Salih Sedat Ersöz
İnancın ve azmin zaferi
Torku Konyaspor’umuz inandı, azmetti, gerektiği şekilde mücadele etti, futbolcularımız sahada sadece bedenleriyle değil yürekleriyle de oynadılar, güçlerini sonuna kadar harcadılar, terlerini son damlasına kadar akıttılar ve güzel Konya’mızı hakkıyla Süper Lig’e yükselttiler.
Son yıllarda çok sıkıntılar çekildi, maddi darboğazlara girildi, transfer yasakları kondu, hakem hataları kasta dönüştü ama bunların hiç biri Konyaspor’u hedefinden uzaklaştıramadı, şampiyonluk inancını yok edemedi.
İşte mutlu son… İşte inancın, isteğin, azmin, mücadelenin zaferi… İşte mutlulukla, sevinçle, bahtiyarlıkla biten bir sezonun son durağı… İşte şampiyonluk…
Şampiyonluk çok güzel bir duygu… Bendeniz bu güzel duyguyu Konyaspor’da yönetici olarak 2002-2003 sezonunda yaşamıştım. 2009-2010 sezonunda tekrar yaşadığımız ama ne yazık ki sadece bir yıl süren Süper Lig yolculuğuna şimdi yeniden başlıyoruz. İnşallah bu defa kalıcı oluruz.
Süper Lig’den düştüğümüz anda, “sadece Konyaspor değil, bütün Konya bir alt lige düştü” şeklinde bir yazı yazmıştım. O zaman nasıl ki bütün Konya bir alt lige düştü ise şimdi de, bütün Konya Süper Lig’e tekrar çıkmış oldu.
Tüm dünyada spor, şehirlerin ve ülkelerin tanıtımında birinci derecede rol oynuyor. Dünyanın birçok ülkesinde ünlü şehirlerin isimleri spor takımının ismi ile biliniyor ve tanınıyor. Bu tanıtımı, ayıracağınız büyük bütçelerle yapamazsınız.
Son bir hafta içinde Torku Konyaspor sayesinde Konya’nın tüm ülke çapında yapılan tanıtımını yapabilmek için ne kadar bütçe ayırmak gerekir acaba?
Spor aynı zamanda tüm dünyada birliğin, beraberliğin ve kardeşliğin sembolü olarak algılanır ve öyle yaşanırken ne yazık ki, bizim ülkemizde her hususta olan hazımsızlık ve sabırsızlık burada da karşımıza çıkıyor ve kardeşliğimizden rahatsızlık duyan bazı kesimler başka yollarla olduğu gibi spor yolu ile de aramıza düşmanlık sokuyorlar.
Torku Konyaspor-Manisaspor final maçından bir gün önce oynanan Şampiyonlar Ligi finalinin sonucunu gördük. Yenen takımın taraftarı da, yenilen takımın taraftarı da hem kendi takımlarını hem de rakip takımı gönülden alkışlıyor, her iki takımın futbolcuları birbirlerini kucaklayarak kutluyorlar ve kardeşçe ayrılıyorlardı.
İnancımızın gereği olarak asıl bizde olması gereken bu kardeşlik bağının yerini nasıl olmuşsa düşmanlık almış, insanları birbirine kenetlemesi gereken spor ruhu amacından saptırılmıştır.
Konyaspor’umuz Mevlana hoşgörüsü içinde, Süper Lig’de umarım bu kardeşlik bağlarının yeniden yeşermesine vesile olur. Mevlana diyarı güzel Konya’mızın, Süper Lig’de, sporun tekrar olması gereken konuma gelmesi yolunda örnek teşkil edeceğini umuyorum.
Süper Lig’de kalıcı olmamız için ne gerekiyorsa yapılmalı, bütün şehir elbirliği içinde Konyaspor’un geleceğinin emin ve parlak olması için yoğun çaba sarf etmelidir.
Bu konuda taraftarlara da büyük görev düşmektedir. Her şeyden önce, Konyaspor taraftarı şu küfür denen illetten kurtulması gerekir. Taraftar gruplarımız hangi şartta olursa olsun, rakip takımın futbolcusu ve taraftarları ile uğraşmak yerine bu enerjilerini kendi takımımıza destek yolunda kullanmalıdırlar.
Bu konuda yönetimin taraftar grupları ile bir eğitim çalışması yapmaları şarttır. Süper Lig’de her şeyiyle örnek olacak bir Konyaspor’un varlığını oluşturmamız gerekiyor.
Başkan Ahmet Şan ve tüm yöneticiler başta olmak üzere, başarılı teknik direktör Uğur Tütüneker ve bütün teknik heyeti, Torku Konyaspor’un mücadele ruhuyla dolu yiğit ve fedakâr futbolcularını ve şampiyonlukta emeği geçen herkesi kutluyorum.
Tebrikler, teşekkürler Konyaspor… Ümitlerimizi boşa çıkarmadığın, zor olanı başararak Konya’ya mutluluk yaşattığın ve güzel Konya’mızı her şeyiyle süper lige taşıdığın için… Mutlu yarınlar efendim.