İmtihan dünyasi ve sabır

İnsanlarla olan ilişkilerimizi, dini, insani ve ahlaki değerlerimizin oluşturduğu çerçeve içerisinde kalarak sağlıklı yürütebiliriz.

Çoğu zaman ilişkilerimizde, hasetlik, kıskançlık, çekememezlik, bencillik, Adam kayırma, gıybet, kibir, gurur, haksızlık, yanlışta ısrar etmek, haksızdan Yana olmak, zarar vermek vazgeçemediğim huylarımız oldu.

   Bu huy ve alışkanlıklarımız neticesinde karşımızdakine dünyayı dar ediyor, zindan ediyoruz. Bir başkasının yaşam alanını daraltıyor, huzurunu kaçırıyoruz..

  Dünya hayatı içerisinde maruz kaldığımız sıkıntı ve zorluklar karşısında sabretmemiz gerektiğini unuttuk. Sabretmek ve edememek arasında imtihan olmaktayız. İmtihanı sıkıntılara, zorluklara, nimetlere karşı sabredenler kazanacaktır.

   Gençlik- ihtiyarlık, hastalık-sağlık, fakirlik-zenginlik, varlık-yokluk, mal-mülk, makam-mevki, sıcak-soğuk, zorluk-kolaylık, anne-baba, eş-evlat, kardeş, arkadaş, akraba, komşu v.solan ve olmayan her şeyimizle büyük bir imtihandayız.

 Sabır; zorluk karşısında aniden devreye giren formülün adıdır. Zorluğun ilk toslama anında verdiğimiz tepkidir.  Helal vakti gelinceye kadar harama direnmekte sabırdır.  Gençliğimizi, sağlığımızı, zenginliğimizi, nimeti, malı, mülkü, serveti,  mevki-makamı iyi yerde kullandık mı, hakkını verebildik mi?

   İhtiyarlık, hastalık, fakirlik, yokluk, zorluk, sıcağa, soğuğa, eziyete, çileye,  isyan etmeden sabredebildik mi?  Anne, baba, eş, evlat, kardeş, arkadaş, akraba, komşuya değer verip varlığına şükredebildik mi? Bunlardan gelen eziyet, sıkıntı, zorluklara isyan etmeden, nefret etmeden sabır edebildik mi?

Nasıl bir hayat yaşıyorsan yaşa Allah’ın kontrolü altında yaşıyoruz. Nimet verdiyse nimeti, sıkıntı verdiyse bu sıkıntıyı niye cennet sebebi yapıp, yapmadığını soramayız.

  Biz insanlar ilim sahibi, varlık sahibi olmadan önce, zorluklara maruz kalmadan önce sabrı öğrenmemiz, öğretmemiz gerekir. Bu dünya hayatında formülümüz sabırlı veya sabırsız olmamıza bağlı. Helal vakti gelinceye kadar harama direnmekte sabırdır.

Allah’ın, bizleri nasıl imtihan etmeyi murat ettiğini, edeceğini kendisi bilir. Eyyüb a.s’ı hastalıkla, Hz. İbrahim a.s’ı Nemrut’un ateşiyle, Lut’u hanımıyla, oğluyla, Nuh a.s’ı yakınları ve halkıyla, Musa a.s’ı Fravun’la, ümmetiyle, İsa a.s’ı ümmetiyle imtihan etti.

  Bu imtihanın aynısı veya bir benzeri bizim karşımıza çıkabilir. Fakirlik, zenginlik, sıkıntı, eş, evlat, hastalık, sıhhat,  güzellik, yüzümde ki bir yara imtihanımız olabilir. Bizler varlık, yokluk ve dünya eksiklerimizle imtihan oluyoruz. Bizi, Allah (cc) hangi imtihana uygun gördüyse, beni ne ile sınamak istiyorsa onunla imtihan oluyoruz.

 Falan kul fakirliğiyle imtihan oldu. Çalacak mı, kadere isyan edecek mi, asi olacak mı, bunu görmek isteyecek Allah(cc). Başka bir kuluna da mal verdi onu sınadı. Zengin olduktan sonra, azacak, insanlara zulüm yapacak, şımaracak, kibirlenecek, namazı savsaklayacak mı?

   Kimse kimsenin elbisesini giymediği, günahını yüklenmediği gibi, kimse kimsenin imtihanının aynısını yaşamaz. Kimi eşiyle, kimi çocuğuyla, kimi akrabasıyla, kimi yakınlarıyla, kimi varlıkla, yoklukla, kimi makamı ile kimi soğukla, kimi sıcakla imtihan olacaktır.

   Peygamberler; Nemrut’ların, Firavun’ların zulmüne, kendi adamlarına, yakınına, kardeşlerine, akrabalarına, sabrederek bu makama geldi. Hem dış hem iç düşmanlarına sabrederek bu makama geldi. Cennet o kadar ucuz ve cennete girmek o kadar kolay değil.

   Mümin olarak biz imtihanımızı sadece inanmayanlardan gelecek sıkıntı olarak göremeyiz. Aynı cami de namaz kıldığımız kardeşimiz, yakınımız, arkadaşımız, doğurduğumuz çocuklarımız, annemiz, babamız, akrabalarımız bizim imtihanımız olabilir.

Allah sadece yağmurla, karla tehdit etmez, ıslatmaz. Terleyip kendi iç giysimizle de kendimizi ıslatabiliriz. İmtihan dışarıdan da gelebilir, terletenlerde ıslatabilir. İçimizden olanlara sabredersek, o gün cennette bunlardan biriyle bir arada oturabiliriz.

Dünyanın haram olan fırsatları önümüze geldiği zaman onu ret eder ve sabredersek imtihanı kazanabiliyoruz demektir. Adımızın yanına ‘sabır’ yazdırabilmeliyiz. Ne kadar sabrediyorsan o kadar Allah’ı tanıyorsun demektir. Çünkü cennete girdiğinde sana hoş geldin diyen melekler: ‘Sabırın sonucu buraya geldin!’ diyecekler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum