Fahri Kubilay
Küpenin zirvesinde çay içmek
Küpe Dağının zirvesinden Seydişehir nasıl görünür? Biliyorsunuz ki deniz seviyesinden yükseldikçe hava sıcaklığı düşer. Daha temiz, daha serin ve bol oksijenli hava insanı bir anda zinde kılar ki dağın zirvesinde kendinizi daha güvende hissedersiniz. Zirveye çıkmak için sarf ettiğiniz enerji ve eforu bir kenara bırakıp şöyle bir nefes alınca, dünyanın en mutlu insanı siz olursunuz. Hızla, gözünüzün alabildiği her yanı bir anda görmek telaşı, kendini sükunete bırakır ve detaylı bakışlarla, tek tek göz gezdirmeye başlarsınız. Her gün yüzlerce defa gidip geldiğin o beton yığınları sanki bir manzara tablosu gibi görünüverir insana. Şurası nere? Burası nere? Yeniden keşfe çıkmışsınız gibi gelir. Yıllarca içinde yaşadığınız şehir, bir yabancı gibidir; ama şaşkınlığınız geçince, anılarınızı tazelemek istersiniz ve içinizi çekersiniz: Kimler geldi, kimler geçti buradan Üzerinden dumanın hiç eksik olmadığını ve soluduğunuz havanın o kadar da temiz olmadığını görürsünüz ve Ben bu havayı mı soluyorum? demekten kendinizi alamazsınız. O kadar kirliliğe sebep olanın, sadece fabrika olduğunu sanmayın. Eti AŞnin dumanı ve isi ayrıca dağa doğru bir bulut gibi yükseliyor ve fabrikanın bacaları sanki o tertemiz havayı kirletmek için kurulmuş bir karbondioksit makinesi gibi çalıştığını gösteriyor. Bu olay bu çağın insan yaşamındaki handikaplarından bir tanesi. Teknoloji olmadan insanın yaşaması demek, insanlığın gelişimine meydan okumak, anlamına gelir ki bunu düşünmek bile abesle iştigaldir. Ama insanlığın faydasına olan şeyler nasıl geliştiriliyorsa o faydadan doğacak zararlı şeylerin de bertaraf edilmesi yine insanın görevi olmalıdır. Çıplak gözle baktığınız zaman fabrika sahasının ne kadar büyük olduğu hemen göze çarpıyor. Alaylar Camiinin parlayan kubbesi, Maden Devlet Hastanesi Seydişehir MYO ve yurdu, Karabulak yolu üzerindeki şantiye Pınarbaşında yeni yapılan konutlar, Marangozlar Sanayi yeni yapılan Organize Sanayi, Gökçehüyük tarafından 5 adet sulama barajını Ilıca tepesi Eti Lojmanları, Seyyid Harun Bulvarında başlayan beton yığını, Bağarasından gelen yeşil dokuyu bir anda bitirmekte. Karakavak tarafında yeşille evlerin karışımı. Kesecik, İncesu, Suğla Barajını çevreleyen Gökhüyük, Bağra istikametinden Karaviran, Akkise,Yalıhüyük ve tüm civar yerleşim yerleri sanki birer resim gibi durmakta.Antalya bölgesinden insanların sıcaktan kaçıp yayla olarak tarif ettikleri Seydişehirin, yeşiller içinden uzaklaşan apartmanların boy gösterdiği bir şehir olma yolunda hızla ilerlediğini fark ediyorsunuz. Birden bir duman bulutunun yükseldiğini görünce merakla bakıp ne olduğunu anlamam uzun sürmüyor. Belediyenin ilaçlama yaptığı araç yola çıkıyor. Kuğulu Parktan Küpe Dağına çıkmak, bir hayli meşakkatli bir iş olduğu için buna her insan güç yetiremiyor. Ancak ben inanıyorum ki ileri yıllarda benim hayal ettiğim şeyi uygulamak mümkün. Dağın zirvesine doğru merdiven şeklinde yol yapılarak rahatlıkla her insanının çıkabileceği bir imkan bulunmuş olur, bu da çok uzak değil. Hatta biraz daha ilerisini düşünürseniz, teleferik sistemi kurulup işletilmesini sağlamak, fazla abartılı olmaz. Küpenin zirvesinde ailece oturup çay içerek etrafı seyrettiğinizi düşünün. Ne keyifli bir durum bu.