Kasım Çakır
Kafalarımız Çok Meşgul
Çok yakın bir zamana kadar kafamız, beynimiz, gözümüz, kulağımız, bedenimiz daha farklı işlerle meşgul ve daha farklı işlere zaman ayırıyorduk.
ON ŞEY İÇİN ZAMAN AYIR...
1-Çalışmak için zaman ayır. Bu başarının bedelidir.
2- Düşünmek için zaman ayır. Bu zihnin kudret ve kuvvet kaynağıdır.
3- Eğlenmek için zaman ayır. Bu dinlenmenin ve genç kalmanın sırrıdır.
4- Okumak için zaman ayır. Bu bilginin temelidir.
5- İbadet için zaman ayır. Bu yücelmenin yolu ve ruhun yıkanmasıdır.
6- Başkalarına yardım ve arkadaşlarınla sohbet için zaman ayır.Bu saadetin kaynağıdır.
7- Sevmek için zaman ayır. Bu hayatın neşesidir.
8- Hayal kurmak için zaman ayır.Bu ruhu yıldızlara eriştirir.
9- Gülmek için zaman ayır. Bu hayatın yükünü hafifletir.
10-Plan yapmak için zaman ayır. Bu, ilk dokuz şeyi yapabilmek için zamana sahip olmanın sırrıdır...
Çok yakın bir zamana kadar yukarıda sayılan işlere zaman ayırıyorduk. Kafamız, beynimiz, gözümüz, kulağımız, bedenimiz bu işlerle daha fazla meşguldu.
Artık böyle değiliz, böyle gitmiyor. Başka işlere daha fazla zaman ayırmaya başladık. Kafamız, beynimiz, kalbimiz, gözümüz, kulağımız, bedenimiz adeta kuşatılmış durumda, yeni işlerimizle, telaşlarımızla meşguluz.
İnternet, bilgisayar, telefon, mesajlaşma, telefon görüşmeleri, alışveriş, borçlanma, kredi, kredi kartları, yeninin daha yenisini alma, reklamları dizileri takip etme, sosyal medya yeni meşguliyetlerimiz oldu. Bunlar teknolojinin yeni enstrumanları ve ürünleri oldu.
Bir kısmımız, önümüzde internete bağlı bilgisayar, elimizde telefonla 24 saatimizi böyle bir ortamda geçiriyoruz. Her şeyimiz internet, bilgisayar, telefon, teknolojik cihazlar oldu. Bir yandan yazıyor, bir yandan konuşuyor, bir yandanda mesaj yetiştiriyoruz.
Bir kısmımız, kredi kartları, uygun kredi, uygun taksitlendirme, yeninin yenisini beğenme duble alışveriş ve hesaplarla meşguluz. Kimimiz 12 ay, kimimiz 24 ay, kimimiz 36 ay, 48 ay, 60 ay borçlandık. Haliyle telefonumuz, kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz adeta kuşatılmış durumda ve çok meşguluz.
24 saatimiz bu meşgul olduklarımızla dolu olunca da yukarıda saydığımız 10 işe zaman ayıramaz duruma geldik. Bunun sonucunda, dini, manevi, insani, kültürel değerlerimizi yaşamaya dermanımız, zamanımız ve paramız kalmamış oluyor.
ÇOOOK MEŞGULUZ, Kafamız, gözümüz, kulağımız, bedenimiz meşgul olunca:
* Karşılaştığımız akraba, komşu, arkadaş, eş, dostu göremez hale geldik. Görmeyince, duymayınca da selam vermez, selam almaz hale geldik.
* Sıla-ı rahim, akraba, eş, dost, arkadaş, komşu ziyareti yapamaz, hal hatır soramaz, hatırlamaz hale geldik.
*Herkes kendi acı ve sevinçleriyle baş başa kalınca, acılar ve sevinçler paylaşılamaz hale geldik.
* Öğrenci olarak; ders çalışma, ödevleri yapma, sınavlara hazırlanma gibi asıl vazifelerimizi yapmaz hale geldik.
*Kandil, bayram, önemli günler, düğün, hastalık, cenaze, taziye de acılarımızı ve sevinçlerimizi paylaşmaz hale geldik.
*Evimizde, işyerimizde, sitemizde, mahallemizde, çarşı da, Pazar da birbirimizi anlamaz hale geldik.
*Sevgi, saygı, şefkat, hoşgörü, güven, vefa, sadakat azaldı. Adalet, Dostluk, Öz Denetim, Sabır, Doğruluk, Sorumluluk, yardım severlik v.s değerlerimizden uzak hale geldik.
*Zaman yetmeyince ev işlerinde, işyerinde, ibadetimizde, dini, insani, sosyal ve kültürel hizmetlerde aksamalar olmaz mı?
*İnternet, bilgisayar, telefon, mesajlaşma, telefon görüşmeleri, alışveriş, borçlanma, kredi, kredi kartları, yeninin daha yenisini alma, reklamları dizileri takip etme, sosyal medya yeni meşguliyetlerimiz olunca; diyalog ve tasarruftan tamamen koptuk, uzaklaştık.
*Esir alındık, nefsimize esir düştük. Nefsimize gem vurup ya bu esaret zinciri kırarız yada esarete devam…
İSTİŞARE EDEN ŞAŞMAZ, TASARRUF EDEN DARALMAZ KASIM ÇAKIR-MEMLEKET GAZETESİ- 021-10-2017