Selman S. Akyüz
Konyaspor’da Savunma Dönemi
Defans dörtlüsü: Serhat Akyüz, Milos Mihailov, İsmail Güldüren, Celalettin Koçak.
Orta saha: Erdal Kılıçarslan, Mehmet Çoğum, Kaue Da Silva, Cihan Haspolatlı, Erhan Albayrak.
Hücum: Veysel Cihan
Serhat Akyüz geçtiğimiz hafta stoper oynadı. Haftalardır oynamayan Miloş’un gönderileceği konuşuluyordu. Celalettin sol açıkta, gol bölgesine yakın oynuyordu. (Oynayamıyordu) Erhan Albayrak defansın vazgeçilmeziydi. Cihan defansın sağında bu yılın en iyi transferi olduğunu ispatlıyordu. Mehmet Çoğum ise “Ben orta sahada oynayamam” diye haftalarca bağırdı sonra kulübeye oturdu. Da Silva sol açıkta iş yapardı, “Yine yerim değişti” diyerek bocalamaya mahkum oldu. Caner iyi bir kazanım gibi görünüyor.
Konyaspor, Eskişehir deplasmanında yine kaybetmemek için oynadı. Giray Bulak’ı anlamak çok zor değil. “Bu takım önce gol yememeyi öğrenmeli” diyor. Tıpkı Aykut Kocaman gibi. O da savunma sistemini oturtmaya çalışırken sabırsızlık kurbanı oldu. Kendisi de sabırsızdı.
Dörtlü savunmanın üçü stoper. İki de orta sahada stoper özellikli adam. Oldu beş. Erhan ve Cihan ile yedi.
Konyaspor haftalardır gol atamıyor. Gol de yemiyor. Son derece normal değil mi?
Takımın savunmasını sağlama alırken ligi idare edebilirseniz Türkiye’de bütün takımlarda yıllarca çalışabilirsiniz. Giray Bulak da eğer şansı yaver gider ve idare edebilirse tıpkı Denizli’deki gibi uzun süre Konya’da kalabilir. İç sahada ara sıra kazanmak yeterli olurdu ama deplasmanda alınan böyle puanlar da “İdare etme”nin işaretidir.
Ama açıkça söyleyelim. Oyuncuların en verimli oldukları bölgeyi zorunluluklar dışında iyi belirlemek ve sabitlemek gerekiyor.
Ve tek pozisyon bulduğunuz maçta galibiyet için oynadığınıza inandırmanız gerekiyor.
Konyaspor’un kaybettiği ya da kazandığı maçların ardından ortaya çıkan tabloda en önemli kazanım, oyuncuların küsmemesidir. Şu an bakıldığında takımdaki tüm futbolcular her an oynayabileceklerini düşünüyorlar. Takıntılardan uzak bir teknik heyet Konyaspor için büyük avantaj. Fahri konusundaki tercihi de bunun en büyük örneği. Kaç paraya transfer edilirse edilsin, çok fazla top kaybı yapan bir oyuncuyu sahada oyun kurması için tutmak oyunun doğasına aykırı. Fahri zaten maç sırasında ve sonrasındaki tavırlarıyla oyuna ne zaman girdiğinin umurunda bile olmadığını gösteriyor. (Kendisine mikrofon uzatıldığında ne yaptığını görmüşsünüzdür.)
Sonuç: Konyaspor haftalardır rakiplerine ilaç oluyor. Kocaelispor ve Hacettepe’nin havlu atmak için elinden geleni yaptığı bir ligde Eskişehir’den ilaç gibi bir puan aldı. Haftalar sonra Başkan Mehmet Ali Kuntoğlu’nun yüzünün güldüğünü gördüm.
Yönetimdeki çalkantılarla ilgili çok şey duyuyoruz. Öncelikle Ramazan Özer’in istifasının önemli bir kayıp olduğunu düşünüyorum. Tıpkı Ahmet Şan yönetimindeki Bahattin Karapınar ve ekibinin istifası gibi. Özer’in, hem enerjisi hem de maddi katkısıyla yararlı olmak için çalıştığına, samimiyetine inancım tamdı.
Veli Kurt, Ömer Demirhan, Bünyamin Sarıtaş’ın da samimiyetine inanıyorum. Hepsi değerli iş adamları. Sayın Veli Kurt’un, “Biz bu işin altına girdik. En iyi şekilde yapmak için her şeyi yaparız. Büyük riskler alabiliriz” sözleri son derece önemli. Çalkantılı dönemde adı geçen Ali Rıza Özkafa, Ahmet Büyükdere, Ali Şeker gibi bir çok yönetici var. Gruplaşma iddialarına Sayın Kurt’un basın toplantısında verdiği cevap: “Bütün yönetim burada. Bütün grup burada”
Ramazan Özer grup dışı.
Sayın Kuntoğlu hırslı bir insan. Şu an başarılı değiller ama Sayın Kuntoğlu’nun “Kesinlikle olağanüstü kongre yok” sözlerine inanarak “Umarım ileride başarılı olurlar” diyorum.