İstikrar ve Globalizm

Hollanda’da yayınlanan bir günlük gazetenin Amsterdam’da organize etmiş olduğu “Globalizm ve İstikrar” konulu panele katılan Alman sosyolog Wolfgang Sachs yapmış olduğu konuşmayla dinleyicileri derin derin düşündürürken bir taraftan da korkuttu.

Zira Alman sosyolog ekonomik kalkınmanın firenlenmemesi gerektiğini aksi takdirde felaketlerin arka arkaya geleceğini, bunun için çevreyi koruyan bir ‘refah’ kavramının yeniden yorumlanması gerektiği  söylüyordu. Bunun için ‘istikrar’ın hakim olmasını, değilse dünyayı bir kriz’in beklediğine dikkat çekiyordu.

Bu hafta, kendisiyle yapılan bir söyleşiden hareketle Alman sosyologun bazı görüşlerini siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim.

Alman sosyolog Wolfgang Sachs bir düşünce kulübü olan “Roma Kulübü” üyesi olup Wuppertal Enstitüsü’nde iklim, çevre ve enerji konusunda çalışmalar yapmakta. Özellikle dünyamızda iklim değişikliği üzerine uluslararası organizasyonlarda sunumlar yapan Sachs Batı’nın kendi çıkarları için önümüzdeki dönemde ekonomik kalkınmanın beşiği olacak Çin ve Hindistan gibi ülkelere çevreyi tahrip etmeden ‘refah’a kavuşmaları yolunda yardım etmeleri gerektiğini savunuyor. 

Kalkınma için atağa geçmiş bu iki ülke Batı ne yaptıysa onlarda yapacaklardır. Şu anda elde iyi bir imkan vardır. Çin’i kurtarmak kendimizi kurtarmaktır.

Çin hükümeti ve bilim adamları, hızla gelişen ekonomide su ve akaryakıt kıtlığı karşısında ne yaparız sorusuna cevap arıyorlar. Bunun yanısıra hızla büyüyen bir Çin orta sınıfı sözkonusu. Bu grup kirli hava yutmak istemiyor. Pis kanalların etrafında oturmak istemiyor. Zehirli gıda almak istemiyor. İşte böyle bir Çin var karşımızda.

Eğer bütün Çinliler arabaya binmek isterlerse halimiz ne olur sorusuna Alman sosyolog tüm dünyayı etkileyen bir kabus ortaya çıkar diyor. İki ekolojik tehdit kriz sözkonusu olur. Bunlardan bir tanesi hammadde krizi diğeri de orman ve tarım krizi. Amerikan yaşam tarzının tüm dünyaya hakim olması büyük çatışmalara sebep olacaktır.

Sosyolog Wolfgang Sachs çarpıcı açıklamalarına şöyle devam ediyor.

Hammadde alanında Çin dünyanın emperyalist gücü olma yolunda. Eğer bütün Çinliler araba almaya kalkarlarsa, buna karşılık Birleşik Devletler’de de iklim değişikliklerinden kaynaklanan sel afetleri ve kuraklık sık sık meydana gelirse, Amerika Çin’e savaş ilan edebilir.

Peki bu gelişmeler karşısında globalleşme ‘istikrarlı bir kalkınmada’ nasıl bir rol üstlenebilir sorusuna sosyolog şu cevabı veriyor.

Globalleşme dünyayı küçültmüştür. Uzaklık bir mesele gibi görünse de, hava yolu ve medya aracılığı ile bu mesele halledilmektedir. Sonuçlar bize bazen sebeplerden önce ulaşır. Afrika’nın çölleşmesi, göçmenlik ve mültecilik adıyla kapımızın önünde oluverir bir anda. Bugün itibarıyla güvenlik dünyanın birinci meselesi. Ancak şimdi globalleşmenin olumsuz sonuçları karşısında kendimizi koruyamayız. Öyle bir durumdayız ki, dünyanın bir ucundaki mesele bizi ister istemez etkiliyor. O zaman karşılıklı bir güvenlik kavramını bulmalıyız.

Adalet, sosyolog Wolfgang Sachs’ın en çok kullandığı kavramlar arasında yer almakta. Adalet kavramının sadece kiliseye gidenlere veya nahif idealistlere ait olmadığını, globalleşme ile adalet’in artık herkesin meselesi olduğunu belirtiyor.

Alman sosyologa göre dünya iki ayak üzerinde yürüyor. Bunlardan bir tanesi krizler, korkular ve çatışmalar. Diğeri ise belki başarısı marjinal görünen yeni şanslar. İyi ki ortada küçük ölçekli olsa da bağımsız hareketler mevcut. Gizli laboratuvarlarda yeni şansları araştırıyorlar. Mesela biyolojik tarım. Hemen hemen herkes artık tarımın gerekli olduğunu (akaryakıt, gübre, diğer madenler için) kavramış durumda. İşte bu düşünce marjinal görünen yeni şans gruplarından gelmiştir.

Son olarak Alman sosyolog Wolfgang Sachs sözkonusu değişmenin nedeni üzerinde duruyor. Ve diyor ki, ‘bu değişmede gelişmiş ülkelerin elbette kendi çıkarları baştadır’ diyor. Dünyanın bir yerinde yoksulluk devam ederken seyirci kalamayız, problemin giderilmesi için birlikte çalışmalıyız. Çin ve Hindistan birlikte olup tek yumruk masaya vuruyor ve ‘yoksulluktan kurtulmak istiyoruz’ diyorlar. İslam fundamentalistleri de böyle bir reaksiyon içindeler. Kahrolsun sizin ortak çalışmanız, diyorlar. Dünya bunları kaldıramaz.”

Evet bu hafta Hollanda gündeminden uzaklaşıp, global bir konuya bir Alman sosyologun görüşleriyle değinmek istedik.

Demek ki dengesiz kalkınma tüm dünya ve insanlık için tehlike olabiliyormuş...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.