Şöyle televizyonu açtım, dünyada neler olup bitiyor diye geziniyorum. Bir kanalda ABDdeki basın özgürlüğü tartışması genişçe haber yapılmış. Takıldım izledim. Gazeteciler diyor ki, Biz yönetimi, halk adına izliyoruz
Yöneticiler diyor ki, Tamam izle, ama kaynağını açıkla
Haberin kaynağı açıklansın mı açıklanmasın mı diye bir tartışma almış başını gitmiş
Ziyanı yok, ben kaynağımı açıklayayım. Kaynağımı saklasam ne olacak ki hem. Bizim mahalleden Ziya deyiverdi. Halk yönetime güvenmiyormuş. Verdiği oyun arkasında değilmiş yani artık. Yönetenlerimiz boşuna kasılmasınlar, halk destekleri bitti diyor. Valla ben Ziyanın yalancısıyım. Fakat her söylenene hemen inanmadığım için Çıkrıkçılar içerisinde bir iki esnaf arkadaşa sordum, Hakkaten yönetime güvenmiyor musunuz artık? diye. Anlayacağınız bir anket yaptım.Maalesef yönetimin işi bitmiş. Artık yeni bir seçim mi yapılır, başka bir yöntem mi bulunur bilemem. Bildiği şey bu yönetimin hemen işi bırakması.Kardeşim öyle kimseye sormadan asansör değiştirilir mi, kapıcı değiştirilir mi? Sitenin bahçesindeki canım ağaçlar bakımsızlıktan kurumuş. Böyle yönetim olmaz olsun. Olmazsa ben aday olsam mı? Yalnız aday adayı falan olunacaksa ben yokum. Ne o öyle günlerce ben şöyle yapacam, böyle edecem diye yırtınacağım. Sonra da sen olman diyecekler, canım kestane çizilecek.Ben aday oldum mu kesin aday olmam lazım. Yetmez kesin seçilmem lazım. Yan apartmanlardan, komşulardan falan gelen eleştirilere, baskılara boyun eğemem. Hayırlısı bakalım