Sabahları erken kalkamamaktan dert yananlarımız vardır. Kimisi ‘kimseye hayır diyememekten’ şikayetçidir.  Zarar gördüğü halde, zarar gördüğünü bile bile zarar veren şeylere devam edebilir insan. Oysa ki insanoğlu seçimlik bir varlıktır ve seçme hakkı vardır. Hayır demesi gereken yerde kendini mecbur hissederek dediği ‘evet’ ile kendini zora sokar.

Erken kalkmam gerek ama uyanamıyorum, ders çalışmam gerek ama çalışamıyorum, kimseye hayır diyemiyorum, telefonu elimden bırakamıyorum… Hepimizin yanlış şıkkı seçtiği bir yer vardır hayatında. Doğruyu bilir ama; iradesi yeterince kuvvetli değildir o noktada. Nasıl ki spor yaparken 3-5 kg kaldırarak başlar, kaslarımız kuvvetlendikçe 30 kg kaldırır hale geliriz; irade de böyle küçük küçük kararlarla güçlendirilebilir. Hani şu ‘vallahi iradene hayranım, ben olsam yapamazdım’ dediğimiz, gıpta ettiğimiz insanlar var ya… İşte biz de ufak ufak çalışmalarla öyle güçlü iradeye sahip olabiliriz. Bunun için siz nereden başlamak istersiniz bilmiyorum ama; bazıları “şekersiz 21 gün” ile güçlü bir irade için ilk adımını atıyor.

Öz amcamın ortanca kızıdır Özge. Beraber geçti çocukluğumuz. İlk oyunlarımızı beraber oynadık; ip atlardık, bebeklerimize kıyafetler tasarlar, köyden gelen taze kaymağa bayılırdık. Babaannemiz ekmeğimize yoğurt sürer, “bu bitmeden oyun yok” derken, oyuna devam etme heyecanıyla yoğurtlu ekmeği ağzımıza adeta tıkar yine oyuna koşardık. Çocuk kalamıyor, hayatın akışına kapılıyor insan. Üniversite hayatı, iş hayatı, günlük telaşeler derken; kalpler bir olsa da yollar ayrılabiliyor. Çok sevdiklerimiz çok uzakta bile olsa, kalbimiz kadar da yakındır aslında. Neyse, ne diyorduk biz? İrade ve Özge… Bizim kuzen Özge şimdilerde, nam-ı değer Diyetisyen Özge Bezirci Dikici.

Özge “Şekersiz 21 Gün” isimli bir kitap çıkarmış, hayırlı uğurlu olsun. Kendi deneyimlerini samimi bir dille paylaştığı bu kitabı da okuması eğlenceli geliyor insana. Kitabın başında konusuyla ilgili, yapılan bilimsel araştırmalara değinip, bilimsellikle de bizi çok sıkmıyor. “Neden şekersiz” sorusunun cevabının da verip, okuyucusunu da motive ettikten sonra her güne sizinle devam eden birisinin varlığını size hissettiriyor. Hani insan bir şeyler yaparken yanında birisini ister ya, sinemaya tek başına gidemeyenler, spora kendi başına başlayamayan, toplulukla bir şeyler yapmaktan zevk alan karakterleri de düşünmüş ve her gün onlara yoldaşlık ediyor. Pratik bilgiler, ipuçları yanı sıra örnek diyet listesini de sunuyor. Öyle teorik bilgilerle okuyucuyu sıkmayıp, hemen kendi yaşadıklarını da aktarıyor. “İyi iyi zorlanan tek kişi ben değilmişim, bak o da neler yaşamış…”, dedirtiyor adeta. Meslek tecrübelerini tüm içtenliğiyle sunmanın yanı sıra okuyucusunu motive etmek arzusuyla şarkılar hatta film önerilerini dahi eksik etmemiş kitabında. Kitabın sonunda verdiği tarifler ise; oldukça lezzetli ve denenmeye değer. Hatta mutfak işlerinden çok anlamayanlar için bile, tariflerinden bazılarının yapılması oldukça kolay. Yazar-Diyetisyen Özge’nin şekersiz, düşük kalorili ve sağlıklı pek çok tarifinin yer alacağı yeni bir kitap yazmasını ümit ediyorum.

İradesini güçlendirmek, bünyesini arındırmak, sağlıklı yaşamın tadına bakmak isteyen okuyucularıma tavsiyemdir. Ben tecrübe ettim, memnun kaldım. Muzlu puding ve hurmalı truffle favorim. Ekmek tarifini kendime uyarlayıp üstüne çekirdek serpiştirdim, minik minik yapıp, evden çıkarken çantama 1-2 tane aldım. Ben Diyetisyen Özge Bezirci Dikici’nin ‘Şekersiz 21 Gün’ kitabından yazdığı tarifleri uyguladım, fayda gördüm. Fayda gördüğüm şeyi siz okuyucularıma da tavsiye ederim.

Sağlıklı bir hafta dileğiyle, haftaya görüşmek üzere…