Esat Çoğal
Kurban ve kan
Cenab-ı Hakk'ın dostu olma şerefiyle şereflenmiş (Halilim)d ediği, bir peygamber olan İbrahim (a.s.) bir adakta bulunmuş ve bir oğlu olduğu takdirde onu Allah'a kurban edeceğini adamıştı. Aradan geçen zaman içerisinde oğulları olmuş ama o, adağını nasılsa unutmuştu. Rüyada oğlunu kurban ediyor görmüş ve irkilmişti. Hz. İbrahim bu rüyayı üç ayrı gece görmüştür. Bildiğiniz gibi Peygamberlerin rüyası vahiy olduğu gibi onlar tarafından yapılan tabirleri de vahiydir. İbrahim a.s. da rüyasını, oğlunu kurban etmesi gerektiği şeklinde tabir etmiş ve böylece bu tabir de vahiy olmuştur. Artık Hz. İbrahim'in bu vahyi yerine getirmesi gerekiyordu.
Elbette bu çok zordu ama Allah'tan aldığı vahye uymaması daha zordu. Ki İbrahim a.s. büyük bir imtihan karşısında olduğunu anlamıştı. Hiç tereddüt etmeden Allah'a teslim oldu ve durumu oğlu İsmail aleyhi's-selâm'a açmaya karar verdi. Hatırladınız değil mi bu bilgileri. Şimdi..!
Kur’an-ı Kerim’de ne buyruluyor: "İbrahim 'Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et' dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, 'Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin ?' dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.' dedi. Her ikisi de Allah'a teslim oldular (Allah'ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: 'Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.' Dedik ve ona (İsmail'e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim'e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü O, bizim mümin kullarımızdandır."
Görülüyor ki, Kur'an da Hz. İbrahim'in gördüğü rüyanın vahiy olduğunu teyit etmiştir. Çünkü Cenâb-ı Hak kendisine seslenirken: "Ey İbrahim, gördüğün rüyaya gerçekten sadakat gösterdin." buyurmuştur.
İbrahim a.s., Allah'ın emrine boyun eğerek oğlunu kurban etmek üzere şakağı üzerine yatırınca Cenab-ı Hak, İsmail'in yerine bir koyun kurban etmesini emretmiştir. Bu, Allah'ın insanlığa büyük bir lütfüdür. Şimdi sorarım sizlere; hangimiz evladımızı kurban ederdik Allah’a? Bırakın bir çocuğu sizin 10 çocuğunuz olsa edemezsiniz kurban... Allah, insanları Hz. İbrahim'in aracılığı ile insanı kurban etmekten korumuş olmasaydı muhtemelen insanlar, evlat kurban etme, gibi korkunç bir geleneğe sahip olabilirdi ve insanları bu korkunç gelenekten kimse de kurtaramazdı.
İbrahim a.s. oğlu yerine Cenâb-ı Hakk'ın kendisine gönderdiği koçu kurban etmiştir. Böylece de kurban Hz. İbrahim'den sünnet olarak bize intikal etmiştir. Kurban dinimizin ŞİARIDIR yani olmazsa olmazlarındandır.
Kurban, insanın Allah'a yaklaşmasına ve O'nun rızasını kazanmasına vesile olan bir ibadettir. "Kurban" kelimesinde bu mana vardır. İnsan kurban kesmekle Hz İbrahim (a.s.) gibi Allah'a ve O'nun emirlerine bağlılığını, gerekirse O'nun rızasını kazanmak için her fedakârlığa katlanacağını göstermiş olur. Maide suresindeki ayet-i kerimeler de bu konuyu aydınlatıyor.
Gelelim Kurbanın bayramına. Hele ki çocukların dünyasında ayrı bir yeri vardır bu özel günlerin. Senede iki kez yaşarlar çocuklar bu coşkuyu; ama kimi zaman izleri bütün bir sene sürer hatta gelecek yıllarda da silinmez. Bundan değil midir, biz yetişkinlerin “eski bayramlar” diyerek özlemlerimizi dile getirişimiz?
Bayramlardaki bu coşkuların yanında, bayramların çocuğa davranışsal getirileri de olabilir. Ve bu ebeveyne ve çevreye bağlıdır. Yani sizlere…
Evet, Kurban Bayramı bu özel anlardan biridir. İçinde Yüce Rabbimiz (cc)’e karşı emre itaati simgeleyen, yardımlaşma yoluyla sosyal bağları kuvvetlendiren özel bir zaman dilimidir.
“Kurban” kavramı çocuklarımıza mutlaka detaylandırılmalıdır. 7 yaşından sonra Hz. İbrahim kıssası da eklenerek kurbanın anlamı aktarılabilir. Eğer siz çocuklarınızı, 3 yaşından itibaren TV karşısına, bilgisayar karşısına oturtup, dizilerdeki kafalara sıkmaları, oyunlardaki vahşeti ve kan sıçramalarını, beraber seyredip, oynuyorsanız.7 yaşına gelmesini beklemenize de gerek yok. Bir kere 7 yaşından önceki çocuklara kurbanın Allah’ın (cc) bir hediyesi olduğu söylenmeli. Hangi yaşta olursa olsun çocuklara kurbanın sosyal boyutu anlatılmalıdır.
Kurban ile birlikte insanların birbirleri ile yardımlaştıkları, ekonomik seviyesi düşük ailelerin ve bu ailelerin çocuklarının “et” yiyemediklerini yıl içinde yararlanamadıkları; ama bu bayram nedeniyle “et” yiyebilip daha da sağlıklı olabildikleri anlatılmalıdır.
Bunların dışında çocukların merakları karşısında ebeveynler çocuklarına şu açıklamalarda bulunabilirler: Bak evladım; Kâinattaki bütün canlılar birbirlerine yardım ederler. Ve bunu yapmaktan da çok zevk alırlar, mutlu olurlar. Mesela bitkiler, insanların ve hayvanların kendilerini yiyip beslenmelerini ister, böylece yardımlaşmış olurlar. Hayvanlar da insanların, kendilerinin etlerini yemelerini, sütlerinden faydalanmaların, yumurtalarından ve yünlerinden yararlanmalarını çok isterler. Böyle olunca hem çok mutlu olurlar, hem de yardımlaşmış olurlar. İnsanlar da Allah’ın verdiği nimetleri birbirleri ile paylaşırlar. İşte bu nedenlerle kurbanların kesilirken canları yanmadığı gibi çok mutlu olurlar…
Not: Ramazan Bayramına modern arkadaşlar ‘ŞEKER’ bayramı derler ya… O arkadaşlara söyleyin de Mübarek Kurban Bayramı’na da ‘ET’ Bayramı desinler.
Hoşça, sağlıcakla kalın. Ama en önemlisi adam gibi kurban keserek, adam gibi adam kalın.