Konya’nın adını dışarıdan duyunca çok hoşuma gidiyor.

Son günlerde, -neredeyse- 3-4 aydır televizyon ekranlarında dönen Konya’dan bir reklam var.

Konya Şeker, oldukça profesyonel bir mantıkla hareket ederek oluşturduğu markaların reklâmını yapıyor.

Üstelik markalar öne çıkarılırken reklâmların sonuna da ‘Konya Şeker’ ibaresi hiç gizlenmeden iliştiriliyor.

Oysa mesela Konya’daki kitap evleri, yayınladıkları kitabın Konya’da basıldığını gizlemek isterler. Okuyucu da seçtiği kitabın hangi yayın evi tarafından basıldığıyla ilgilendiği kadar hangi şehirde yayımlandığı ile de ilgilenir.

Bu yüzden Konya’da basılan pek çok kitapta İstanbul’daki dağıtım şirketinin adresi yazar.

Sadece kitapçılar için geçerli değil bu durum…

Pek çok sektör, ürünü Konya’da üretip üzerine İstanbul, İzmir, Ankara gibi şehirlerden adresler yazar.

Sanki İstanbul’da üretilince şahane, Konya’da üretilince kalitesiz!

Hâşâ, olur mu böyle şey!

Bir kez daha söyleyeyim: Konya Şeker markalı ürünlerin reklâmı çok hoşuma gitti. Sanki şeker reklâmı değil de, Konya’nın reklâmı yapılıyor gibiydi…

Ürettikleri değerlerle Konya’yı bir adım daha ileriye götüren tüm iş adamlarımıza teşekkür etmemiz lazım.

Üzerinde ‘Konya’ yazan her ürün, kalitesiyle de bizi mahcup etmediği sürece müthiş bir tanıtım vasıtasıdır.

Bu şehirden markalı ürünler ortaya koyanlar aynı zamanda birer turizm elçisidirler.

MHP’NİN GÖZDESİ FARUK BAL

Konya’nın adını dışardan duymak sadece reklâmlarla sınırlı değil elbette…

Mesela önceki akşam yaygın bir televizyon ekranından MHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Bal’ı izlerken de aynı hissiyata kapıldım.

Konya Milletvekili Bal’ın MHP’deki görevi, onu öne çıkarıyor.

Programda konuştuklarına katılmakla alakalı değil yazdıklarım.

Pek tabii, katılmadığım noktalar çok…

Ama olsun, ondan başka partisinde bu derece etkin bir başka Konya milletvekili yok. Öyle zannediyorum ki daha önce de Devlet Bakanı olarak görev yapmış olan Bal, -zaman elverirse- MHP’nin kuracağı bir hükümette yine ‘bakan’ olarak görebileceğimiz bir isim.

O da Konya markasına önemli katkılarda bulunuyor.

İSMAİL SEZER’İ KUTLUYORUM

20 yıldan fazla Konya Lokantacılar Odası başkanlığında bulunan İsmail Sezer’in Türkiye Lokantacılar, Kebapçılar, Köfteciler, Pastacılar ve Tatlıcılar Federasyonu Genel Başkanlığı’na seçildiğini duyunca tebessüm ettim, sevindim.

Malum olduğu üzere, dünyaca meşhur etli ekmeğimiz var bizim.

Sezer’in genel başkanlığı döneminde etli ekmeğin bir Konya markası olarak reklâmında önemli adımlar atacağımızı ümit ediyorum.

Sezer’e bir de teklifim olacak.

Federasyonun isminde kebap, köfte, pasta gibi ibareler var ama ‘etli ekmek’ ibaresi yok…

Etli ekmekçileri de bu vesile ile federasyonun ismine dâhil ediverelim…

Şaka bir yana İsmail Sezer’i kutluyorum; o da Konya’nın bir değeridir.

KİMLER YOK Kİ ANKARA’DA

Konya Ticaret Odası (KTO) Başkanı Hüseyin Üzülmez ile Konya Sanayi Odası Meclis Başkanı Ahmet Şekeroğlu TOBB’un yönetim kurulundalar…

KSO Başkanı Tahir Büyükhelvacıgil TSE yönetim kurulunda.

Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) Konya Şube Başkanı Ahmet Köseoğlu, aynı zamanda genel merkez genel sekreter yardımcısı…

Geçtiğimiz yıllarda Ankara’ya uğurladığımız Ali Küçükkösen Memur-Sen Genel Sekreteri.

Bilgi Yolu dergisi ile ufkumuzu açan Galip Yıldırım Kültür Memur-Sen Başkanı…

İçişleri Bakanlığı Müsteşarı Şehabettin Harput, İçişleri Bakanlığı Özel Kalem Müdürü Yavuz Selim Köşger, TBMM Genel Sekreteri Ali Osman Koca, MTA Genel Müdürü Mehmet Üzer, DSİ Genel Müdür Vekili Haydar Koçaker…

Bunlar Konya’nın Türkiye’ye hediye ettiği önemli isimler...

Konya’yı marka bir şehir haline getirmemiz hiç de zor değil.

Bunun alt yapısı saydığım ve sayamadığım onlarca ismin varlığı ile zaten hazır.

Vali Osman Aydın ve Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Akyürek’in ağabeyliği de bu yüzden çok önemli.

Yağın, unun ve şekerin olduğu bir şehirde helva yapamıyorsak yazık bize.