Doç. Dr. Murat Kayacan
Allah'ın seçmesi
Kur'an'da Allah'ın seçtiği kimselerden ve dinden söz edilmektedir. Bu yazıda Allah'ın seçmesine dahil olanların kimler oldukları ve O'nun seçtiği dinin ne olduğu istefâ, akhtârâ, istana’a, irtedâ ve ictebâ fiilleri ve(ya) bu fiillerin çekimlerinin yer aldığı ayetlerden yola çıkarak ortaya konacaktır.
Allahu Teala İblis'in Hz. Adem'e ve eşine düşman olduğunu, onları cennetten çıkarmaya çalıştığını ve bu çıkışın da bedbahtlık olduğunu belirtmektedir. Çünkü cennette Hz. Adem ve eşi ne acıkmakta ne de çıplak kalmaktadır. Yine orada ne susama ne de güneş sıcağı söz konusudur. Şeytan ona vesvese verir ve yasaklanan ağacın yasaklanmasının amacının sonsuzluktan ve çökmeyecek bir saltanattan yoksun kılmak olduğunu ileri sürer. Şeytan başarılı olur ve Hz. Adem ile eşi o ağaçtan yerler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverir. Ve üzerlerine cennet yapraklarından örtmeye başlarlar. Hz. Adem Rabbinin emrinden çıkmış ve şaşırmış bir haldedir. Ardından Rabbi, onu seçmiş ve tövbesini kabul buyurmuş ve ona doğru yolu göstermiştir (Taha, 20: 117-122).
Allah, Hz. Âdem'i, Hz. Nûh'u, Hz. İbrahim'in ve İmran'ın soyunu “seçerek” bütün insanlığın üzerinde bir konuma çıkarmıştır (Al-i İmran, 3: 33). Yine Kur’an’da Hz. Meryem'in Hz. İbrahim'in, Hz. Musa'nın, Hz. İsmail'in ve Hz. İdris'in birbirinden güzel kulluk hassasiyetleriyle hatırda tutulması istendikten sonra şöyle denilmektedir: "İşte bunlar, Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberlerden, Âdem'in soyundan ve gemide Nuh ile beraber taşıdıklarımızın neslinden, İbrahim ve İsrail'in soyundan, hidayete erdirdiğimiz ve seçtiğimiz kimselerdir." Onların ortak özelliği kendilerine Rahmân (olan Allah)ın âyetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanmaktır (Meryem, 19: 58).
Hz. İbrahim'in dininden (İslam'dan), düşünme melekelerini dumura uğramış olandan başka kimse yüz çevirmez. Allahu Teala onu dünyada seçkin birisi kılmıştır, hiç şüphesiz o, ahirette de iyilerden biridir. Rabbi ona, "İslâm ol!" emrini verince, o "Ben âlemlerin Rabbine teslim oldum." demiştir. Bu dini İbrahim, kendi oğullarına vasiyet etmiştir ve Hz. Yakub da öyle yapmıştır: "Ey oğullarım! Muhakkak ki, bu dini size Allah seçti, başka dinlerden uzak durun, yalnızca Müslüman olarak can verin!" (Bakara, 2: 130-132).
Allah Hz. Musa'yı da ona verdiği görevlerle ve sözleriyle onu insanların başına seçmiştir. O da Allah'ın ona verdiğini almalı ve şükredenlerden olmalı (Araf, 7: 144) ve vahye kulak vermelidir. Çünkü Allah onu kendisi için seçmiştir (Taha, 20: 13, 41).
Kur'an-ı Kerim bir peygamber olan Hz. İsa'nın annesi Hz. Meryem'in de seçilmiş olduğundan söz etmektedir. Melekler ona, Allah'ın onu seçtiğini, onu tertemiz yarattığını ve dünya kadınlarına onu üstün tuttuğunu söylemektedir. O da Rabbine ibadet etmeli; secdeye kapanmalı, (O'nun huzurunda) eğilenlerle beraber o da eğilmelidir (Âl-i İmrân, 3: 42-43).
Allahu Teala Kitab'ı, kulları arasından seçtiklerine verir. Onlardan (insanlardan) kimi kendisine zulmeder, kimi ortadadır, kimi de Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçmek için yarışır. İşte büyük fazilet bu seçilme/mirasçı kılınma/ hayırlarda öne geçmedir (Fatır, 35: 32).
Hz. Muhammed (s) Rabbinin hükmünü sabırla beklemeli, balık sahibi (Yunus) gibi olmamalıdır. O, dertli dertli Rabbine niyaz etmiştir. Rabbinden ona bir nimet yetişmemiş olsaydı o, mutlaka, kınanacak bir halde ıssız bir diyara atılacaktı. Fakat ardından, Rabbi onu seçmiş ve onu salihlerden kılmıştı (Kalem, 68: 48-50).
Müminler Allah uğrunda, hakkını vererek cihad etmelidirler. O, müminleri seçmiş; din hususunda onlara hiçbir zorluk yüklememiştir; babaları İbrahim'in dininde (de böyleydi). Peygamberin onlara şahit olması, onların da insanlara şahit olmaları için, O, gerek daha önce gönderilmiş kitaplarda, gerekse Kur'an'da onlara "Müslümanlar" adını vermiştir. Öyle ise onlar da namazı kılmalı; zekat vermeli ve Allah'a sımsıkı sarılmalıdırlar. O, onların mevlasıdır. O ne güzel mevladır, ne güzel yardımcıdır! (Hac, 22: 78). Allah, müminlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanlara, kendilerinden öncekileri sahip ve hakim kıldığı gibi onları da yeryüzüne sahip ve hakim kılacağını, onlar için beğenip seçtiği dini (İslam'ı) onların iyiliğine yerleştirip koruyacağını ve (geçirdikleri) korku döneminden sonra, bunun yerine onlara güven sağlayacağını vaat etmiştir. Çünkü onlar O'na kulluk ederler ve hiçbir şeyi O'na eş tutmazlar. Artık bundan sonra kim inkâr ederse, işte bunlar asıl büyük günahkârlardır (Nur, 24: 55).
Görüldüğü gibi Allahu Teala kullarından bazılarını seçmekte ve onlara diğerlerine kıyasla fazla değer atfetmektedir. Seçilen kimseler genelde peygamberlerdir. Hz. İsa’nın annesi Hz. Meryem bu “seçim”in istisnasıdır. Ayrıca, İslam dini Allahu Teala tarafından seçildiği gibi ona tabi olan müminler de seçilmiştir. Selam olsun Allah’ın seçtiği kullara (Neml, 27: 59).