Parti ayrımı gözetmeksizin söylüyorum, yıllardan beri Türkiye’deki siyasi hareketlerde, dernek ve vakıflarda, sivil toplum örgütlerinde, şöyle bir anlayış hakim oldu hala da vardır: “Aman gördüğünüz yanlışları, haksızlıkları, hırsızlıkları, yolsuzlukları, söylemeyi,  deşifre etmeyin yoksa dava zarar görür…”

Yanlış yapan, caka satan, varsa çalan çırpan davaya zarar vermez ihanet etmez de ona karşı duranlar davaya zarar verir, ihanet eder, hatta o şehre zarar verir ihanet eder!

Atasözünü bile iyi seçmişler;

 “Kol kırılır yen içinde kalır...”

Yani; yanlış yapan yanlışlığıyla, götüren götürdüğüyle kalır…

Yoksa kırılan kol mol yok ortada tabi…

Anlayış bu!

Tabi böylelerinin doğal olarak davası başka!

***

Konya’da son günlerde alevlenen FETÖ tartışmasında da benzer şeyleri gördük…

Sözgelimi “bylock” tespit edilen birisi, bulunduğu kuruma, Konya’ya ihanet etmiyor, operasyon yapmıyor da, hakkında soruşturma olanlar aklanıncaya kadar orada durmasınlar, durmamalılar diyenler Konya’ya ihanet etmiş oluyor, operasyon tapmış oluyor!

Biz huzurlu, müreffeh bir ülke oluşturmak istiyorsak adaleti her alanda tahsis etmeliyiz.

Adaletin gözü kördür derler.

Yani kanun ve kurallar uygulanırken; kişinin dinine, diline, ırkına, parasına, ismine, gücüne bakılmaz!

Şimdi kalkıp da gariban FETÖ’cülere (garibandan kastım; suçsuz masum anlamında değil, parası pulu olmayan, siyasi ve ekonomik gücü olmayan, amiyane tabirle dayısı olmayanlar vs)  “hain”, kodamanlara, “bey” muamelesi yapılırsa, toplum vicdanında adalet noktasında derin yaralar açılır.

FETÖ’yle mücadeleye de en büyük zarar verilir…

Önümüzdeki günler bu açıdan hem Türkiye’de hem de Konya’da önemli sınav verilecek günler gibi gözüküyor.

Bu noktada ciddi duvarlar da örülmeye çalışılıyor.

Yerelde örülen o duvarlar Ankara’ya gidinceye kadar kaça katladığını ve katlayabileceğini de düşünmeden edemiyor insan…

Konya’ya bir operasyon yapıldığı ya da yapılmak istendiği yorumuna katılmamak mümkün değil de cevap bulunması gereken soru şu:

Operasyonu kimler yapıyor?

Konya’ya kimler zarar veriyor, kimler ihanet ediyor?

İçeriden mi, dışarıdan mı?

MEMLEKET 14 YAŞINDA

Memleket gazetesi 14. yılına girdi.

Konya basın hayatında 13 dolu yılı geride bırakan Memleket, çizgisiyle, kimliğiyle, kişiliğiyle, Konya halkının gönlünde özel bir yer edindi.

Benim de yaklaşık 8 yıldır mensubu olmaktan büyük mutluluk duyduğum Memleket, halkın haber alma noktasında cesaretle, basın yayın meslek ilkeleri çerçevesinde cevap hakkına her zaman sonsuz saygı duyarak yoluna devam ediyor.

Medya sektörünün özellikle ekonomik açıdan geleceğe dair kaygı ve sıkıntıların arttığı dönemlerden geçsek de elimizden geldiğince işimizi en iyi şekilde yapmak için çalışıyoruz.

***

Yaşadığımız şu hayatta en önemli değerimiz, vatanımız, bayrağımız, ezanımız, istiklalimiz…

Türkiye hem Müslümanların hem de mazlum milletlerin yegâne umudu...

Bu noktada Memleket gazetesi olarak bu değerlerimize göz dikenlerin piyonu FETÖ ile mücadele noktasında büyük gayret gösterdik.

Bu ihanet örgütünün iç yüzünü özelde de Konya yapılanmasının halkımız görsün diye sayısız habere imza attık.

Ben inanıyorum ki; özellikle FETÖ’nün medyasıyla kadrosuyla güçlü olduğu ve algı operasyonlarına imza attığı dönemlerde yapılan bu haberler, halkımızın bunların gerçek yüzünü görmesinde, bilinçlenmesinde büyük etkisi oldu ve nihayetinde FETÖ 15 Temmuz’da bozguna uğratıldı.

Gazetemiz İmtiyaz Sahibi Adem Alemdar da, bu noktada desteğini hiçbir zaman esirgemedi, her zaman arkamızda, yanımızda durdu, kendisine teşekkür ediyoruz.

Bu mücadelede maddi ve manevi baskılarla karşı karşıya da kaldık, bedeller de ödedik…

Slogan olarak söylemiyorum;  FETÖ ile mücadelemizde inanınız tek güç kaynağımız siz değerli okuyucularımız ve halkımız oldu.

Memleket olarak bundan sonra da okuyucularımızdan aldığımız güçle yolumuza devam edeceğiz.

Önce 15. yıldönümümüzde sonra nice yıllarda buluşmak dileğiyle…