Selman S. Akyüz
KONYASPOR’UN TRANSFER YOLU
Transfer dönemlerinde genelde köşe yazısı yazmam. Yerel basında henüz pek görülmese de yaygın basında menajerlerle fazla içli dışlı olan gazeteciler nedeniyle dedikodu çok olur. O yüzden özellikle “Şu oyuncu alınsın. Boşta duruyor, bonservisi elinde. Konyaspor’a ilaç olur” gibi yazılar yazmak işime gelmiyor. Konyaspor yönetiminin basınla istişare toplantısında da isim isteyen yöneticilere aynısını ifade ettim. Kaldı ki iyi bir futbolcuyu söylersiniz, alınır, adam uyum sağlayamaz, kabak gazeteciye patlar. Zaten yeterince arkamızdan konuşuluyor, bir de bunu ekletmek pek akıllıca olmuyor. Fakat alınmış bir oyuncuyu değerlendirmek, gündemde adı olan isimler hakkında konuşmak da hakkımız olsa gerek.
Yine aynı toplantıya atıf yapalım. Konyaspor Futbol Şube Sorumlusu ve Transfer Komitesi Başkanı Hasan Dağlı, yerli oyuncuların çok pahalı olduğunu ve kapıya dayanan borçluların da etkisiyle takımın iskeletini yabancı oyuncularla oluşturacaklarını söyledi. Buna o zaman itiraz ettim. Hala ediyorum. Yabancı oyuncuyla iskelet kurulmaz. Oyuncunun Türkiye’ye, Konya’ya dahası Konyaspor’a uyum sağlayıp sağlamayacağı belli değil. Tabiri yerindeyse kapalı kutu. Elinizdeki oyuncular genç. Süper lig tecrübesi yok. Teknik Direktör deseniz, genç futbolcudan farkı yok. PTT 1. Lig’de oyuncuların özverisine güç bela katkıda bulunup takımı çıkardı, Süper Lig’de ne yapacağı hiç belli değil. Tek avantajı takımı tanıyor olması ve devam eden oyunculara şans verme ihtimali. Bu durumda Konyaspor’un geçtiğimiz yıllarda ligden düşen Diyarbakırspor ve Sakaryaspor örneklerine iyi bakması lazım.
Bunları söylerken, eski gazeteci hastalığına yakalandığım sanılmasın. Yönetimin borç batağını derinleştirecek oyuncular alması taraftarı değilim. Fakat bu takıma yerli ya da bu ligi tanıyan yabancı (Turgay ve Gekas olur M’Billa tehlikeli) iyi bir golcü ve bir orta saha ile Süper Lig’e fobisi olan Erdal gibi oyunculara alternatif kanat oyuncusu gerekiyor.
BAYRAK KURNAZLIĞI
Konyaspor’un Süper Lig’e çıkması iki yıl aradan sonra herkesi yine sokaklara döktü. Eskişehir’deki maçtan sonra hem orada hem de Konya’da yaşanan coşku görülmeye değerdi. Ve play of öncesi başlayan ve şehri havaya sokma konusunda her zaman etkisi olan “bayrak kampanyası” daha da hızlandı. Ancak bu kampanya tam anlamıyla saçmalığa döndü. Bu işi taraftar gruplarının yaptığını, onların süper lig öncesi grupları için maddi kaynak sağladıklarını da biliyorum. Ama olmaz. Böyle olmaz. Koca koca firmalar, şehrin en merkezi yerinde, 3 metreye 5 metre bayrak üzerine firmasının ismini yazıp, bir aydır o bayrağı dalgalandırıyor. Yerel bir gazeteye ya da bilboardlara vereceği reklam parasının onda biri maliyetine reklam yapıyor. Kimse kusura bakmasın iyi niyet falan aramam. Konyaspor’un yanından geçmeyen adam, şehrin en işlek caddesine dev bayrak yaptırıyor. Taraftar grupları da artık bu işe son vermeli. Bayraklar sadece stadyum civarında kalırsa makul olur. Daha fazla dedikoduya mahal vermeyin.