Karın ağrısı kader değil
20-50 yaş arasında ve birden fazla doğum yapmış kadınlarda sık karşılaşılan karın ağrısı nedenlerinin başında Pelvik Konjesyon Sendromu (PKS) geliyor.
Kadınlarda karın ağrısı, pek çok nedene bağlı olarak görülen bir şikayet. PKS, karnın alt kısmında ve kasık bölgesinde yer alan ve kadınların rahim, yumurtalık gibi alt karın organlarını çevreleyen toplardamarların varisleşmesi olarak tarif ediliyor. Kadın Hastalıkları, Gastroenteroloji gibi pek çok sistem açısından değerlendirilen ancak bir sonuca ulaşamayan hastaların PKS açısından da mutlaka değerlendirilmeleri gerekmektedir.
PKS’nin tanısı konduğu zaman tedavisi olan bir hastalık olduğunu belirten Acıbadem Fulya Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Cem Arıtürk, ”Tedavide pek çok seçenek mevcuttur. Tedavide ne yapılması gerektiğini belirlemede kullanılan pek çok kriter bulunmaktadır. Detaylı bir renkli doppler ultrasonografi ile sorunlu damarların net bir biçimde ortaya konması, bu damarlardaki genişlemenin ve akım bozukluklarının saptanması ne kadar önemli ise hastalıkla karşı karşıya kalmış kadınların şikayetlerinin ne derecede olduğu ve beklentileri de önemlidir. Tüm bu kriterler ortaya konmalı ve PKS hastası, hekimi ile birlikte ortak bir şekilde tedavi yöntemine karar vermelidir.
İlk basamak tedavide, ağrının kesilmesi ön plandadır. Bu amaçla kullanılabilen ağrı kesiciler olduğu gibi bazı başka yöntemler de bulunmaktadır. Kronik ağrı tedavisinde uygulanabilen uyarıcı nokta enjeksiyonları, epidural-spinal bloklar gibi bazı ağrı kesici yöntemler ve akupunktur da ilaçların haricinde kullanılabilmektedir. Yine bu konuda eğitimli fizyoterapistler tarafından yapılacak fizik tedavi seansları pelvik taban kaslarının kuvvetlenmesine ve akımın düzenlenerek ağrının azalmasına yardımcı olabilecektir. PKS hastalarında uzun süreli ağrıdan dolayı meydana gelebilen uyku bozuklukları ve depresif ruh halinin tedavisinde ise mutlaka bir psikiyatr yardımı alınmasını öneririm” dedi.
İleri seviyelerde girişimsel yöntemlere başvurulabileceğini belirten Dr. Cem Arıtürk sözlerine şöyle devam etti: “Daha ileri seviye hastalarda, PKS kişinin günlük hayatını oldukça etkiler seviyeye ulaşmış ve tetkiklerde damar çapları belirli bir seviyenin üzerine çıkmış, akım bozuklukları ise iyice belirginleşmişse bazı girişimsel yöntemler aracılığı ile sorun ortadan kaldırılabilmektedir. Bu noktada en önemli olan şey ise sorunun anatomik kaynağının detaylı bir şekilde ortaya konmasıdır. Sorunlu ve genişlemiş damarların bir takım özel ekipmanlar ve yapıştırıcı maddeler ile kapatılması günümüzde sıklıkla kullanılmakta olan bir tedavi yöntemidir.
Tüm bu tedavilerin haricinde bazı özel durumlarda damar basılarını ortadan kaldırmak için açık cerrahi işlemler de gerekli olabilmektedir. Bununla birlikte her türlü yönteme rağmen ağrıdan hala şikayet eden hastalarda rahmin ve yumurtalıkların çıkartılması, kullanılmakta olan bir cerrahi yöntemdir.”