Neredeyse 5-6 gün oluyor...

Belgrad’da Türk plakalı bir tur otobüsü devrildi...

Belgrad dediğimiz yer Sırbistan...

Kaza da, Sırbistan’ın Subotica-Novi Sad otobanında oluyor...

Sabah 06.30 suları...

***

Maalesef...

Bu kazada 1 vatandaşımız hayatını kaybediyor, 30 kişi de yaralanıyor...

30 yaralı, ilk müdahalenin ardından Subotitsa Devlet Hastanesi'ne sevk ediliyorlar...

“Kaldık mı dağın başında” diye düşünürlerken...

Türkiye’nin Belgrad Konsolosu Barçin Korucu Oruç beliriyor yanlarında.

İşlemleri hızlıca yapılıyor, tedavileri ihmalsiz gerçekleşiyor...

Yani Sırplar, ‘Şu Türkleri telef edelim’ diyemiyorlar...

***

Önceki gün AK Parti Konya Milletvekili Mustafa Kabakcı geldi ziyaretimize...

Sık ziyaretlerinden ya da kültürel etkinliklerdeki buluşmalarımızdan dolayı sık sık birlikte olduğumuz vekilimizle, seçimdi, şuydu-buydu derken mesafeyi epey açmışız.

O da buna binaen, ‘ateş almaya’ gelmiş gibi davranmadı...

Dünkü, bugünkü ve yarınki Türkiye’den konuştuk.

***

Belgrad’da yaşanan bu hadiseden bahsetti...

Vefat eden kişi, 1984’te Gölyazı Belediye Başkanlığı yapan Mehmet Yalçın’ın kızıymış...

Öğretmen Çiğdem Yalçın...

Öğrenci gezisindelermiş...

Kaza ve kader; ölümün sizi nerede bulacağı belli değil.

***

Vekilimiz Mustafa Kabakcı, Gölyazı’da Yalçın ailesini ziyaret ederek, taziyesini iletmiş.

Mehmet Yalçın da Kabakcı’ya kazanın ardından yaşadıklarını anlatmış.

Vefat haberini alır almaz Sırbistan’a gitmiş baba Mehmet Yalçın.

Burada kendisini Belgrad Konsolosu Barçin Korucu Oruç karşılamış...

Bütün işlemleri, baba Yalçın’a el sürdürmeden yapmışlar.

Hatta otelde misafir edilmesine kadar ‘acısını artırmayacak’ bir dizi yakınlık...

Çok memnun olmuş... ‘Bu kadarını’ da beklemiyormuş.

***

Mustafa Kabakcı vekilimiz, 1983 yılında Almanya’da öğretmenlik yaparken yaşadığı bir anıyı anlattı...

Öğrencilere ‘ahret’ mevzuunda bilgiler veriyormuş.

Bir tanesi “Öğretmenim, öldükten sonra mahşere kadar nasıl bekleyeceğiz?” diye sormuş.

Kabakcı da, “Peygamberimiz bir hadiste şöyle bildiriyor: Ölen iyi bir kimse ise kabri cennet bahçelerinden bir bahçe gibi olur. Zamanı hissetmez. Ölen kötü bir kimse ise kabir onun için cehennem çukurlarından bir çukur olur” diye cevaplamış.

Bu sözün ardından öğrencilerden birisi bugüne ibret şu sözü söylemiş:

-Öğretmenim, desene: Kötüler, mezarda konsoloslukta bekler gibi bekleyecek!

***

Yıllar önce bir çocuğun konsolosluk izleniminden, bugün vefat eden kızını Sırbistan’dan almaya giden bir babanın konsolosluk izlenimine geldik, çok şükür.

Ebette Kabakcı vekilimiz, bu hadiseleri geçmişi kötülemek için anlatmadı.

Bugünkü geldiğimiz noktayı daha ötelere götürmek zorundayız.

Bu zorunluluk, yıllar öncesi algıyla söyleyecek olursak: Kabirde konsoloslukta bekler gibi beklememek için.

Hem dünya, hem de ahret için yani.