Derviş Argun
İsrail'i durdurmak mı zor, Gazze'yi boşaltmak mı kolay?
İç savaştan önce Suriye'nin nüfusu takriben 23 milyon civarındaydı. Bir milyona yakın kişinin iç savaşta öldüğü söyleniyor. Türkiye, Ürdün ve Lübnan gibi sınır ülkelerde olan Suriyeli sayısını resmi rakamları esas alarak 7 milyon kabul edersek, Irak'taki ve Avrupa'ya kaçak olarak gidebilmeyi becerenleri de sayarsak kabaca 8 ila 9 milyon civarında insan yerlerinden edildi.
Netanyahu'nun BM salonunda gösterdiği harita ve Kassam tugaylarının izzetli 7 Ekim saldırısından sonra işgalci askerlere yaptığı konuşmalarda geçen Yeşaya mucizesi ve Amelika'lılar benzetmesi gibi baklayı ağzından çıkaran cümlelerle ortaya çıktı ki, ne Suriye iç savaşı ne de Suriye'nin kuzeyinin boşaltılması ABD ve batının iddia ettiği gibi Demokrasi ve İnsan Hakları eksenli değil. Malumun ilamı olan bu bilgiyi şunun için yazıyorum. Suriye'ye demokrasi getirmek isteyen batılı ülkelerle, Gazze'yi bombalayan ülkeler aynı ülkeler. Orada demokrasi burada katliam, birbirinden farklı bu iki duruşun da sebebi, Netenyahu'nun milyonlarca çocuk, kadın ve sivil ölse de tamamlayacağız dediği harita.
Ayrıca şunu da unutmayalım ki, Siyonist İsrail için sivil diye bir tanım yoktur. En tepe isimlerinin de dediği gibi bu mucizeye engel herkes, kim olduğuna bakılmaksızın çocuk, kadın, yaşlı öldürülmelidir. Hedef, mucizenin gerçekleştirilmesi, sebep ve partnerler olaya ve coğrafyaya göre değişebilir.
Neyse konumuz Suriye iç savaşı değil. Ama şunu da gördük ki, Netenyahu'nun konuşmasından sonra, dün Suriye'de yanan ateşe benzin taşıyan kimi şahıs, kurum ve yetkili kişiler, bugün o haritayı göstererek ağızlarını doldura doldura aslında bu haritanın Gazze ve Suriye ile de sınırlı kalmayacağını, Türkiye'nin de bu riskin merkezinde olduğunu söylüyorlar. Allah kendisine rahmet etsin Akif Emre ve Ali Bulaç bunu 2011 ve 2012 yıllarında defalarca yazdılar. Neredeyse bugün yaşadığımız sonucu milimi milimine ortaya koydular ve deyim yerindeyse çırpındılar..
İsrail'in Gazze'ye orantısız saldırılarında bir ayı geçtik. Şehit sayımız da on bini geçti. Bunların da neredeyse dörtte üçü çocuk ve kadınlardan oluşuyor. Daha önce de yazmıştım. İsrail, Gazze'den işgal edilmiş topraklara yaptığı 7 Ekim izzetli çıkarmasından sonra Kassam ile savaşmayı göze alamadığı için çocuklar, kadınlar ve binalarla savaşmayı tercih etti. Tevarüs eden alçaklıklarını bildiğimiz için bu bizi şaşırtmadı. Şaşırtıcı olan, işgalci Siyonistler safında olmadığını söyleyen Türkiye dâhil İslam ülkeleri ve vicdan sahibi kimi ülkelerin bu sivil katliama cevabı, yaptıkları anlamsız ve sonuçsuz toplantılar ile bu toplantılar neticesinde yapılan basın açıklamaları ile vermeye çalışmasıdır. Oysa işgalci Siyonistlere açık desteğini ilan eden ABD ve batının her tülü silah tahkimatını yaptığını biliyoruz. Bir tarafta Gazze’ye pet şişe sokmak için çırpınan İslam ülkeleri, öte tarafta işgalci Siyonistleri her türlü silah ve teçhizatla donatan ABD ve batı ülkeleri.
Devletlerin tutumu bu olsa da geldiğimiz noktada işgalci Siyonistler kendi elleriyle yeryüzünde belki verilen on bin şehide karşılık, bir milyar insanın uyanmasına vesile oldular. Halklar yönetimlerine inat milyonluk mitingler yapıyor. Ve süreç, Netenyahu ve çetesinin istemediği bir çizgiye doğru hızla yürüyor. Özellikle batıda ve küfrün ve zulmün kalbi büyük şeytanın ülkesinde milyonluk mitingler yapılıyor. Bu mitingler ve uyanan kitleler, gelecekte işgalci İsrail’i esir alırken, HAMAS’ı ve Kassam’ın yiğit evlatlarının önünü açacak. Bugün işgalciye kan kusturan yiğitler, 20 yıl önce fosfor bombalarıyla katledilmeye çalışılan çocuklardan geriye kalanlardır. Bugün fosfor bombaları ile uyanan çocuklar da 20 yıl sonra işgalci Siyonist çeteye hala varlığı devam edebiliyorsa çok daha farklı cevaplar verecektir.
ABD ve İsrail'in Gazze'nin insansızlaştırılması konusunu savunduğunu ve bunu sahiplenmeleri için kimi İslam ülkelerine de dayattıklarını biliyoruz. Bu Gazze halkının kabul etmediği ve ila nihaye etmeyeceği bir tekliftir. 7 Ekim izzetli çıkarmanın adı, Aksa Tufan’ıdır. Bu bile Aksa özgürleşmeden bu sürecin bitmeyeceğini ispat eder. İşgalci Siyonistler, kitlesel katliamlar yapabilir, soykırım yapmak için on binlerce ton bomba bırakabilir, alçakça çocuklar ve kadınlarla savaşarak Gazze’deki binaları yerle bir edebilir. Ama Filistin’in evlatları, tüm yalnızlıklarına rağmen 75 yıldır verdikleri bu kavgayı bir 75 yıl daha taşır.
Korkaklar için İsrail’i durdurmak zor, Gazze’yi boşaltmak kolay olabilir. HAMAS’ın yiğit savaşçıları, korktuğumuzun kolay, kolay bildiğimizin de ihanet olduğunu bize öğretecek inşallah.