Mustafa Yiğit
Kararsızların seçimi
Nisanı ortaladık ama havalar bir türlü ısınmıyor.
Kapalı bir hava hâkim…
Aslında Türkiye’de pek çok şey öyle görünüyor…
Adeta yaprak kıpırdamıyor, boğucu ve kapalı bir atmosfer var şu günlerde…
Bu hem iş dünyasında, hem de sokaktaki adamda da gördüğümüz bir haleti ruhiye…
En son optik işi yapan bir dostumla görüştüm…
“Altı aydır yaprak kıpırdamıyor abi”diyor,“günde en az on on iki gözlük satıyordum şimdi bir tane satarsam şükrediyorum” diyor…
Sadece gözlükçüler değil esnaf kısmının neredeyse tamamı bundan şikâyetçi…
Ekonomik durgunluk esnaf ve sanatkârı kötü vurmuş…
Bürokrasi de seçim havasına girmiş, pek çok kurum geleceğe dönük vaziyet almak için biraz atalet içinde…
Bu durgunluğa etki yapabilecek bir şey vardı…
O de Cumartesi günü açıklanan iktidar partisinin seçim beyannamesi…
İktidar partisinin seçim beyannamesi de öyle büyük heyecan yaratmış değil…
On iki yıllık bir perspektif çizmiş…
“Uzun vadeli bir proje çok iyi olmuş” diyen de var, “o zamana kadar kim öle kim kala” diyen de var…
Ama neresinden bakarsanız bakın insanlar “oooo, müthiş vaatler” diye bir tepki göstermediler…
Belki de insanlar alıştılar kısa vadede bir şeyleri elde etmeye…
Uzun vadeli projeler yapımıza da pek uygun değil belki de…
Biz biraz “cık cık” canlıyız, hemen olsun isteriz…
Bu anlamda iktidar partisinin uzun vadeli seçim vaadi pek tutmuşa benzemiyor…
Yüksek Seçim Kuruluna verilen listeler için de öyle büyük beklenti oluşturacak bir listeye sahip değil gibi görünüyorlar partiler…
Yani vaadler ve adaylar konuşulmayacak bu seçimde…
En azından iktidar partisi açısından bu görünüyor…
Yine lider eksenli bir siyaset güdülecek…
Ama bu seçimde ikinci bir “one munite” nin de yaşanmayacağı anlaşılıyor…
Diğer muhalefet partilerinin aday listeleri de o kadar heyecan verici görünmüyor…
Ana muhalefet farklı bir listeyle giriyor ancak onun da kendi çıkmazları söz konusu…
Muhalefetin diğer partisinde ise sürpriz yaşanmadı büyük ölçüde…
Bu seçim aslında seçmenin oturup en sakin bir şekilde düşüneceği ve oy vereceği bir sürece işaret ediyor…
Öyle olağanüstülüklerin yaşanmayacağı ve bunun partilere eksi ya da artı şeklinde yansımayacağını düşünürsek, seçimin 2009 yerel seçimlerine benzemeye ihtimali yüksek…
Ve asıl sözün kararsızlarda olduğunu burada görüyoruz…
Bütün anketlerde ortalama yüzde yirmilerde çıkan “kararsızlar” bu seçime karar verecek gibi görünüyor…