PKK ve işbirlikçileri için;

Camileri yakacak kadar, İslam düşmanı, İmansız,

Kadınları, yaşlıları, bebekleri, gözünü kırpmadan öldürecek kadar Cani,

Öldürdükleri genç bir çocuğu 3. kattan atıp sonra üzerinden araçla geçecek, cesede bile işkence yapacak kadar Vahşi,

Hastanelere, ambulanslara saldıracak, sağlık görevlilerini katledecek kadar Merhametsiz,

Devletin şefkat elini kıracak kadar Satılmış,

Kendi halkına, kendi devletine ihanet edecek kadar Hain,

desek mütevazi davranmış mı oluruz?

O KADAR ÇOK HAİN VAR Kİ

Bu mücadelede örgüte destek veren işbirlikçi hain var ki,

Türkiye Cumhuriyeti’ni zorba, halkın seçtiği cumhurbaşkanını Firavun, bizim çocuklarımız, Anadolu’nun evlatları asker ve polisimize de zalim, haydut yaftası yapıştıran akademisyen, sendika, STK temsilcileri için “hain” dersek iltifat mı etmiş oluruz?

Mesela bir de “silahlar sussun” “çocuklar ölmesin” diye iki özneli, iki muhataplı cümleler kuranlar var.

İstisnaları kenara koyarak söylüyorum.

“PKK bebekleri katletmesin! PKK silah bıraksın, defolup gitsin” diyemeyenler, Terörü destekleyenler ancak bunu doğrudan söyleyemeyip kelime oyunların arkasına sığınan korkak hainlerdir.

Ne demek silahlar sussun!

PKK olmazsa, silahlar zaten susar!

PKK öldürmekten vazgeçerse bebekler de ölmez!

Ne yapacak devlet?

Hendek kazan, yakıp yıkan, orada hayatı zindan eden, kadınları ve çocukları bile katleden bir terör örgütüne göz mü yumacak?

Yani terör örgütü silahlarını bırakıp gidecek, yada devlet bunlara silahlarını bıraktıracaktır.

Aslında bu savaş tam da ‘Hak-Batıl’ mücadelesidir.

Bu Çanakkale’de birleşip başaramadıklarını, bugün taşeronları vasıtasıyla yürütmeye çalışan 7 düvelin Müslüman Osmanlının torunlarıyla yeniden savaşıdır.

Dün nasıl Çanakkale’de bayrakların inmemesi ve ezanların susmaması için can veren yiğitler varsa, bugün orada albayraklara sarılı tabutlarla baba ocaklarına dönen şehitlik mertebesine ulaşmış, yiğit, cesur, imanlı askerlerimiz, polislerimiz, doktorlarımız, sağlık çalışanlarımız var.

TAŞERON PİYONLAR

Bunlar Türkiye’nin büyümesini istemeyen, Türkiye’yi Irak’a Mısır’a, Suriye’ye çevirmek isteyen güçlerin piyonlarıdır.

Bunlar terörü ta başından doğuran, sonrada sözde terörle mücadele adı altında asit kazanlarında halk yakan, binlerce faili meçhule imza atan, yeri geldiğinde boş dağlara bomba atan yeri geldiğinde Mehmetçiği kırdıranların örgütlerin işbirlikçilerdir.

Bunlar “Çözüm Süreci”ne de karşıydılar.

Bunlar bugün yapılan operasyonlara da karşılar.

Bunlar terörü bitirecek, kardeşliğimizi tesis edecek “her türlü” girişime karşılar.

Son dönemlerde seslerinin bu kadar çok çıkması tükenişlerinin ipuçlarıdır.

İnsanın kanına dokunan şu;

Demek bugün bir savaşa girmiş olsak önümüzdeki düşmandan çok arkamızdaki hainlere bakacağız!

Adamlar Osmanlının mirası bu topraklarda leblebi yetiştirir gibi “hain” yetiştirmiş!

Dedesine onun dinine, küfreden soysuzlardan da olsa olsa hain olur!