Doç. Dr. Murat Kayacan

Doç. Dr. Murat Kayacan

Kur'an’da..

Kur'an’da zamirlerin eril ve dişil formu

 

Kur'an’da birtakım ayetler vardır ki o ayetlerdeki eril ve dişil zamirleri anlamlandırmakta güçlük çekilmektedir. Bu yazıda bu sorunu aşmak konusundaki iki yaklaşımı ortaya koyacağız.

Ele alacağımız ilk formül Muhammed Hamidullah’ınkidir: Kur'an’ın vahyedildiği dönemde, Arapça dilbilgisi, erkek ve tekil zamirin dişi için de kullanılmasına elveriyordu. Ama daha sonra bu durum eskiyip uygulamadan kalktı. Bu tezi destekleyen bir durum da şudur: Bir taraftan, (cümlenin başında olduğu zaman) tekil erkek (müfred müzekker) fiil bugün bile hem erkek, hem de dişi, hem tekil hem de ikil ve çoğul zamir olarak kullanılmaktadır: “Şehirdeki kadınlar dedi ki…” (Yusuf, 12: 30). Bu ifadenin orijinalindaki fiil tekil ve erkekler için kullanılan bir fiildir. Arapça’da tekil ve bayanlar için bir fiil formu da mevcuttur ancak bu ifadede konuşanlar kadınlar olmasına rağmen erkekler için kullanılan fiil formu kullanılmıştır. [1] “Bedeviler dedi ki” derken de قَالَتِ الْأَعْرَابُ وَقَالَ الْأَعْرَابُ şeklinde yine erkekler ya da kadınlar için kullanılan fiil formunu tercih etmek Arapça’da sorun çıkarmamaktadır.[2] Hamidullah’ın yorumundan farklı bir yoruma göre ise dedikodu yapan bu şehirli kadınlar yaşlılıktan adeta kadınlık özelliklerini yitirdikleri için onlardan söz edilirken erkek formundaki fiil kullanılmıştır.

İkinci formül ise, -Hamidullah’ın yaklaşımından farklı olarak- erillik ve dişillik farkını korumayı ve bazı ayetlerdeki (açıklamakta zorlanılan) eril ve dişil zamirleri bir şekilde izah etmeyi denemektedir. Sözgelimi, “Biz ona üfledik…” (Tahrim, 66: 12) mealindeki ifadenin geçtiği ayette kullanılan eril zamir Hz. Meryem için kullanılmaktadır. Yine Hz. Meryem’le ilgili bir diğer ayetteki, “Biz ona üfledik…” (Enbiya, 21: 91) ifadesinde bu sefer bayanlar için kullanılan zamir tercih edilmiştir.[3] Bu anlama sorununa yol açan durumu çözüm bağlamında Tahrim suresindeki ayette eril zamir kullanılarak Hz. Meryem’in nefhanın muhatabı olan organına işaret edildiği, ya da kastedilenin (onun rahmindeki) Hz. İsa olduğu,[4] Enbiya suresindekindeki ayetteki dişil zamirle ise Hz. Meryem’in kendisinin kastedildiği söylenmektedir.[5]

En doğrusunu Allahu Teala bilir.



[1] Hamidullah Muhammed (1908-2002), Aziz Kur'an, (çev: Abdülaziz Hatip, Mahmut Kanık), Beyan Yay., İst., 2000., s. 421.

[2] Kurtubî, Ebû Abdillah Muhammed b. Ahmed el-Ensârî (ö. 671 h), el-Câmi’ li Ahkâmi'l-Kur'an, 10 c. (20 cüz), 2. bs., Daru’l-Kütübi’l-Mısriyye, Kahire, 1964, IX, 176.

[3] Hamidullah, a.g.e., s. 421.

[4] Râzî, Fahruddin (h. 606/1209), et-Tefsîru’l-Kebir, 11 c., 2. bs., Daru İhyai Turasi'l-Arab, Beyrut, 1997, X, 575.

[5] Zuhaylî, Vehbe ibn Mustafa, et-Tefsiru’l-Münir fi’l-Akideti ve’ş-Şeriati ve’l-Menhec, 30 c., 2. bs., Daru’l-Fikri’l-Muasır, Dımeşk, h. 1418, XVII, 124.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Çok uzun metinler, küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,Türkçe karakter kullanılmayan yorumlar onaylanmamaktadır.