Serpil Yalçınkaya
İslamın İlk Üç Asrında Toprak Sistemi
Devletlerin en değerli kaynağı toprak olmuştur. Tüm tarih boyunca bir devletin büyüklüğü ve gücü, sahip olduğu toprakların genişliği ve verimliliği ile ölçülmektedir. İnsanın varlığı toprağa bağlıdır. Bu yüzden ülkeler ne kadar gelişirlerse, sanayide ve teknolojide ne kadar ilerlerse ilerlesinler toprak önemini asla kaybetmemektedir.
“Toprak meselesi tarihte sosyal, iktisadi ve hukuki şartların hem belirleyicisi hem de neticesi olarak bulunur. Bu bakımdan tarihin anlaşılmasında toprak meselesinin önemli bir rolü vardır. Hele üretim ve ihtihsal vasıtalarının toprağa bağlı olduğu devirlerde toplumun refah seviyesi ve hareket kabiliyeti, o dönemde tatbik edilmekte olan mülkiyet, tasarruf ve mahsulün paylaşım kurallarına tâbidir.
Ayrıca toprak meselesi tarihi devirlerin kendi şart ve temayülleri içinde şekillendiğinden her devlet kendi içinde bulduğu kuvvet ve temayüllere göre kendine mahsus bir toprak sistemini kurmaya ve sahip olduğu siyasi iradeyle bu sistemi devam ettirmeye çalışır.toprak meselelerinin tabiatı, devletlerin düzenleyici ve ayarlayıcı müdahelelerinden azade kaldıkça, mütemadiyen bozulmaya ve soysuzlaşmaya yatkın olduğundan, sonuçta toprağın belli ellerde toplanmasına yol açarak sosyal ve idari bünyeyi tahrip etmektedir. Bu da devletlerin meseleler karşısında aciz kalarak tarih sahnesinden çekilmesine yol açmaktadır. Genellikle siyasi sistem tarafından çıkarılan kanun ve yönetmelikler ile belirlendiğinden, toprak sistemi ile ilgili konan kurallar doğrudan toprağı işleyen halkın sosyal yapısını da belirler.” Diyor Mustafa Demirci İslam’ın İlk Üç Asrında Toprak Sistemi adlı kitabının giriş yazısında.
İslam tarihi ve medeniyeti üzerine, daha öncesinde fazla araştırılmamış olan çalışmalara ağırlık vererek toplumumuza kıymetli bilgiler sunan Prof. Dr. Mustafa Demirci’yi bu konulardaki söyleşi ve makalelerinden tanıyorsunuzdur.
Onun ifadesiyle İslam tarihinde fetihlerin yavaşlamasının hemen ardından görülen şehirleşme, İslamlaşma ve ticarileşme olgusunun arkasında yatan sosyal ve iktisadi saikleri anlamak için, öncelikle toprak üzerindeki mülkiyet ve tasarruf sisteminin bilinmesi gerekir. Çünkü bu gelişmeler doğrudan mülkiyet sistemi ile alakalıdır. Ayrıca bu devir İslam medeniyetinin teşekkül ve yükselme devridir. Dolayısıyla İslam medeniyetinin yapısal boyutunu anlamak ve ona vücut veren dinamikleri keşfetmek için de ekonomiyi, siyaseti, toplumsal yapıyı, kısaca bütün bir medeniyetin hareket kabiliyeti üzerinde müessir olan toprak sisteminin bilinmesi şarttır.
Eserin hazırlanmasında tarih, coğrafya, fıkıh, edebiyat ve siyaset gibi oldukça geniş bir litaratür taranmış. O dönem kullanılan kavramların tahlilleri yapılmış, örneklerden yola çıkılarak uygulamalar izah edilmiş. Sayfa altlarında alıntı yapılan kaynaklara yer verilirken kitabın sonunda da oldukça geniş biçimde yararlanılan eserler belirtilmiş.
Eser Toprak Üzerindeki Mülkiyet Şekilleri, Arazi Üzerinde Devletin ve Bireylerin Tasarrufları ile Devletin Toprağı Vergilendirme ve Toplama Siyaseti olmak üzere üç ayrı başlık altında toplanmış. Birinci kısımda devlet arazilerinden, mülk arazilere ve amme arazilerine kadar toprak üzerindeki bütün mülkiyet şekilleri incelenmiş, ikinci kısımda devletin ve şahısların toprağı tasarruf şekilleri; iktâ sistemi, ölü arazilerin ihyası, toprak sahipleri ve arazi işletmeciliğinde geçerli olan usullere yer verilmiş, üçüncü kısımda ise vergilerin konulması, toplanması ile ilgili devletin mali teşkilatı ve vergi toplama organizasyonunun işleyişi anlatılmış.
Eserin önsözünde Mustafa Demirci kitabını“ Elinizdeki bu çalışma ‘Abbasilerde Toprak Sistemi’ adı altında doktora tezi olarak hazırlandı. Ancak Abbasilerdeki sistem, Hz. Peygamber’den itibaren devam eden İslami bir geleneğin içinde ve onundevamı niteliğinde geliştiğinden; Hulefa-i Raşidin ve Emevilerden koparark ele almak imkansızdır. Bundan dolayı ilk devir İslam Tarihi’nin de incelenmesi zorunlu hale gelmiştir. Sonuçta İslam’ın başlangıcından hicri üçüncü asrın sonuna kadarki dönemi kapsayan bir çalışma ortaya çıkmıştır. Bundan dolayıda eseri yayınlarken ‘İslam’ın İlk Üç Asrında Toprak Sistemi’ adıyla yayınladık”şeklinde izah etmektedir.
Bir çok tanımı ve uygulama şeklini bu kitaptan öğrenmeme sebep olan müellifi Mustafa Demirci’ye tebriklerimi ve teşekkürlerimi sunuyorum.
Selametle, ihsanla kalınız.
Kitap ve Yazar Hakkında Bilgiler
Kitap Hakkında
Yayın Tarihi: 2003
Yayınevi: Kitabevi Yayınları
Baskı Sayısı: 1.Baskı
Sayfa Sayısı: 492
Temin Adresi: Çalış Ofset/ İstanbul
Yazar Hakkında:
Mustafa Demirci
Çumra’nın Tahtalı Köyü’nde doğdu. Ortaokul ve liseyi Karaman’da bitirdikten sonra 1986 yılında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ne girdi.Sosyal Bilimler Enstitüsü,İslam Tarihi ve Sanatlarında yüksek lisansını tamamladı. Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne araştırma görevlisi olarak girdi.Marmara Üniversitesi’ne doktora süresince görevlendirildi. Ürdün Üniversitesi’nde bir yıl süreyle araştırmalar yaptı. 2011 Haziranında Profesör oldu. Arapça, İngilizce ve Fransızca bilmektedir. Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Demirci evli ve üç çocuk babasıdır.
Diğer Eserleri:
- Beytü’l-Hikme,
-Siyah Öfke,
-Abbasilerde Toprak Sistemi,
-İslam’ın Dört Çağı