Doç. Dr. Murat Kayacan
İnanıp salih amel işleyenlerin ahiretteki durumu
İnanmış olarak salih ameller işleyen kimse, ne zulme uğramaktan korkar, ne yoksun bırakılmaktan (Taha, 20: 112). Onların emeği inkâr edilmeyecektir. Allah şüphesiz o emeği (melekleri aracılığıyla) yazmaktadır (Enbiya, 21: 94). Allahu Teala erkek olsun kadın olsun, mümin olarak kim iyi amel işlerse muhakkak onu güzel bir hayat ile yaşatacağı vaadinde bulunmakta ve yapmakta oldukları amellerin daha güzeliyle onları ödüllendireceğini bildirmektedir (Nahl, 16: 97). Bu yazıda, Kur'an'da insanların en hayırlıları (Beyyine, 98: 7) denilen ve asla zarara uğramayacak olan insanlar (Asr, 103: 3) için kullanılan "inanan ve salih amel işleyen" terkibinin mevcut olduğu ayetleri merkeze alarak müminlerin ahiretteki durumlarını tasvir edeceğiz. Ancak bu terkibin her geçtiği ayeti de burada zikretmediğimizi belirtmeden geçmeyelim.
Allahu Teala, ödüllendirirken de adaletli davranmaktadır (Yunus, 10: 4). O'na yaklaştıracak olan ne sahip olunan mallar ve ne de çocuklardır. Ancak iman edip de salih amel işleyenlere gelince, işte onların amellerine karşılık olarak onlara kat kat ödül vardır. Onlar cennet köşklerinde güvenlik içindedirler (Sebe, 34: 37). Asla çıkmak istemeyecekleri Firdevs cenneti de onlar içindir (Kehf 18: 107-108). Allahu Teala onları, koyu gölgeler altında bulunduracaktır (Nisa, 4: 57). Onlardaki herhangi bir meyveden rızıklandırıldıklarında, "Bu daha önce de rızıklandığımız şeydir." derler ve o rızık birbirinin benzeri olmak üzere, onlara sunulacaktır. Orada çok temiz eşler de onlarındır ve onlar orada ebedî kalacaklardır (Bakara, 2: 25). O müminleri bekleyen bir nimet de içinde neşelenecekleri bir bahçedir (Rum, 30: 15). Bu bahçeler Kur'an'da cennetlere izafeten de belirtilmektedir (Şura, 42: 22).
Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile, Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden "Allah'a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler (Bakara, 2: 62; Maide, 5: 69), namaz kılan ve zekât verenler için Rableri katında ödül vardır; onlara korku yoktur, mahzun da olmayacaklardır (Bakara, 2: 277). Allah onların ödüllerini eksiksiz verecek ve lütfundan onlara daha fazlasını da verecektir (Nisa, 4: 173).
İman edip salih amel işleyenler, Allah'tan korktukları, imanlarında sebat ettikleri, salih amel işlemeye devam ettikleri, sonra Allah'tan sakındıkları, imanlarından ayrılmadıkları, yine Allah'tan korktukları ve iyilikte bulundukları sürece, daha önce yediklerinden dolayı kendilerine bir günah yoktur. Allah iyilikte bulunanları sever (Maide, 5: 93). Naîm cennetlerinde (Hac, 22: 56) altlarından ırmaklar akar durur (Yunus, 10: 9). İşte büyük kurtuluş odur (Buruc, 85: 11). Cennetteki evlerin yamaçvari bir mekânda durduğu ve o mekânlara nispetle cennette akıp giden suların altta kaldığı yoksa bu altta kalmanın yerin altından akıp gitme şeklinde olmadığı da söylenebilir (Kayacan, 2012). İnanan ve salih amel işleyenler orada altın bilezikler ve inciler takınacaklardır ve oradaki elbiseleri de ipektendir (Hac, 22: 23). Ne mutlu onlara, varacakları yer de ne güzeldir (Rad, 13: 29)! Onların oradaki esenlik dilekleri "selam"dır (İbrahim, 14: 23).
Şüphesiz ki Allahu Teala tevbe eden, iman edip salih amel işleyen, sonra da hak yolda sebat gösteren kimse için çok bağışlayıcıdır (Taha, 20: 82). Tövbe edip iman eden ve salih amel işleyenler cennete girecekler ve hiçbir haksızlığa uğratılmayacaklardır. O cennet, Rahman (olan Allah)'ın kullarına görmedikleri halde vaat ettiği "adn" cennetleridir. Şüphesiz O'nun vaadi mutlaka yerini bulacaktır. Onlar orada boş bir söz duymazlar. Ancak "selam" sözü işitirler. Orada sabah akşam rızıkları da hazırdır. İşte Allahu Teala'nın kullarından takva sahibi olanlara vereceği cennet budur (Meryem, 19: 60-63). Bu kimselere yüksek dereceler verilecektir (Taha, 20: 75-76). Orada salih kullar arasında yer alacaklardır (Ankebut, 29: 9). Tabii ki onlar kötülerle bir tutulacak değiller ya (Mümin, 40: 58)!
Allahu Teala iman edip salih ameller işleyenleri ebedî olarak kalacakları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Allah gerçek bir vaatte bulunmuştur. Kimdir sözü Allah'ınkinden daha doğru olan (Nisa, 4: 122)?
Kayacan, Murat, "Üç Ayet Üç Yorum", Memleket Gazetesi, 3 Ekim 2012.