Geçen yazımda, son gelişmeleri Başbakan Ahmet Davutoğlu açısından değerlendirmiş, Ahmet Hoca’nın olgun bir devlet adamı örneği gösterdiğini, davranışı ve konuşması ile nasıl siyaset yapılması gerektiğinin dersini verdiğini kaleme almıştım.

Hemşehrimiz Ahmet Davutoğlu, 20 aylık Başbakanlığı döneminde, Türkiye’nin genel meseleleri ile birlikte Konya meseleleri ile de yakından ilgilenmiş ve ülkemizin kalkınıp gelişmesi yolunda gece gündüz çalışarak her görüşten insanımızın sevgisini kazanmıştır.

Ahmet Hoca; donanımı, kapasitesi, bilgi birikimi, ciddi devlet adamlığı yanında çelebi bir insan olması, samimiyeti ve hasbiliği ile de ön plana çıkmış ve tam bir gönül adamı olarak sevilip sayılmıştır.

Gönül isterdi ki, Ahmet Davutoğlu daha uzun yıllar Başbakanlık makamında kalsın, Ülkemize ve Konya’mıza hizmet etmeye devam etsin.

Ancak insan ömrünün olduğu gibi makamların da geçici olduğunu, Ahmet Hoca bizden daha iyi bilir. Bu sebepledir ki, şartların elvermediği ortamda, büyük bir olgunluk göstererek ve siyaset yapanlara iyi bir örnek olarak fitneye sebep olmadan, kırıp dökmeden makamından fedakârlık yaparak ayrılmasını bilmiştir.

Ahmet Hoca sevgisi ile Türkiye siyaset ortamını birbirine karıştırmamak gerekir.

Ak Parti’nin  kuruluşundan beri bu hareketin lideri olan ve aradan geçen 14 yıl boyunca sadece kendi adı ile Ak Parti’nin devamını ve iktidarda kalmasını sağlayan, bugün de gücü tartışılmayacak derecede Partinin çok çok önünde olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan değişikliğini gerekli görmüşse bu demektir ki, usulde de olsa aşılamayacak sıkıntılar olmuştur.         

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun temel görüşlerde farklı düşünmedikleri, fikirleri ve dünya görüşlerinin aynı olduğu bir gerçektir. Bu iki insanın temelde farklı görüşler taşıdığını hiç kimse söyleyemez. Farklı olsa idi, Recep Tayyip Erdoğan, Başbakanlık tercihini Ahmet Davutoğlu’ndan yana kullanmazdı.

Anlaşmazlık olsa olsa usul, izlenen metot ve yöntem bakımından olmuştur. Bu da normaldir. İnsanlar aynı üretimden çıkmış birer makine değildir. Usul ve yöntem bakımından farklılıklar son derece doğaldır. Bu sebeple bir ayrılık vakti gelmişse daha doğru bir ifadeyle, bir nöbet değişimi zuhuratı hâsıl olmuş ise hiç kimseyi suçlamadan gereğini yapmak gerekiyordu ve Ahmet Hoca da devlet adamı olgunluğu içinde işte bunu yapmıştır.

MKYK’da yetki devrinin altına imza atan 2 ye karşı 48 kişinin gitmesi mümkün olmadığına göre, Başbakan Davutoğlu’da gereğini yapmış ve Genel Başkan’ın değişmesi yolunda genel kurul kararı almıştır. Bu duruma birdenbire gelinmemiş, aylardır süren sıkıntılar zinciri böyle bir sonucu doğurmuştur.

Bu gelişmeler dâhilinde, hiç kimseyi suçlamadan, fitneye neden olacak söz ve davranışlardan kaçınarak Ahmet Hoca’nın gösterdiği olgunluğu göstererek hareket etmek gerekir.

İslâm Tarihine bakıldığı zaman, ihtilaflar ve anlaşmazlıklar nedeniyle Müslümanlar arasında büyük kamplaşmaların hatta savaşların olduğunu görmek mümkündür. Böylesine büyük bir kutuplaşmaya ve kamplaşmaya sebebiyet vermeden, problemi fedakârlık yaparak çözmek en iyi yoldu. Ahmet Hoca da bu güzel yolu tercih ederek halkın gözünde büyümüştür.

Bazılarının dediği şekilde dirense idi, Ülkemizin sosyal, siyasi ve ekonomi bağlamında nasıl sıkıntılara maruz kalacağını düşünmek bile insanı ürpertiyor. Anayasa kitapçığının fırlatılması ile ülke olarak yaşadığımız büyük sıkıntılar unutulmamalıdır.

Onun için Ahmet Hoca’nın kendisini Başbakanlık makamına taşıyan lidere vefa göstererek, onunla sürtüşme yaşamadan bu güzel adımı atması Türkiye için fevkalade olumlu olmuştur. Bu gelişme, gelecek için yeni bir liderin doğmasına sebep olabilir. Şer gibi görünen de hayır vardır. Ülkemizin, gelecekte Ahmet Hoca’ya kesinlikle ihtiyacı olacaktır. Sağlıklı ve mutlu yarınlar efendim.

NOT: Kanal 42 TV’de yayınlanan HASBİHAL programımda, Cumartesi günü 12.00 de Derbent Belediye Başkanı Hamdi Acar ile canlı yayın, Pazar günü 12.00 de ise geçen haftanın tekrar yayını vardır. Ayrıca her Cuma günü 17.00’de RİBAT FM’deyiz. Davetlisiniz.