Fatıma Nur Mücevher
İnsan, insanlığını kaç paraya sattı?!
Ah!
Para, insan canını da mı satın aldı!
Ah!
Para, gözyaşlarını kurutamadı!
Ah!
İnsanlığı, insan kaç paraya sattı?!
Neresinden tutalım hatalarımızı, kusurlarımızı, ayıplarımızı. Neresi sağlamdır? Edebiyat yapmak,bir cana denk mi? Hataları hızlı örter mi?...
Soma ile yanmıştık, hepimizin ciğeri parçalandı. Özür dilerim bir çoğu umursamadı ve nemalandı.. Bazıları hatalarına kılıf giydirme yarışına girdi, bazıları menfaat peşinden koştu ve bazıları da reklam koktu. Geri kalan halk ise sistemin çarkı içinde yerini aldı. Ağladı üzüldü, dua edelim dedi (beklide etmedi) yani diyeceğimiz o ki hesap sormadı. 301 can verildi. Bir kömür için,301 beden yandı. Özür dilerim ama kömür şimdi kışımızı nasıl ısıtacak?... Sedye kirlenmesin diye çizmelerini çıkarmak isteyen bu toprağın evladı,bu toprağın karasını yazdırdı tarihe.
Yardımsever bir milletiz, bol bol yardım topladık gizliden ya da açıktan. Millet olarak böyle şeyleri severiz fakat anlamadığım bir bizi savunan hangi parti veya hangi gruba mensup olursa olsun Soma için ne yaptılar? Yardımlardan başka... Oraya bir iş yeri kurmayı ve orada bir iş sahası oluşturmayı öncelikli hak olarak, madenci kardeşlerimizin birinci sınıf yakınlarının yararlanacağı…
Anlık yardımlar, uzun vadeli çözümler sunmuyor kusura bakmayın.
Ermenek.
Anadolu’nun bağrında yine bir maden faciası yaşandı. Canlar su altında kaldı. Balçık mı demeliydim yoksa? Hepimiz boğulduk. Her birimiz dağıldık. Bir annenin feryadı, endişesinde saklıydı, öyle ki bir küçük cümleye sığdırdı: “Oğlum, yüzme bilmez ki…” Biz, susuz boğulduk.
Gelelim bu konular üzerinden edebiyat yapanlara. Bunu halk yapıyorsa, kendini aldatır. Yazar camiamız yapıyorsa halkı altadır. Bunu devlet büyükleri yapıyorsa, yazar kalemleri kullanarak halkı kandırır.
Gelin birlikte duygudaşlık yapalım, o madendeki canlardan bir tanesinin yakını olalım. Bir gece evlerine konuk olup, korkuyu ve endişeyi ve yalnızlığı birlikte yaşayalım. Dayanabilecek miyiz?
Allah aşkına, can üzerinden edebiyat yapmayı bir kenara bırakalım, bir duru dil kullanalım. Hayatın ucuz olmadığını kavrayalım. Varsa bir hata/kusur araştıralım, çözüme kavuşturalım. Üzerini ört-bas etme gayreti bizi bulunduğumuz yerde oyalar, ilerletmez.
İnançlıysak, inancımızın hakkını verelim. İman ehliysek, haksızlığa karşı duralım.
Bu kadar gözyaşı da uyandırmaya yetmediyse bizi, daha ne denebilir ki?
Selam ve dua ile...