“Kulak çubukları, kulak zarının delinmesine sebep olabilir”
YAZ aylarının gelmesiyle deniz sezonu açıldı ancak serinlemek için girilen deniz ve havuz suları kulaklarda bir takım sorunlara yol açabiliyor.
YAZ aylarının gelmesiyle deniz sezonu açıldı ancak serinlemek için girilen deniz ve havuz suları kulaklarda bir takım sorunlara yol açabiliyor. Özellikle bu aylarda kulak tıkanıklığı, kulak ağrısı şikayetlerinin daha sık görüldüğüne dikkat çeken KBB Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Bolulu, suyla sık sık temasın kulak tıkanıklığına da sebep olduğunu söyledi. Bolulu, kulak tıkanıklığına kulak kirinin neden olmadığını hatırlatarak, “Kiri temizlemek için kulak çubuğu kullanmak çok yanlış. Kulak çubukları dış kulak yolunu zedeleyebilir, enfeksiyonlara neden olabilir hatta kulak zarının delinmesine bile sebep olabilir” dedi.
İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Yüksekokulu Odyoloji Bölümü Kulak Burun Boğaz Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Ahmet Bolulu, kulak kirinin vücudumuzun oluşturduğu bir salgı olduğunu hatırlattı. Kulak çubuğu kullanımı için uyarılarda bulunan Bolulu, “Kulak çubukları salgıları içeri iterek birikmesine ve kir oluşumuna neden olur” diye konuştu.
“KULAK KİRİ İLE TIKANIKLIK ARASINDA DOĞRUDAN İLİŞKİ KURMAK DOĞRU DEĞİL”
Kulak kirinin, dış kulak yolunda, ses dalgalarının kulak zarına ulaşmasını engellediğinde kulağın tıkandığını belirten Bolulu, kir miktarıyla tıkanıklık arasında doğrudan bir ilişki kurmanın doğru olmadığını dile getirdi. Bolulu, kulak yolu derisinin, kulak kanalı derisini ve kulak zarını koruyan özel bir salgısı olduğunu ifade ederek, “Bu salgı devamlı olarak üretilir ve bir yandan atılır. Eğer bu denge bozulursa, yani üretimde artış olursa veya atılma konusunda bir sıkıntı olursa halk arasında ‘kulak kiri’ denen birikinti oluşur. Kulak kiri vücudumuzun dışından gelen bir şey değildir. Hastalarımız bazen ‘Benim işyerim çok tozlu, toprakla uğraşıyorum ondan kir bırakıyor’ diyor. Bu kir vücudumuzun oluşturduğu bir salgıdır. Bazen kocaman bir kir parçası henüz sesin zara ulaşmasını engellemediği için tıkanıklık yapmaz. Ama diğer taraftan incecik bir kir tabakası zarın üzerine yapışarak ses iletimini engelleyebilir. Tıpkı ince bir çamur tabakasının ekranın yüzeyine yayıldığında görüntünün izlenememesi gibidir. Demek ki kir miktarıyla tıkanıklık arasında doğrudan bir ilişki kurmak doğru değildir” dedi.
“YAPTIĞIMIZ UYGULAMALARLA KİRİN ATILMASINI ENGELLİYORUZ”
Kulak yapısının kendisinden kaynaklanan nedenlerle kir oluşumunun daha kolay olabileceğine değinen Bolulu, “Kulağımıza yaptığımız uygulamalarla kirin atılmasını engelliyoruz. Kulak temizliğini kulağın kendisi yapmalıdır” dedi.
Halk arasında kulak yıkanmasının alışkanlık yaptığı algısını da vurgulayan Bolulu, “Kulak kirinin oluşmasına neden olan koşullar devam eden birisinde kulak temizliğini takiben yeniden kir oluşumu kaçınılmaz olacaktır. Bu durumda hazırlayıcı koşulları bir kenara koyup sorumluluğu kirin temizlenmiş olmasına atmak kolaycılık olur. Yıkandığımız için kirlenmiyoruz, kirlendiğimiz için banyo yapıyoruz” diye konuştu.
Kiri temizlemek için farklı seçenekler olduğunu belirten Bolulu, “Kulağı suyla yıkamak bir seçenek. Ayrıca vakumla kiri çekmek, minik kanca benzeri aletlerle kiri temizlemek de bu işin bir parçası. Dikkat ederseniz biz kiri bahsederiz, kulak yıkamaktan değil. Yıkama da bir seçenek. Başka türlü temizleyemediğimiz kirleri gerekirse yıkarız, ama kulak ağrısı olan ve kulak zarında delik olanlarda yıkama yapmayız. Aslında hasta için o anda hangisinin uygun olduğuna hekimin tecrübesi karar verdirtecektir” dedi.
Kulak tıkanıklığına birkaç gün sabredilmesi gerektiğinin altını çizen Bolulu, “Günlük yaşantınız etkileniyorsa bir KBB Uzmanı'na başvurmak gerekiyor. Ayrıca tıkanıklık nedenlerinden birisi kir oluşumu ama tıkanıklık yapan tek neden kir değil, başka birçok hastalık olabileceğini de hatırlatmak lazım” diye konuştu.