Kur’ân, bize kitap ehlini niçin anlatır?

Pek çok ayetinde Kur’ân-ı Kerim bize genel olarak ehl-i Kitab’ı, özel olarak da Yahudi ve Hıristiyanları anlatır. Onlar gibi olmayalım, onlar gibi Kitabı tahrif etmeyelim, lafzını ve manasını çarpıtmayalım, elimizde kitapla sapmayalım, onlar gibi dünyevileşmeyelim diye anlatır. Onları tanıyalım, şerlerinden emin olalım diye anlatır. Biz bu ayetleri ne kadar iyi ve doğru anlarsak, kitapla sapan bu insanların durumuna düşmekten kendimizi korumuş oluruz.

Kur’ân bize Yahudileri şöyle tanıtır:

Allah’ın ayetlerini tahrif edenler

Oysaki onlardan bir zümre, Allah'ın kelâmını işitirler de iyice anladıktan sonra, bile bile onu tahrif ederlerdi.[1] Elleriyle Kitap yazıp sonra onu az bir bedel karşılığında satmak için «Bu Allah katındandır» diyenlere yazıklar olsun! Elleriyle yazdıklarından ötürü vay haline onların! Ve kazandıklarından ötürü vay haline onların![2]

Onlar, Allah’ın ayetlerinin lafızlarını değiştirerek, o lafızlar üzerinde oynayarak, onları eğip bükerek ve yanlış yerlerde yorumlayarak tahrif etmişlerdir.

Allah’a iftira atanlar

Yahudiler, Allah'ın eli bağlıdır/sıkıdır, dediler. Hay dedikleri yüzünden elleri bağlanası ve lânet olasılar! Bilâkis, Allah'ın elleri açıktır, dilediği gibi verir.[3]

Onlar, Yüce Allah’ı gereği gibi ve doğru tanımadılar, O’na yakışmayacak şeyleri isnat ettiler.

İlahî yasakları çiğneyenler

Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: Aşağılık maymunlar olun! dedik.[4]

Onlar, ilahî yasakları çiğnemeyi alışkanlık haline getirdiler.

Hakikatleri gizleyenler

Ey ehl-i kitap! Neden doğruyu eğriye karıştırıyor ve bile bile gerçeği gizliyorsunuz?[5] Siz onu kâğıtlara yazıp (istediğinizi) açıklıyor, çoğunu da gizliyorsunuz.[6]

Onlar, gerçekleri gizlediler, insanlara açıklamadılar.

Peygamberleri Allah’ın oğlu yaparak şirk koşanlar

Yahudiler, Uzeyr Allah'ın oğludur, dediler. Hıristiyanlar da, Mesîh (İsa) Allah'ın oğludur dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) daha önce kâfir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin! Nasıl da (haktan bâtıla) döndürülüyorlar![7]

Peygamberler, insanladan seçilmişti. Onları insanüstü varlıklar olarak görmek de yanlıştı, onları sıradanlaştırmak da yanlıştı. Kitap ehli her ikisini de yaptılar.

Peygamberleri katledenler

Sözlerinden dönmeleri, Allah'ın âyetlerini inkâr etmeleri, haksız yere peygamberleri öldürmeleri ve «Kalplerimiz kılıflanmıştır» demeleri sebebiyle (onları lânetledik, türlü belâlar verdik.[8]

İnsanlığın hayrına gönderilmiş olan peygamberler, kendilerine uyulmak ve destek olmayı beklerlerdi. Ancak onlar, peygamberlere uymak ve onlara engel olmak şöyle dursun, onları katletmekten çekinmediler.

Peygamberleri incitenler

Ey iman edenler! Siz de Musa'ya eziyet edenler gibi olmayın. Nihayet Allah onu, dedikleri şeyden temize çıkardı. O, Allah yanında şerefli idi.[9]

Peygamberi katletmek, sağlığında onu öldürmek şeklide olur. Aynı şekilde onun davasını etkisiz hale getirmek de onu öldürmek gibidir. Peygambere eziyet de hem sağlığında olur, hem de vefatından sonra. Vefatından sonra peygambere eziyet, onun yolunu terk etmek yahut ona aykırı davranmak şeklinde olur.

Peygamberimizi bile bile inkar edenler

Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (o kitaptaki peygamberi), öz oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Buna rağmen onlardan bir gurup bile bile gerçeği gizler.[10]

Gerçeği bilmek yetmiyor, önemli olan gerçeği bilip gereğini yerine getirmektir.

Meleklere düşman olanlar

Kim, Allah'a, meleklerine, peygamberlerine, Cebrail'e ve Mikâil'e düşman olursa bilsin ki Allah da inkârcı kâfirlerin düşmanıdır.[11]

Melekler, her zaman Yüce Allah’ın isteklerine uygun hareket eden ve insanların hayrına işler yapan varlıklardır. Meleklere düşman olmak, hayra ve hayrın sahibi Allah’a düşman olmaktır.

Tağuta inananlar

Kendilerine Kitap'tan nasip verilenleri görmedin mi? Putlara ve bâtıla (tanrılara) iman ediyorlar, sonra da kâfirler için: «Bunlar, Allah'a iman edenlerden daha doğru yoldadır» diyorlar![12]

Allah’ı doğru bir şekilde tanıyıp O’na layığı ile kulluk etmeyenler, başka şeylerin kulu olurlar. İşte kitap ehli bu hallere de düştü.

Din adamlarını putlaştıranlar

Onlar,  Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesîh'i (İsa'yı) rabler edindiler.[13]

Onlar, Yüce Allah’a ait olan helal ve haram kılma yetkisini din adamlarına vererek onları putlaştırdılar.

Buzağıya tapanlar

Andolsun Musa size apaçık mucizeler getirmişti. Sonra onun ardından, zalimler olarak buzağıyı (tanrı) edindiniz.[14]

Hakikati içselleştirememiş olanlar, batıl ve hurafelerin esiri olurlar. Onlar da öyle oldular.

Haram yiyenler

Ey iman edenler! (Biliniz ki), hahamlardan ve râhiplerden birçoğu insanların mallarını haksız yollardan yerler ve (insanları) Allah yolundan engellerler.[15] Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür![16] Hep yalana kulak verir, durmadan haram yerler.[17]

Yüce Allah’ı hesaba katmadan yaşayanlar, helal-haram ölçüsünü çiğnerler. Artık böyleleri tüm çeşitleriyle günahlara bağışıklık kazanırlar.

Müslümanlara haset edenler

Ehl-i kitaptan çoğu, hakikat kendilerine apaçık belli olduktan sonra, sırf içlerindeki kıskançlıktan ötürü, sizi imanınızdan vazgeçirip küfre döndürmek istediler.[18]

Allah’ın dinini kabul etme ve onu yaşama hazzına eremeyenler, hasetlerinden başkalarının da bu hazzı yaşamasını istemezler ve onlara engel olmaya çalışırlar.

Fitne ve fesat için koşturanlar

Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.[19]

Onlar, Allah’ı tanımadıklarından, O’na bağlı olmadıklarından, O’na ait her şeyi tahrip etmek isterler. Nesli ve kültürü, barışı ve çevreyi yok etmek için birbirleriyle yarışırlar.

Yüce Rabbin Kelamındaki bu ve benzeri ayetleri okuyan Müslümanlar, Allah düşmanlarını iyice tanırlar ve onların düştükleri yanlışlara düşmemek, onlar gibi olmamak, onlara benzememek için gayret sarf ederler. Unutmayalım ki ibret almazsa tarih bizler için d tekerrür edecektir.