Fatıma Nur Mücevher
Kudüs & Kudüs Akademi
“Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde,
Götür Müslüman’a selam diyordu.
Dayanamıyorum bu ayrılığa,
Kucaklasın beni İslam diyordu.”
(Rahmet-i Rahman’a ulaşan Akif İNAN’ın ruhuna Fatiha…)
Kudüs, sevdiğimizi iddia ederek sevgisizliğe terk ettiğimiz ilk kıblemiz! Kubbetü’s Sahra (Kaya Kubbesi)’yı sinesinde taşıyan bir yetim vaha…
Yahudiler bu şehre Yeruşelayim, Hristiyanalr Jarusselam, Müslümanlar ise Darü’s Selam demiştir üç hitabın manası “Dostluk Şehri”dir. Ne var ki bu dostluk şehri kirli ve kanlı Siyonist postalların gölgesine hapsedilmiş durumdadır.
Kudüs Hz. Davut (a.s)’un fethettiği, Hz. Süleyman (a.s)’ın şekillendirdiği, Efendimiz Hz. Muhammed(s.a.v.)’in Miraç’a yükseldiği yerdir dolayısıyla hem madde de hem de mana da zengindir.
Resulullah (a.s.) bir hadisi şerifinde şöyle buyurmuştur:
"Yolculuk (ibadet kastıyla olan özel yolculuktur) ancak şu üç mescidden birine olur: Mescid’i Nebevi’ye, Mescidi Haram'a ve Mescidi Aksa'ya..." (Müslim, Kitâbu'l-Hacc, 15/415, 511, 512)
Müslümanlar için bu kadar ehemmiyet arz etmesine karşın ne var ki; kendi talihine bırakılmış vaziyette. Kudüs’ün müdafaası ve savunması Filistin halkına bırakılmış durumda!
Kudüs nasıl işgal edildi ve nasıl bu hale geldi?
Yahudiler Kudüs’ü Arz-ı Mev'ud yani 'Vaad Edilmiş Topraklar' olarak kabul ederler. Bu hususta kendilerine verdikleri sözleri, yeminleri vardır. Yahudi kıyımlarına, sürgünlere rağmen bu sözlerinden vazgeçmezler. Dönem dönem azgınlıkları ve sapkınlıkları sebebi ile Babil Devleti ve Romalılar tarafından sürgün edilseler de bu gayeden vazgeçmezler.
Tarihin seyri için de Siyonist bir düşünce etrafında toplatılmak istenen Yahudiler Theodor Herlz'in öncülüğünde 1897'de İsviçre’nin Basel kentinde 1.Siyonist Kongre düzenlenir. Bu kongre Siyonist düşüncenin birinci kongresi olmakla birlikte Kudüs işgalinin zeminini oluşturmaktadır. Nitekim II. Abdülhamit Han’dan Kudüs’ten toprak istenmesine karşın verdiği tokat niteliğindeki “kanla alınan topraklar kanla verilir” cevabıyla umduğunu bulamayan Herlz harekete geçmiştir.
1917’de İngiltere Kudüs’ü işgal eder. Bu işgal gelecek işgallerin de kapısını açar. 1948’de Batı Kudüs, 1967’de ise Kudüs’ün tümü işgal edilir. 1969 yılında Avustralyalı bir Yahudi Mescid’i Aksa’ya sabotaj düzenlemiş ve yakmaya çalışmıştır bu işgal ile birlikte mescidin önemli bir kısmı tahrip olmuştur ve bu tahrip beraberinde provokasyonları günümüze kadar taşımaktadır. Hal böyle iken Müslümanların suskunluğu, vurdumduymazlığı bu işgallerden daha ağır ve daha feci bir durumdur.
Kudüs’ten gelen ne çığlıkları duyabiliyoruz, ne de oradaki zulmü görüyoruz. Daha elem verici hal ise ilk kıblemizi, Peygamber(s.a.v)’imizin Miraç’a yükseldiği bu kutsal şehri kendi haline bırakıyoruz… Kudüs’ü bir başına, bir yetim gibi bıraktığımızın farkında mıyız? Harekete geçmek için neyi bekliyoruz? Yoksa Osman Yüksel SERDENGEÇTİ üstadın şiirinde bahsettiği gibi “Müslümanlar sindirildi” mi?
***
8 Mayıs 2017 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN 2017’yi Kudüs Yılı ilan etti ve Kudüs’ün yetim bırakılmamasını, ziyaret edilmesini vurguladı. Bu çağrıyla ilk harekete geçen Konya oldu, Konya Meram Belediyesi oldu. Konya elbette duyarlı bir şehirdir. 1980 Yılında Kudüs Mitingi’ni Erbakan hocamız bu şehirde düzenlemişti. 2017 Yılında Kudüs Akademisi’ni yoğun bir katılımla başlatan da yine Konya dolayısıyla Konya Meram Belediye Başkanımız Sn. Fatma TORU… Kadın olmanın hakkını verdi. Kadın olmak mücadele etmektir, mukavemet göstermektir.
Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip ERDOĞAN'ın "Kudüs'ü Yalnız Bırakmayın, Kudüs'e Gidin!" çağrısını fiiliyata geçiren ilk başkan takip ettiğim kadarıyla Fatma TORU Hanımefendidir. Kudüs duyarlılığından dolayı ve Kudüs’ü yalnız bırakmadığı için Kudüs’teki gelişmeleri yakından takip etmeye ve duyurmaya çalışan biri olarak kendilerine teşekkürlerimi sunuyorum.
Allah razı olsun.
***
Peki Kudüs Akademisi nedir?
Haftanın bir günü olarak beş hafta sürecek olan eğitimler 2 Ağustos itibariyle başladı. Eğitim kadrosu oldukça güçlü, eğitimler faydalı. Bununla birlikte Kudüs’e gönderilen ve Kudüs’ten gelen mesajlar da paylaşılmakta. Eğitime 400 kişilik bir katılım var. İlçelerden gelenler bir yana başka şehirlerden bu eğitimlere katılanları görmekte mümkün. Sevindirici bir durum aslında Kudüs sahipsiz değil, Kudüs’ü sahiplenenlere imkan sunulmamış dolayısıyla Kudüs Akademi herkesin kenara çekildiği dönemde bu imkanı sırtlanmış…
***
Kudüs’e kimler gidecek, Kudüs’te neler yapacak?
Kudüs Akdemi eğitiminde başarılı olan 12 Kudüs Yürekli, Kudüs’ü ziyaret etme imkanı bulacak. Tabii bu ziyarete katılacak olan pek çok kişi olacaktır. Ziyaret turistik gezdik/gördük mantığı ile değil; yetimhane ziyareti, 1000 kişilik Mescid’i Aksa’da Aksa Müslümanları’na yemek ikramı, önemli yerler ziyaret, Aksa’nın bakımı, temizliği yine bu koca yüreklilerce yapılacaktır. Yani dolu dolu hoşnut edecek bir program olacağını düşünmekteyiz. İsteriz ki Meram Belediyesi’nin bu güzel projesi tüm belediyelerimize örnek olur, Kudüs’ün sesi ve soluğu olan bu akademi Kudüs Davası’nın tetikleyicisi olur.
Son olarak;
Kudüs’ün yalnızlığını kavramanın yolu iki durumdan geçiyor. İlki Müslümanların sessizliği, ikincisi Siyonizm hareketi. Üzülerek ifade ediyorum ki birinci durum ikinci durumdan daha elem verici.
Selam ve dua ile…
(Kudüs tarihini daha da etraflıca bilmek isterseniz Talha UĞURLUEL ‘in Arzın Kapısı Kudüs kitabını okumanızı tavsiye ederim.)