Sadece onları değil, bütün bir dünyanın kör, sağır ve lal kesilmiş paslı kilitlerini yeniden kıracak ve yeryüzünde adalet ve Hakk’ın sesi bütün halkların vicdanında yankılanacaktır.
Bir kırmızı çizgi lafı aldı gitti..Yahu, her gün Suriye’de oluk oluk kan akıyor. Çocuklar, kadınlar, erkekler ve tüm masumlar haksız yere can veriyor. Âsâr-ı İslamiye ortadan kaldırılıyor, bir bir. İllâ kimyasal silahlar kullanılınca mı kırmızı çizgiler aşılmış oluyor? Hergün 50-100 kişi katlediliyor. Kırmızı çizgilerin aşılmasına kanıt olarak bu kadar canın gitmesi yetmiyor mu? Bu ne biçim vicdansızlık, böyle! Şu anda başta ABD ve BM olmak üzere yalandan timsah gözyaşları döküyor. Suriye rejimi bütün delilleri yok ediyor. İnsanlar ölüyor, insanlık ölüyor Suriye’de her geçen gün. Sınırlı müdahale olacakmış! Niçin ilan edilip duruluyor bu? Bunun anlamı, Ey Esed, biz gelmeden tedbirini al, inine gir, biz bir göz boyacılığı yapacağız. Dünyayı kandırıp geçeceğiz. Sen yine işine bak manasına geliyor. Unutmayın ki, mazlumla Allah arasında perdeler kaldırılmıştır. Onların bedduası, çok yakın bir zamanda fosfor bombalarından ve kimyasal silahlardan daha etkili bir şekilde inecektir zalimlerin tepesine.
Mısır’ın yeni firavunları ve kan içici Esed ve şürekâsı, yaptıklarının hesabını vermelidir. Artık dünya bunu konuşmalı ve tüm zalimler için yakalama emri çıkarılarak bunlar uluslar arası mahkemelerde yargılanmalıdırlar. Maalesef büyük güçler, içine düştükleri ekonomik krizi atlatabilmek için kargaşa, anlaşmazlık ve savaşlar çıkarıyorlar. Hep bunlar, ürettikleri silahları pazarlamak için. Bu alanda da basiretsiz, satılmış yöneticiler tarafından kendi halklarını ateşe atan zalim ve gâsıp yöneticiler yeni pazarlar oluşturuyorlar, zalimlere. Bugün neredeyse yeryüzünde en çok mülteci konumunda bulunan Müslümanlar. Kendi doğup büyüdükleri topraklarını terk etmek zorunda kalıyorlar. Yollarda can veriyorlar. Kimileri de mafya baronlarının ağına düşerek Avrupa’ya gitme hayalleriyle soyuluyor, ya kamyon kasalarında havasızlıktan can veriyorlar ya da Ege ve Akdeniz’in derin sularının dibini boyluyorlar. Yazık! Yazık!
İslam coğrafyalarında devam eden bu acıların dinmesi gerekir. Artık Müslümanlar her türlü zalim, fasık ve inkârcının hedef tahtası olmaktan kurtulmalıdırlar. Onun için yeni bir bilgi, yeni bir anlayış ve yeni bir bakışa bu insanların ihtiyacı vardır. Fıkıh, kişinin aleyhine ve lehine olan şeyleri bilmesidir. Bu tanımda geçtiği gibi öyle bir Müslüman insan yetiştirilmelidir ki, her alanda aleyhine ve lehine olan şeyleri bilsin ve oyunları bozsun. Böylece içten ve dıştan gelebilecek olan tehlikelerin tuzağına düşmesin. Yeter artık Müslümanların av olmaları, avcılar fark edilsin.
Ya Rab! Bu karanlık gecenin yok mu sabahı
Mahşerde mi biçarelerin yoksa felahı!