Selman S. Akyüz
Konyaspor’un borçları neden bitmiyor?
Herkesin ağzında bir borç lafıdır gidiyor.
“Gelirler sürekli artıyor. Taraftar rekoru kırıyoruz. 100 bin Passolig oldu. Buna rağmen Konyaspor’un borcu neden bitmiyor? Bu sezon en çok duyduğumuz soru buydu.
Konyaspor ligi 3. sırada bitirince yönetimi dolaylı olarak hedef tahtasına oturtan yorumlar daha artmaya başladı. Öncelikle şunu söyleyelim: Konyaspor’un borcu borç falan değil. Fenerbahçe, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor’u söylemiyorum bile ama yakın büyüklükteki kulüplerin, Bursaspor’un, Eskişehirspor’un neredeyse beşte biri borcu var, Konyaspor’un.
Aldığım bilgiye göre Konyaspor’un borcu, 30-35 milyon TL arası. Eski borçların günü geldikçe ödendi ancak bütçeler yeterli olmadığı için ileriye dönük yeni borçlar yapıldı. Yöneticilerden aldığım bilgiye göre bu döngü yıllardır böyle devam etti.
Dışarıdan bakınca “gelirler 70 milyon TL, borç 30 milyon. Neden azalmıyor?” deniyor. Burada anladığım kadarıyla yönetim, bu borcun çevrilebilir olduğunu düşünerek gelirlerin tamamını kullanacak şekilde bütçe planlaması yapıyor. Bunu da hedeften kopmamak için yapmak zorunda olduklarını söylüyorlar.
Büyük ölçüde haklılar da. Eğer borçları mesela 10 milyon TL’ye düşürmek isteseler, en az iki yıl bütçeden yaklaşık yüzde 20 kesinti yapmak gerekecek. Bu da, üst düzey transfer yapamayacağınız, oyuncu maliyetlerini düşürmek zorunda kalacağınız anlamına gelir. Bir de üzerine Marica gibi facia transferler yapıp ekstra 10 trilyon borçlanırsanız, borcun artmadığına şükretmek gerekiyor.
Neyse ki Aykut Hoca, özellikle devre arası transferinde kulübe fazla para harcatmadı. Bu arada meslektaşım Hüseyin Altay’ın yaptığı listeye göre bu yıl, lig, kupa ve UEFA’dan 72 Milyon TL gelir elde edilecek. Basın Sözcüsü Ahmet Baydar, rakamların doğru olmadığını, bu kadar gelirleri olmadığını söylüyor. Daha net bilgi almak istedim ancak kulüp başkanlığı, genel müdürlük ve menajerlik işlerini birlikte yapmaya çalıştığı için “işi başından aşkın” olan Önder Sami Güven, yoğun toplantılarından fırsat bulup bilgi alamadık. Ben de Altay ile görüştüm. Bu rakamların sadece sportif başarı karşılığı olduğunu, reklam, sponsorluk gibi gelirlerin yer almadığını, tüm bilgileri resmi kaynaklardan aldığını, her türlü ispatlamaya hazır olduğunu vurguladı. Demek ki Konyaspor yönetimi kamuoyunu yanlış yönlendiriyor. Gelirler bu durumda 80 milyon TL’yi de geçiyor.
Ben yazıyı yazmaya başlarken şu görüşteydim: Şimdi bu yıl borç ödemek isteseniz transfer giderlerini kısmak zorundasınız. Bütçenin hepsini harcasanız borç sabit kalacak. Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık. Sadece 10,5 milyon TL galibiyet ve beraberlik primi ödeyen bir kulüpten UEFA’ya gideceği yıl borç ödemesini beklemek de biraz fazla iyimserlik olur. Borçlar gelirlerin yüzde 30-40’ı arası tutulduğunda genelde bu tür kuruluşlar sorun yaşamıyor.
Yazının sonunda hala yakın bir yerdeyim. Borçların sıfırlanması şart değil ama Konyaspor yönetiminin bu gelirler ve giderler konusunda daha şeffaf olması gerekiyor ya da en azından artık bu artan gelirlerden sonra borç edebiyatı yapmanın gereği kalmamış görünüyor.