Ahmet Ünver
İslam’a yönelik Terör Algısı Operasyonları…
İslam, kelime manası olarak ve pratikte, ‘ Barış, Huzur, Selamet, Esenlik ve Teslimiyet’ dinidir. İslam; Barış, Huzur, Selamet, Esenlik içinde yaşayabilmek için Allah’ın koymuş olduğu ve Hz. Peygamber vasıtası ile göndermiş olduğu kanun ve kurallara da teslim olmak demektir. İslam ve İslamiyet’in hâkim olduğu her yerde, Barış, Huzur, Selamet ve Sükûnet vardır. İslamiyet’in olmadığı yer ve zamanlarda, hatta eksik, hatalı ve yanlış uygulandığı her yerde, kan ve gözyaşı hâkimdir. İslam ve İslamiyet’ten önceki Mekke dönemine kabaca bir baktığımızda bunların örneklerini hep birlikte görmekteyiz.
Dünya’ya hâkim olan ve dünya üzerindeki hegemonyasının devam etmesini isteyen büyük devletler tarafından kurulan taşeron örgütler üzerinden, İslam’a yönelik olarak yürütülmekte olan bir operasyonları zincirini sadece izliyoruz. Bu taşeron örgütler, Boko Haram, PKK, PYD, YPG ve DAEŞ, kimler tarafından ve hangi amaçlar için kurulduğu ise zaten ehlince malum… Bu taşeron örgütler üzerinden gerçekleştirilen, tüyler ürpertici katliamların, insanların zihinlerinde büyük olumsuzluklar zinciri oluşturduğu da bir başka gerçek… Taşeron örgütler üzerinden yapılan operasyonlarla, dünya üzerinde yükselen İslam’a yöneliş ve olumlu algıyı bertaraf etmeye çalıştıkları da bir başka realite… Bu operasyonlarla, İslam, İslam kültürü ve inancı dışında kalanların zihinlerinde, İslam, Müslüman kavramları terör kelimeleri ile aynı anda ortak çağrışımlar yapmasına zemin hazırlamaya çalışılmaktadır. Ne kadar başarılı olabileceklerse…
Dünyanın herhangi bir bölgesinde daha operasyonlar olmadan, aylar öncesinden, operasyonları yönetenler tarafından, öncelikli olarak insanların algısına yönelik olarak bir ‘fail’ bulunmaktadır. Dünya üzerindeki bütün bir kitle zaten medyanın esiri ve eseri olduğunu da hepimiz biliyoruz. Medya tarafından yönetilen ve yönlendirilen bir dünya insanlığı… Hiç̧ okuma alışkanlığı olmayan, olayları sorgulamaktan aciz, çok az okuyan, çok az düşünen ve olaylara yönelik bilgisi sadece görsel ve yazılı medyanın yansıttığı haberler ve programlardan ibaret olan dünya insanlarının olduğu bir dönemdeyiz. Operasyonları planlayan ve yürütenlerin hedefleri doğrultusunda, ‘İslam dünyası ve Müslüman' denince akıllarda sadece terör, terörizm, iç savaş, katliamlar, fakirlik, açlık, sefalet ve göç̧ vb. kavramların canlanması sağlanıyor. Müslüman ülkelerde yaşayanlar da dâhil olmak üzere tüm insanlığın zihinlerine, İslam ve Müslümanların terörün kaynağı olduğu algısı yerleştirilmeye çalışılmaktadır.
Dünyada İslam’ın yükselişini, insanlığın akın akın İslam’a olan yönelişini hep birlikte izlemek ve gözlemlemekteyiz. Dünya üzerindeki bütün bir insanlık, bunalımlar ve streslerle boğuşmaktadır. Sadece geçtiğimiz hafta ülkemizde meydana gelen olaylara kabaca bir baktığımızda, ne demek istediğimiz anlaşılacaktır. Birey, mutsuz ve huzursuz… Bireyi huzursuz ve mutsuz olan bir toplumun selamette, sükûnette olması ise mümkün değildir. Bireyin, bireysel ve toplumsal olarak huzur ve sükûnet bulabildikleri tek kurum İslam dinidir. Birileri bunu kabul etmese de; engellemek ve algı operasyonları ile her türlü oyun ve planlarını dünya üzerinde devreye koymaya devam etseler de… Çünkü Allah’ın vaadi var… Allah Nurunu tamamlayacaktır… Bir zalim, facir ve fasık ile de olsa… Zalimler istemese de; Tamamlayacaktır.