Yüce Allah, pek çok ayetinde bizlere Hz. Peygamberi tanıtır. Onun muhteşem bir ahlak üzere olduğunu, insanlara ve inananlara son derece düşkün bir insanlık sevdalısı olduğunu, bizden seçilmiş biri olduğunu anlatır. Bu ayetlerle genel olarak insanlığa şu mesaj verilir:

İşte, Yüce Allah’a layığı ile kul böyle olunur. O’na yaraşır ibadet böyle yapılır.

İnsanlara böyle yardım edilir.

Aile reisi böyle olunur. Baba, dede, akraba böyle olunur.

Komşuluk böyle olur. Uyumlu insan böyle olunur.

İmamlık böyle olur. Yöneticilik böyle olur. Kumandanlık böyle yapılır.

Yüce Allah’ın rızası ve sevgisi böyle kazanılır.

Cennet böyle kazanılır.

İnsanlık Hz. Muhammed’den çok şey öğrenmiştir. Doğruluğu, dürüstlüğü, temizliği, çalışkanlığı, üretkenliği, kardeşliği, dostluğu biz O’ndan öğrendik. İnsanlar arası ilişkileri biz O’ndan öğrendik. En zor zamanlarda, en olumsuz şartlarda doğruların adamı olmayı O’ndan öğrendik. Azmi, sabrı, büyük düşünmeyi, ümitvâr olmayı O’ndan öğrendik.

İnsanlığın O’na olan ihtiyacını ve O’ndan öğrendiklerini daha iyi anlayabilmek için, O olmasaydı, ne olurdu, sorusunu sorarak daha iyi anlayabiliriz. Şayet Peygamber olmasaydı, insanlık doğru yolu bulamazdı. Yüce Rabbe karşı nasıl dua ve ibadet edeceğini bilemezdi. Herhangi bir dünyevî çıkar beklentisi olmadan iyilik ihsanda bulunmayı bilemezdi. Hayatın zorluklarına katlanmayı beceremezdi. İmtihanın gereği olarak başına gelenlere katlanmayı ve yılmadan onlarla baş etmeyi bilemezdi. Farklı seviyelerde insanlarla en iyi şekilde geçinmeyi beceremezdi. Kâinatta tüm varlıklara karşı sorumluluklarını layığı ile yerine getiremezdi. Sevgi, nefret, kin, öfke gibi duygularını nasıl yöneteceğini, onları nerelerde yerli yerince kullanacağını bilemezdi.

Nitekim üstün akıl ve tarihî birikimiyle çok büyük keşifler yapan, teknolojik alanda büyük ilerlemeler kateden insanlığın, ahlâkî alanda nasıl aşağılık işlere bulaştığını görünce insanlığın Peygambere ihtiyacı daha iyi anlaşılacaktır. Evet, tıpkı bir düşünürümüzün dediği gibi: İnsanlık deryalarda yüzmeyi bilse de, rotayı şaşırmadan, denizdeki tehlikelerle karşı karşıya kalmadan, kolay yoldan ve salimen varacağı menziline ulaşıp sahil selamete ermek için bir gemiye ihtiyaç duyduğundan daha fazla Peygambere ihtiyaç duymaktadır.

Bugün de insanlık O’na muhtaç ve O güzel insana çok şey borçlu. Bu borcunu ise O’na karşı sorumluluklarını yerine getirmekle ödeyecektir. O’nu doğru bir şekilde tanıyarak, O’nu her şeyden çok severek, bu iman ve sevgisini O’nun yolunu izleyerek göstermelidir. Çünkü iman ve sevgi, kuru bir iddia değildir, ispat edilmek ister, görünmek ister. Evet, Peygamberimiz bizden ümmetlik bekler. O’na hakkıyla ümmet olmak ise, O’nu özlemek, O’nu izlemek ve O’na benzemekle olacaktır.