Esat Çoğal
"Kimsenin dayatmasına..
"Kimsenin dayatmasına eyvallah demeyiz"
Başbakan Erdoğan, son 2 haftadır devam eden olayları elbette her boyutuyla analiz ediyordur, danışmanlarıyla değerlendirdiklerine de eminim. Sayın Erdoğan grup toplantısında; "Bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da hiç kimseyle, hiçbir kesimle, onların hassasiyetlerine kulak tıkayarak bir kenara itmedik ve itmeyeceğiz. Meşru taleplerini, demokratik hak taleplerini bugüne kadar nasıl dikkatle kulak verdiysek, bundan sonra da dinlemeye anlamaya, empati kurmaya devam edeceğiz" diye konuştu. Erdoğan, "10. 5 yıldır bu tertiplerle, tezgahlarla, provokasyonlarla, siyaset mühendisliği girişimleriyle nasıl baş ettiysek, onlara karşı nasıl dik durduysak, bundan sonra da milletin emanetini aynı hassasiyetle korumaya devam edeceğiz. Biz ne kimseye dayatma yaparız, ne de kimsenin dayatmasına eyvallah deriz" ifadelerini kullandı.
Bence burada Başbakan’ın atladığı veya kabul etmek istemediği bir olay var. 15 gün öncesine gidelim. Bana göre gerçekten ilk gün bir çevre hareketi olarak başlayan Taksim Gezi Parkı olayları, daha sonra olayın hemen ardından marjinal gurupların ayrıca dış basının provokasyonlarına maruz kaldı. Emin olun ilk bir hafta neredeyse Tamamen hükümeti yıpratma politikası kokan, eylem yapan grupların neredeyse hiç birinin siyasi bir parti tabanını desteklemeyen örgüt mensubu olduğunu, cümle alem biliyor. Fakat sayın Başbakan’ın gerek yurt dışında yapmış olduğu açıklamalar, gerekse yurt dışından döndüğündeki yapmış olduğu açıklamalar, kendisine oy veren bazı kesimleri (Kimseleri) bile Gezi Parkı’na yönlendirmiş durumda.
Eğer bir hata varsa insan özür dilemesini bilmeli. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bile köre (amaya) arkasını döndü, hata yaptı diye ayet inmedi mi? Yahudilere size yarın cevap vereceğim dedi aylarca ayet gelmedi mi? Allah (cc) uyarmadı mı iki cihan serveri kainatın efendisini İnşaallah de Muhammed, İnşaalah de diye. Namazda yanlış kılınca sevr secdesi yapmadı mı ? Varsa bir hata özür dilemesini bilmeli bir Müslüman. Unutmayalım ki bu ülkede rahmetli Menderes’i ‘Ben ordumu asteğmenlerle kurarım, bana subaylar gerekmez’ dedi astılar. Rahmetli Erbakan’a sordular; Taksime cami yapacakmışsınız doğrumu? dediler, ‘Ne Taksim’i, biz Çankaya’ya da cami yapacağız’ dedi . Tanklar caddelerdeydi. Unutmayalım ki şu an Menderes’in partisi yok, %44 küsür alan Anavatan Partisi son seçimlerde başkan bulamadı % 0.4 gibi bir oy aldı. Refah Partisi 1996’larda hükümet kuracak oy alırken şimdi % 1.5-2’lerde. Son olarak söyleyeceğim 10.5 yıllık siyaset hayatında Sayın Başbakan’ın en büyük hatası, bir muhabirin gazına gelerek ‘benim halkımın % 50’si evlerinde zor duruyor’ cümlesi idi. Çünkü o da biliyordu ki kendisi bu ülkenin % 100 ünün Başbakan’ıydı. Daha sonra kendiside bu şekilde söylediğine pişman oldu ama iş işten çoktan geçmişti. Lütfen dediğim dedik, ben yaptım oldu olmasın, lütfen istişare edelim. (‘Söz ok gibidir ağızdan bir kere çıktımı bir daha geriye dönmez’ HZ. Ali.) Sayın Başbakan’ım ben bir yazar ve vatandaş olarak sizden bir arzum var. Eğer bir hatanız olursa grup toplantısında yapmış olduğunuz konuşmaları hatırlayın. ‘Evet biz bu konuda hatalıydık diyebilmelisiniz’ bunun bir erdem olduğunu siz çok ama çok daha iyi biliyorsunuz. Ne demiş Mahmut Sami Ramazanoğlu; İncinip affetmek den daha önemli bir şey var incinmemeyi öğrenmek.