Prof. Dr. Ramazan Altıntaş
Kutlu Doğum faaliyetlerinin ardından
Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı 1989 yılından itibaren Hz. Peygamberin doğumunu Kutlu Doğum Haftası olarak ilan etti ve o tarihten itibaren bu hafta gerek ülkemizde ve gerekse yurt dışında göçmen vatandaşlarımızın yaşadığı ülkelerde büyük bir coşku ile kutlanmaya başlandı. Umarım bu hafta, insani değerlerin, kültürel kimliğin ve milletimizin tarihsel sürekliliğinin devamı için bir aktarım vasıtası olarak resmiyet kazanır. Böylece diğer resmi haftalar gibi bütün kurumlar tarafından kutlanır. Milletimizin bekâsı için bu manevi harca büyük ihtiyaç vardır.Kutlu doğum haftası münasebetiyle özellikle ülkemizde Hz. Peygamberin davranış modelleri bilimsel platformlarda değişik açılardan konferans, panel, sempozyum şeklinde ele alınıp tartışılmaya başlandı. Gitgide bu durum, Onu anlama ve yaşama pratiği açısından toplumun bütün kesimleri tarafından sahiplenildi, tatlı bir rekâbet ortamında değişik kültürel etkinliklere konu edildi.Bu hafta münasebetiyle Anadolunun birçok il ve ilçelerinde bizzat konuşmacı olarak katıldığım etkinliklerde de gördüğüm gibi, bu olaya sadece müftülüklerimiz duyarlı kalmadı, gerek İlahiyat Fakültelerimiz ve gerekse sivil toplum örgütleri çok büyük ilgi gösterdi. Toplum kesimlerinin tümü Hz. Peygamberi anlama ve yaşama yarışmasına katıldı. Geçen yıllardan daha canlı geçti bu yılki etkinlikler. Birçok duygusal davranış biçimlerine tanık oldum. Bu yıl Hz. Peygamberin doğumunu kutlama programları daha bir sahiplenildi halkımız tarafından. Sosyolojik olarak araştırılmaya değer bir konu.Yukarıda da işaret ettiğim gibi Büyük Doğumu kutlama etkinlikleri salt, anlatımla sınırlı kalmadı. Adeta, festivale dönüştü. Gerçekten il ve ilçe müftülüklerimizin organize ettiği Kutlu Doğum Etkinlikleri mutlaka muhteşem olmuştur. Mutlaka birbirinden güzel programlar düzenlenmiştir Anadoluda. Ama benim gördüğüm bir kutlama programı var ki, örnek almak ve örnek oluşturmak hasebiyle burada anlatmak istiyorum.TOKATın Turhal ilçesi, 100 bin nüfusa sahip Anadolunun doğal ve tarihi güzellikleriyle bezenen şirin bir ilçe. O hale gelmiş ki bu ilçemiz, artık ilçe niteliğini taşımak kendisine hafif geliyor. İlçe olmanın ötesinde karşımızda bir il gibi duruyor. Bu yönü ayrı bir konu. Umarım siyasiler bu nokta üzerinde düşünürler. Turhal İlçesi Müftümüz Ali Aslan, 8 günlük bir kutlu doğum programı hazırlamış ki, adeta bu programın uygulanmasında yaşadığı vecd hali görmeye değerdi doğrusu. Bu programda neler yoktu ki, herbir güne sığması bile olağanüstülükler yaşatmaya vesile olan bu çaba, adeta ilçeye büyük bir coşku ve hareketlilik getiren Hz. Muhammedi anlama ve yaşama festivaline dönüşmüş. Halkımıza kitap dağıtımı, Mevlid okuma, din görevlilerimizin el ürünlerinin sergilenmesi, Kuran Kursu öğrencilerinin ilçenin parkında düzenledikleri gıda kermesi, Cuma namazından sonra ilçe halkına ikram edilen kutlu doğum aşı, pilavı, tasavvuf musikisi konseri, hele hele liseler arası düzenlenen Naat okuma yarışması büyük duygusallıkların yaşanmasına sebep oldu. Bu öğrencilere altın dağıtımı ayrı bir çaba. Din ve Barış konulu düzenlediğimiz açık oturum. Ayrıca Kuran-İnsan İlişkileri konulu konferanslar. Din Görevlilerinin eşleri arasında yemek yarışmaları. 100 hadis ezbere okuma yarışmaları. İlköğretim ve Liseler arası dini bilgiler yarışması. Çağımızda aile ve gençliğin problemleri konulu bir başka konferans. Din görevlileri arasında hutbe okuma ve yazma yarışması. Fakir hastaların ücretsiz muayene edilmesi ve ilaç dağıtımı. Yine edebiyatımızda naat geleneği ve Hz. Muhammed konulu bir başka konferans. İlköğretim okulları arasında şiir ve kompozisyon yarışmaları. Kitap sergisi. Esnafın Kutlu doğum haftası boyunca indirimli satışlar yapması. Kutlu doğum haftasında doğan çocuklara birer çeyrek altın takılması. Hastanelerde kan bağışı vb. Daha sayamadığım birçok faaliyet bir hafta içerisine sıkıştırılmış vaziyette. Ama her bir etkinlik çok düzenli bir şekilde sürdürülmektedir. Bunları gördükten sonra gerçekten İslamın bir nezaket ve disiplin dini olduğunu anlamamak elde değil. Kutlarım sizi değerli hocam, değerli müftüm Ali Aslan ve fedakar arkadaşları. Bu güzel etkinliğin bütün kurum ve sivil örgütlerimize örnek olması dileğiyle. Umarım Diyanet İşleri Başkanlığımız böyle çalışkan, fedakar ve cefakar mensuplarını motive etmek maksadıyla maddi ve manevi alanda takdir eder de bu yarış daha gelişir, yeni açılımlara konu olur, gittikçe her sene değişik bir güzellikte seyreder. Böylece Hz. Muhammed sevgisi ve ülküsü bütün toplum kesitleri tarafında coşkuyla kutlanır ve yaşama geçirilir.Yaşadığımız çağda modernitenin ortaya çıkardığı çıkmazları aşmada Hz. Muhammedi gönüllere üflediği soluğu anlamak ve yaşamak böyle programlar yapmaya değer doğrusu. Kutlu olsun, Onu anlatmak ve yaşatmak yolunda çaba gösteren isimsiz nice kahramanlara, Muhammedî yolun sürdürücülerine!...