M. Ali Köseoğlu

M. Ali Köseoğlu

Kitap okumaya yer mi yok!

Gittim gördüm…

İl Halk Kütüphanesi dolup taşıyor…

Kütüphane Müdürümüz Hasan Coşar, Konya için büyük şans…

Okuryazar kesimi de tanıyor, okunacak kitapları da…

Onun tanınmışlığı da kütüphaneyi göz önüne çıkarıyor…

Şimdi bir de teknoloji girmiş kütüphaneye; zaten girmediği yer yok…

Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü tarafından temini gerçekleştirilen kitap temizleme makineleri İl Halk Kütüphanesi’ne teslim edilmiş…

Ümit Savaş, İngiltere’de görmüştür bunları…

Oralarda  “Book Shower” diyorlardır…

Makine tek bir tuşla, yaklaşık bir dakika içerisinde kitapları temizliyor.

Kitapların kapağına veya iç sayfalarına yerleşen bakteri ve virüsleri yok ediyor.

E daha ne olsun; bu zamanda iyi hizmet…

***

Kütüphane doluyor dolmasına da; buraya gelen herkes kitap okumak için gelmiyor… Hatta kitap okumaya gelenler çoğunlukla yer de bulamıyor.

Dersine çalışacak öğrenciden tutun da sınavlara hazırlananlara kadar…

Ev ortamında ders çalışamayan ne kadar kişi varsa orada…

Bu da kütüphanenin ‘aşırı yük’ almasına neden oluyor.

Şikâyetçi miyiz, değiliz…

Fakat buradan yola çıkarak yeni bir ihtiyacı da görmemiz lazım.

***

Radyolarımızın başarılı seslerinden, diksiyon Hocası Seher Aydın bana mesajla soruyor: Konya’da dinlenecek yer var, gezilecek yer var, kalabalık var. Şöyle kitap okuyacak nezih bir yer yok ya da ben bilmiyorum...

Seher Hanım’ın işaretinden cesaretle Büyükşehir, Selçuklu, Karatay ve Meram belediyelerimizden isteyelim:

Uygun yerlere çay ikramı da yapılan etüt ve okuma salonları açsınlar…

Gerçekten büyük ihtiyaç…

***

Bir Hint masalında şöyle geçer…

Aptal bir kral sert zeminin ayağını acıttığını söyleyip tüm krallığın sığır derisiyle kaplanmasını emretmiş… Sarayın maskarası bu fikre kahkahalarla gülmüş.

Maskara ama bilge bir maskara…

Demiş ki: Gülüyorum çünkü kralın fikri en basitinden komik.

Kral çok kızmış maskaraya.

Demiş ki: Bana daha iyi bir seçenek göster yoksa öldürüleceksin.

Maskara, “Efendim küçük bir sığır derisi parçasını kesip ayağınızı kaplayın” demiş.

Tüm krallığın sığır derisiyle kaplanmasına gerek yok…

Rivayet odur ki ayakkabılar bu şekilde doğmuş…

***

Krala mı gülersin, maskaranın delikanlılığı önünde şapka mı çıkarırsın!

Şimdinin maskarasında böylesine komikliğe gülecek delikanlılık bile yok.

Ne maskara o denli delikanlı, ne de ‘krallar’ kendilerine gülen bilgeleri dinleyecek erdemde.

Hiçbirisi yok şimdi…

***

Augustus Otel’den Kazım Bey aradı…

Mevlana isminin börekten, esnaf dükkânına kadar pek çok kere özensiz kullanıldığını, bunlara da duyarlılık gösterilmesi gerektiğini belirtti.

Elbette bunlara da duyarlı olmalıyız.

Yakışanı yakıştığı yerde kullanmalıyız.

“Hünkâr Beğendi’nin adı olmuş Augustus Beğendi” demiştim ya…

Augustus Uslü Beğendili Kebap’mış… Yani Augustus Beğendi diye bir şey yokmuş…

İyi ki yokmuş.

Mekânın ve Kazım Bey’in Konya’ya hizmetleri daim olsun.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum