Kral’ın şairi

Geçen Cumartesi TYB Konya Şubesi’nin bahçesinde şair Osman Özbahçe’yi dinledik. Konuşmasının başlığı Şiirimizde İkinci Yeni idi. İkinci Yeni’nin Türk şiir tarihi içindeki yeri, temel yönelimleri, kurucu isimlerinin kimler olduğu hakkında söylenen ve yazılanlarla işin gerçeği arasındaki farklara dikkat çeken Özbahçe “ezbere konuşma”nın bu alanda da geçerli olduğunu, ezbere konuşmak yerine ana metinlere bakmak gerektiğini vurguladı. Öğretici ve aydınlatıcı bir konuşma idi.

Program bittikten sonra, aynı zamanda şair olan Osman Özbahçe’den hiç şiir okunmamış oluşunu hatırlayarak üzüldüm. Hiç değilse, Nun-Kafe’de akşam yapılan söyleşide şiir okumasını rica ettim kendisinden. Öğrendiğime göre orada da şiir okunmamış. Çevresinde konuşulan, tartışılan ana konu şiir olduğuna göre, söylenenleri tartmakta, sınamakta şu veya bu şekilde katkısı olacak şiirler okunsa iyi olurdu bence.

Bütün bunların dışında ve üstünde bir olgu olarak Osman Özbahçe şiirinin önemsenmesi gereken içten bir konuşma karakteri taşıdığını, kökünü özünde bulan bir şey söyleme arzusunun zaman zaman sokak diline uzanan açılımları olduğunu, sanatçılığının kelimenin gerçek anlamıyla ‘artistik’ bir yönü olduğunu düşünüyorum. Genelde edebiyatı, özelde şiiri, bir gösteri -gösteriş veya kişisel- estetik doyum aracı olarak değil de, bir varoluş gerçekleş-tir-imi olarak gören şairin üçüncü ve son kitabı Kral, Ey Kitap Yayınları arasında çıkmış bulunuyor. 0312 417 74 77 numaralı telefondan veya [email protected] adresinden Kral’a ulaşabilirsiniz.

Altı uzun şiirin yer aldığı Kral’ın Bu Böyledir adlı dördüncü şiiri şöyle başlıyor:

Şehir yalnız adamlarla çalkalanıyordu

Birbirini aldatan adamlarla

 

Etrafımda gazete okuyorlar

Gazete okuyan adamlardan nefret ediyorum

Etrafımda televizyon seyrediyorlar

Televizyon seyreden adamlardan

Etrafımda takım elbiseler, şeytan sakalı, derece kademe sesi

Etrafımda nefret ediyorum çemberi

 

Şehir yalnız adamlarla çalkalanıyordu

Mankafalarla, üçkağıtçılarla, orospularla

 

Beni duman içinde bırakan bir silâhım vardı

Düşman bitince dumanı biten bir silâhım vardı

Ben silâhımı doğrultup karşısına dikilince

Hızlı hızlı konuşan

Birden ağlamaya başlayan adamlar vardı

 

Niçin ağladıklarını bir türlü bulamazlar

 

Şehir yalnız adamlarla çalkalanıyordu

Faizcilerle, borsacılarla

Mark Yaşar, Dolar Başar

(s. 66-68)

Birçok kimseyi –belki sizi de, ne de olsa ‘gazete okuru’sunuz- rahatsız edecek türden sözler değil mi? Şairin istediği de bu zaten!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.