Doç. Dr. Murat Kayacan
Kur’an’da “(İsa’nın) annesini” ifadesi
Kur’an’da “li ummihi (annesine)” ifadesi bir ayette (en-Nisa 4/11) iki defa geçmektedir. Ummihi (bağlam gereği annesine ve annesinden) şeklinde iki ayette (el-Kasas 28/13; el-Abese 80/35); ummuhu (anası) şeklinde dört yerde (el-Mâide 5/75; Lokmân 31/14; el- Ahkāf 46/15; el-Kâria 101/9) ve ummehu (annesini) şeklinde de iki ayette (el-Mâide 5/17; el-Müminûn 23/50) geçmektedir. Bu ayetlerden üç tanesi, Hz. İsa’nın annesi Meryem’den söz etmektedir (el-Müminûn 23/50; el-Mâide 5/17, 75). Bu yazıda sadece söz konusu üç ayet, içlerinde bulundukları iki surenin iniş sırasına göre ele alınacaktır. Bağlam gereği, el-Mâide 5/75’te kelimenin çevirisi “annesi” şeklinde yapılmıştır.
Allah, gücünü çeşitli vesilelerle insanoğluna göstermiştir. Bunlardan birisi de Hz. Meryem’in evlenmeksizin Hz. İsa’yı doğurmasıdır. Onların her ikisi de düşünen kimseler için birer ayettir: “Meryem oğlunu ve annesini de bir alâmet kıldık; onları, yerleşmeye elverişli, suyu bulunan bir tepeye yerleştirdik.” (el-Mü’minûn 23/50). Ayette Hz. İsa’nın, Meryem’in oğlu olduğuna vurgu yapılması, dolaylı olarak onun “Allah’ın oğlu” olduğu şeklindeki şirk inancına bir eleştiridir. Söz edilen tepenin neresi olduğu kesin olarak bilinmemektedir. Önemli olan yerin adı değil, iki muttaki kula, suyu ve ürünleri bol bir yerin nasip edilmesidir. Allah, kullarına karşı pek lütufkârdır.
Hristiyanlar, tevhit ehli olduklarını söylerler; ancak Allah’ın birliği üzerine konuşulunca aslında bu birliğin “üç unsurun birliği (baba, oğul ve ruhü’l-kudüs)” olduğunu ileri sürerler. Onlara göre baba ve ruh, oğulda somut hale gelmiştir: “Şüphesiz ‘Allah, Meryem oğlu Mesîh'tir,’ diyenler ant olsun ki kâfir olmuşlardır. De ki: Öyleyse Allah, Meryem oğlu Mesîh'i, annesini ve yeryüzündekilerin hepsini yok etmek isterse O’na kim bir şey yapabilecektir! Göklerde, yerde ve ikisi arasında ne varsa hepsinin mülkiyeti Allah'a aittir. O dilediğini yaratır ve Allah her şeye tam anlamıyla kadirdir.” (el-Mâide 5/17). Hristiyanlar, Hz. İsa’yı hem Allah hem de Allah’ın oğlu (hâşâ) kabul etmek gibi bir şirk inancına sahiptir. Hâlbuki Hz. İsa, Allah’ın yok etmeyi istemesi karşısında acizdir bu durumda onun ilah olduğunu savunmak ne kadar abestir! Zaten Hristiyanlar, İsa’nın çarmıha gerilerek öldürüldüğüne sonra tekrar dirildiğine inanmaktadırlar. Allah’ın yarattıklarından biri olan İsa ile bütünleştiğini iddia etmek küfür ise benzer bir iddiada bulunan ve kendisini Müslüman olarak takdim eden kimseler, bu şirk tehlikesinden ibret almıyorlar demektir. Hristiyanın söylediğine küfür, benzerini iddia eden ve kendisini Müslümanım diyeninkine iman denilmez.
Hristiyanların iddiasının aksine Hz. İsa, Allah’ın kulu ve elçisidir: “Meryem oğlu Mesîh ancak bir resuldür. Ondan önce de (birçok) resuller gelip geçmiştir. Annesi de çok doğru bir kadındır. Her ikisi de yemek yerlerdi. Bak, onlara delilleri nasıl açıklıyoruz, sonra bak nasıl (haktan) yüz çeviriyorlar.” (el-Mâide 5/75). Hz. İsa’nın babasız olarak Hz. Meryem’den doğması gayet şaşırtıcı ise hem annesiz hem de babasız şekilde Hz. Âdem’in dünyaya gelmesi daha da şaşırtıcıdır. Buna rağmen Hristiyanlar, Hz. İsa sevgisinde aşırı giderek onun doğum şeklini “insanüstü bir varlık” daha doğrusu ilah olmasına kanıt saymışlardır. Hz. Meryem’in güvenilir birisi olması, ona atılan iftiraların geçersizliğini göstermektedir. O ve oğlu İsa, yemek yediklerine göre her ikisi de diğer insanlar gibidir. İsa’nın ilah, annesinin de ilahı doğuran kimse olması apaçık bir iftiradır. Allah, bu konuyu bu kadar güzel açıklamasına rağmen, doğru yolu tercih etmeyenlere bu açıklama bir fayda sağlamamaktadır. Ayrıca İncil’de “İsa çölde kaldığı kırk gün boyunca Şeytan tarafından denendi.” (Markos 1/13) denilmesi de onun bizim gibi bir insan olduğunu göstermektedir.
Görüldüğü gibi ikisi ummehu (el-Mâide 5/17; el-Müminûn 23/50) ve biri de ummuhu (el-Mâide 5/75) lafızlarıyla Hz. İsa’nın annesinden söz eden üç ayette Allah’ın Meryem oğlu İsa olduğunu söyleyenlerin kâfir olduklarından, her şeyin sahibi olan Allah’ın dilerse Hristiyanların ilah kabul ettiği İsa’yı ve annesi dâhil yeryüzünde ne varsa yok edebileceğinden, Hz. İsa’nın diğer elçilerden farksız bir beşer olduğundan, onun annesiyle birlikte düşünen insanlara ayet niteliği taşıdığından ve Allah’ın o ikisine dünyada verdiği nimetlerden söz edilmektedir.