Bu kez daha sakin bir atmosfer vardı. Yine kalabalıktı, yine heyecanlıydı Konyasporlular. Ama sanki çok belli etmek istemez gibi bir havaları vardı. “Fazla göze batmayalım, nazar değmesin?” der gibiydiler sanki. Galatasaray maçında yapılan koreografiler, çılgın tezahüratlar takıma ters etki yapınca, iki lig maçında yenen 10 golden sanki kendilerini sorumlu tutuyorlardı. Tüm Türkiye onları konuşmuştu. Ama helal olsun. Hiç küsmeden yine doldurdular Torku Arena’yı. Yine 40 bine yakın Konyalı takımın yalnız bırakmadı.

            Aynı psikoloji Aykut Kocaman’dan saha içine yansıdı. Pazartesi günü yapmasını beklediğim bir hamleyi son güne saklayan Aykut Hoca, Hleb, Rangelov ve Tolga’nın da aralarında bulunduğu 5 oyuncuyu 18 kişilik kadronun dışına atıverdi. Sanki O da, “fazla saldırmadan, göze batmadan, orta sahada çok koşan üç adamla Beşiktaş’ı şaşırtayım” diye düşünmüştü.

            İlk 15 dakika orta saha üstünlüğü Konyaspor’daydı. En az üç kez de tehlikeli pozisyon buldular. Beşiktaş ceza sahasına bile giremedi ama yine iki oyuncunun bireysel hatası tüm takımın iyi mücadelesini heba etti. Gökhan Töre’yi tutmayı, formasını yakalamak zanneden Mehmet Uslu ile sahanın her yerinden gol yeme özelliğine sahip olan Kaleci Belec, takımın 1-0 geriye düşmesine neden oldu.

            Maçın başından beri savunmayı önde kuran Aykut Kocaman, ikinci yarı Beşiktaş’ı daha da sıkıştırdı. İlk yarı Djalma’nın yarısı kadar varlık gösteremeyen Ömer Ali, devre arasında yediği fırçayla biraz canlandı ama kaleye gitmemek için elinden geleni yaptı. Mehmet Güven’in Beşiktaş’ın ataklarında Mehmet Uslu’nun önüne set çekip yardım etmesi sol kanadı rahatlattı. Fakat yine hiç pozisyonu olmayan rakibe bir gol daha hediye etmeyi becerdiler. Sosa’nın golünün anlamı şuydu: “bizim haftaya Galatasaray ile maçımız var. Sizi ciddiye almamıza gerek yok. Hafta içi maçlarınızı izledik. Bu savunmanıza karşı işi biraz sıkı tutsak yeneriz”.  

Sonra Siyah Beyazlılar’ın bu rahatlığına futbolun adaleti bir ceza verdi. Aykut Kocaman’ın yaptığı değişiklikler takımı canlandırdı. Torje’nin kazandırdığı penaltı ve bu sırada Atiba’nın gördüğü kırmızı kart, tüm stadı yeniden ümitlendirdi. Hasan Kabze skoru 2-1’e getirdi fakat Beşiktaş maçın üstüne yattı ve hiçbir şey yapmadan bedavadan üç puan alıp gitti.

Torku Konyaspor’da en azından gelişme var. 5 gol yenilen maçlardan sonra, önemli bir rakibe karşı 2-0 geriye düşmelerine rağmen tamamen kopmadılar.  

Çaykur Rizespor, deplasmanda Akhisar’a dört attı. O maçtan da hiç ümidim yok. Aykut Kocaman transferleri ve tüm çalışmalarını ikinci yarının ilk iki maçını kazanmak üzerine yapmalı. Büyük maçlar ölçü olmaz ama bu takıma şu şartlarda en az dört oyuncu alınması gerekiyor.  Stoper, sol bek, yırtıcı bir ön libero ve iyi bir golcü.

Yönetim, sezon başında konulan 50 puan hedefini revize etmeli. Boşa giden paraları da hesaplayıp makul bir hedef koysalar iyi olur.  

Twitter: @selmansel  / Facebook: selman.akyuz

Mail: [email protected]